Aydınını, gazetecini, yazarını, askerini, bilim adamını götürdüler; 20 kişi geldi…
Mahkeme hukuksuz infaza başladı; toplana toplana Kızılay’da; 100 kişi…
*
Çocukları aldılar elinizden…
4+4+4 itirazı için 40 kişi toplanabildi anca…
Öğretmen gitti; 30 kişi…
Okul gitti; 10 kişi…
*
Laikliği yıktılar…
150 kişi zar zor…
Biber gazı gelince 2 kişi kaldı…
Onlar da gidecekti, polis otobüsünden çıkamadılar…
*
Cumhuriyet gitti…
Partiler, dernekler, sendikalar, üniversiteler, vakıflar el ele verdiler…
1000 kişi var, yok…
Sivil polisler yemeğe gidince baktık; 300 kişiymişiz…
*
Hadi bir daha “Cumhuriyetimiz için” yeniden meydana…
“Kim konuşacak?” kavgası çıktı…
Konuşamayanlar küsüp gittiler…
*
Bayrağı topladılar…
Atatürk’e çiçek sunmayı engellediler…
Marş okuyanı kovaladılar…
Konuşmayı, söylemeyi, yazmayı yasakladılar…
Sıhhiye’de 200 kişi anca toplandı…
*
Diyarbakır’daki meydana bak:
100 bin kişi mi?..
200 bin mi?..
Sadece görevli sayısı; 5000…
İzlemeye gelen gazeteci sayısı 2000…
Otuz kişiyle izlediler büyük gazeteler… “Yerinde izliyoruz” diye yazar, muhabir, karikatürist, ambar müdürü bile gidip baktı…
“Basına özgürlük” yürüyüşü yapıldı Taksim’de, foto muhabiri bile göndermediler…
*
Bu acı yazıdır…
Ben yazarken, siz okurken ağlayın…
*
Sonunda…
Kürtler başardılar…
Sinmiş, korkmuş, sessiz, öyle umursamaz, zahmet edip biraz kıpırdasaydı ya iki gözüm… Evde televizyonun karşısına oturup söyleneceğine…
Yol, yürüyen için vardır…
*
Bir de Kürtlere kızıyorsun:
“Türk bayrağı niye yoktu?..”