-Akarsu, güzel söz ve devlet önemlidir. Buradaki geçici heves ve mutluluğa güven olmaz. Vefasızlık ve dönekliğin alameti; yürürken, hemen uçar, ayağı kaygandır!
-Ey hükümdar! Saltanatının uzun sürmesini istersen, şu birkaç işi yap, birkaç işi de bırak. Adaletle iş gör, hiçbir zaman zulüm etme; Tanrıya kulluk et ve onun kapısına yüz sür.
-Ey devlet adamı! Kötü kanunlarla dünyaya hükmedilmez. Bir kimse kendi zamanında kötü bir iş yaparsa, kendisinden sonra kötü bir isim bırakmış demektir. Bir kimse iyi kanun yapar bırakırsa, adının ayakta durmasını sağlamış demektir.
-Verdiği sözden dönen bey, hiçbir zaman büyüklüğe ermesin! Yalancı ve öfkeli insan hiçbir zaman dünyaya hâkim olmasın! Yalancı ve hasis kimse, nasıl halka reislik edebilir?
- Sen bu kadar halkın yükünü yüklenmiş bulunuyorsun; uyanık ol, gafil olma ve düşünerek hareket et. Bir sürü aç kurt senin etrafına toplanmıştır; ey kahraman hükümdar, koyunları iyi muhafaza et. Memlekette bir kimse bir gece aç kalırsa, onu Tanrı sana soracaktır; gözünü aç.
-Ey hükümdar, bugün sen bir meşale gibi yanıyorsun, fakat bunun ışığı başkaları içindir; ey temiz kalpli insan. (...) Ölüm gelip, kapıyı çalarsa; büyüklük bu beyliğin hepsi burada kalır!
-Halk bozulursa, onu beyler düzene koyar; eğer beyler bozulursa onları kim düzeltir?
-Ey hükümdar! Tavrın doğru ve hareketin temiz olsun; yoldaşın akıl ve müşavirin bilgi olsun.
“Ey hükümdar! Sen halkın seçkinisin, hareketin de seçkin olsun; düşüncen ve sözün dürüst ve doğru olsun. Beyler kötü hareket ederse, kötüler kuvvetlenir, iyi an’âneleri bozarlar."
Ey hükümdar! Eşitliğin olmadığı yerde, haksızlık baş kaldırır! Huzur ve sükûnetin yerini kaos ve kargaşa alır. O toplum ise, rotasını yitirmiş, ne yaptığını, nereye gideceğini bilemez.
Ey hükümdar! Devlet de, ikbal de geçici bir saltanattır; mühim olan o makamda uzun zaman kalmak değil, hayır ile anılacak işler yapmaktır.” diyor
Meşhur tarihçi, devlet adamı İbn Haldun, “Devlet” isimli eserinde, “Devlet”, kimilerine göre iktidarın, kimilerine göre kudretin kaynağı; kimilerine göre ise adaletin ve erdemin kaynağıdır. Mühim olan, bir devlet adamının seçimini, dürüstlükten yana kullanmalıdır diye ifade etmektedir.
Maverdî, Şeyzerî, Gazâlî, İbn Hazm gibi İslâm siyaset bilimcilere göre; Adil bir devlet başkanının yönetiminden mahrum olan ülke, okyanusun ortasında fırtınaya yakalanıp, yolcuların hayatlarından ümit kestikleri kaptansız gemiye benzer. Siyaseti güzel olanın, başkanlığı devamlı olur.
Devlet başkanı, övülen ahlâkî davranışları kendinde toplayamazsa, yönetiminde aksaklık ve bozulmalar ortaya çıkar. Aşağıdaki söz bu gerçeği dile getirir: ‘Ahlâk, aklın göstergesidir. Ahlâkı olmayanın, aklı da yoktur. Aklı olmayanın ise siyaseti, siyaseti olmayanın da, iktidarı yoktur” görüşünü savunmuşlardır.
Şeyzerî’ye göre, ahlâklı devlet adamının iki temel prensibi vardır. Bunlar, bilgiyle donanmak ve arzuları terk etmektir. Eğer, “Devlet başkanı ihtiras ve tutkuların esiri olmaktan korunabilir, zararlı özlem ve arzularını frenleyebilirse, doğru siyaset, akıl aynasında ona görünür.” [1]
-Bir Batılı düşünür: E.F. Schumacher:”En önemli görevimiz, bugün yürüdüğümüz çıkmaz yoldan geri dönmemizdir!”diyor. Çünkü Ahlak, Demokrasiden Daha Önemlidir.
- Pascal’a göre: Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet ise zalimdir!
-Çin atasözünde: Bir yerde küçük insanların gölgesi çok büyümüşse, orada güneş batmak üzeredir!
- İncil’den: “Zor kullanarak başa geçen diktatörlerin çoğu, gene zora boyun eğerek devrilirler!
Eflatun; Kendini idare etmesini bilmeyenler, yurttaşlarını yönetmek iddiasında bulunamazlar!” demiştir.
Bizim geleneğimizde, “Eden, bulur!” Vicdan, Yasalarla Olmaz.
Adalet bir toplumda düzenin sağlanması için gerekli olan en önemli kavramdır. Adaletin olmadığı yerde düzenin olmayacağı aşikârdır. Bu bakımdan Adaletin ölçüsünü kaçırıp onu yerinde kullanmazsanız, düzen bozulur