39 Bin Metre Yüksekte Pazarlanan Enerji İçeği

Abone Ol
39 Bin Metre Yüksekte Pazarlanan Enerji İçeceği ve Felix’in Atlayışı
 
Geçen hafta Perşembe akşamı “nefesler tutularak” izlenen uzay sınırından yer küreye atlayış televizyon ve internet üzerinden milyonlarca, milyarlarca insana izlettirildi. Olayın 39 bin metre yüksekte gerçekleşmesi, bilim adına birçok yeni doneler verecek olması kapitalist sistemin çıkarcı mantığını kapatamaz.   
 
     Avusturyalı ekstrem sporcu Felix Baumgartner‘in uzaydan dünyaya atlayışı, dünya üzerinden 7 milyondan fazla insan tarafından canlı olarak izlendi. Felix Baumgartner, atlayışıyla ses hızını aşan ilk insan olarak da tarihe geçti.
 
     Fakat bu tarihsel olayın görüntüleri, tekelci kapitalist çağda elbette ki tekelci kapitalist sponsorların damgası vurulmadan izlenemezdi! Öyle ki, sadece görüntülerde değil, Felix Baumgartner’in giysi donanımına ilişkin çizimlere bile nal gibi Red Bull ve Zenith markaları yerleştirilmişti.
 
      1987 doğumlu, merkezi Avusturya‘da bulunan ve dünyadaki enerji içeceklerinin simgesi kabul edilen Red Bull, bugün 160‘tan fazla ülkede satılıyor. Şirket açıklamalarına göre, o zamandan bu yana 30 milyar civarında kutu (Dünya insan nüfusunun yaklaşık 6 katı) Red Bull tüketildi. 2010‘da ise tüketilen Red Bull sayısı 4,2 milyarı aştı. Red Bull 2009‘da dünya çapında 7 yüze yakın işçi çalıştırırken, işçi sayısı bugün 7 bin 758‘e ulaştı. Avusturya’da Red Bull tüketimi her yıl iki katına çıkarken, ilk olarak 1989‘da Singapur ve 1992‘de Macaristan’a çıkarma yaptı. Türkiye’de de şirket 2004‘ten bu yana kurulu bulunuyor.
 
       Red Bull’un şimdiye kadarki en iyi rakamlar olarak açıkladığı satışlar, gelir, verimlilik ve karlılığının temel sebepleri arasında Türkiye, Japonya, Brezilya, Almanya ve ABD‘deki yüksek satış artışları sayılıyor. Satışlar Türkiye’de yüzde 86, Japonya’da yüzde 80, Brezilya’da yüzde 32 oranında artış gösterdi. Red Bull, bunu “son yıllardaki zorlu ekonomik ortamda bile etkin maliyet yönetimi ve devamlı marka yatırımlarıyla birleştirilmesi” şeklinde açıklıyor. Red Bull, 2010‘da ülkem “yarış severlerinin” de yakından stakip ettiği Formula 1‘e sponsor olmuştu. Her yıl 5 binden fazla öğrenci (stajer işçi) Red Bull’da kölece çalışma koşullarında “kanatlandırılıyor” ve kırıntı ücretleriyle kölece çalışma koşullarında istihdam ediliyorlar.
 
         Bu “etkin marka “Yönetimi”yle” öncelikle her yaştan öğrenciler, beyaz yakalı işçiler, sporcular arasında yaygın olarak tüketilmesine rağmen ve de Red Bull’un başını çektiği enerji içecekleri konusunda sağlık otoriteleri yayınladıkları raporlarla sürekli alarm vermelerine rağmen sağlık denetimlerinden ve kontrollerinden rahatlıkla geçiveriyorlar. Milyonlarca emekçi insanımızı “almaları” için etkiliye biliyorlar..
 
      Tam da kapitalizmin ihtiyacı olan fiziksel ve zihinsel uyarı işlevi gören enerji içecekleri yüksek oranda kafein içeriyor. Bazı enerji içeceklerinde 14 kutu kola içmekle alınacak miktarda yani 505 miligram kafein bulunuyor. Buna bağlı olarak kafein zehirlenmesi ve alınmadığı zamanda kafein yoksunluğu, keza içki ile birlikte kullanıldığında da ciddi riskler içerdiği bağımsız sağlık kurulu raporlarıyla ispatlanmış durumda.
 
    Enerji içeceklerinin kalp hastaları, yaşlılar, hamile kadınlar ve çocuklar tarafından kullanılması kesinlikle sakıncalı görüldüğü yine bu raporlarda belirtilmekte. Öğrenciler arasında sıkı ders çalışma ve sınav dönemlerini de aşıp sabah kahvaltılarında bile kullanılmaya başlanan enerji içeceklerinin bazılarının içeriğinde haşhaş tohumu özü de bulunduğunu Mısırdaki sağır sulatan dahi biliyor.
 
     Red Bull, işçileri, öğrencileri, sporcuları tam da kapitalist verimlilik normlarını yakalayacak şekilde “kanatlandıran” ürün içeriğini marka yönetimini kökleyerek milyonlara benimsetti. Felix Baumgartner’ın uzay sınırından yer küreye atlarken giydiği donanımda Red Bull markasının nal gibi nakşedilmesi de, kapitalist sistemin bilimsel çalışmaların içeriği de dâhil sunumundan bile çıkar elde etmesini göstermesi açısından öğreticidir.