Gençliğe Hitabe’yi hedef tahtasına oturtmak millî hassasiyetlere bir müdahaledir !
Münafık konuştuğu zaman yalan söyler, sözverdiği zaman sözünde durmaz, düşmanlık yaptığı zaman aşırılığa gider, emanet edildiği zaman emanete hıyanet eder.
Recep Tayyip Erdoğan’ın Nato’nun Libya’da ne işi ver demesinden bir gün sonra Nato’nun ve Amerika’nın yanında yer alarak Kaddafi dahil binlerce Müslüman’ın öldürülmesinde oynadığı rolü biz unutmadık. Bu sebeple onu ve yandaşlarını eleştiriyor, kendilerine işledikleri günahların büyüklüğünü hatırlatıyoruz. Amerika’ya (emperyalistlere) itaat etmenin Irak’ta 2 milyon Mûslüman’ın ölümüne sebep olduğunu, bu soykırımcı güçlere destek olma yanında bir de ülkelerine sağ selim dönmeleri için dua etmenin de dinden uzaklaşma ve emperyalist ülkelerin saflarında ya da yanlarında yer alma demektir. Yani yandaş gazeteler veya televizyonlar, hakimler ve savcılar, emniyet görevlileri, amirler, memurlar AKP’ye destek olmakla bir çift kadın memesine ben vatanı satarım diyenlerle, Müslüman kanı akıtanlarla (Peygamberimizin ismini ders kitaplarından çıkaranlarla, Türk Silahlı Kuvvetlerine, vatanseverlere iftira edenlerle, tertip yapanlarla) aynı hedeflerde buluşmuş olmaktadırlar. Kur’an, ve Peygamberimiz onları bu halleriyle reddetmekte, onlar içlerine girdikleri küfür geçitlerinde İslâm’ı ve Peygâmber sevgisini kaybetmektedirler.
Ahzab Sûresi, 23. Âyet : «Mü’minler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.»
Yani bir gün önce Nato’nun Libya’da ne işi var diyenler, bir gün sonra bu sözlerini bir kenara atanlar ve vahşice işlenen cinayetlere sebep ya da ortak olanların Kur’an’a ne derece ters düştüklerini görmek zor olmamaktadır!
AKP yöneticilerinin Türk milletinin mîllî, tarihî ve dinî bağlarını koparma girişimlerinin tümü, Emperyalist projelerdir. AKP’li yöneticilerin bu projeleri toplumu ayrıştırarak, kamplaştırarak, çatıştırarak gerçekleştirmek istemeleri de artık gizlenememektedir.
Irak’ta 2 milyon Müslüman’ı katleden, binlerce kız çocuğuna ve anaya tecavüz eden Amerikan askerlerine ülkelerine sağ selim dönmeleri çin dua eden, Müslümanların katledilmesi için dış güçlere askerî ve stratejik destek veren Recep Tayyip Erdoğan önce bu icraatlarının İslâm’a uygun olup olmadığını sorgulamalı ve bunların hesabını Türk milletine vermelidir!
Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da, Pakistan’da, Mısır’da, Libya’da gerçekleştirilen Müslüman katliamlarına destek vererek Müslüman olunmaz. Bu nedenle İslâm’dan ne denli uzaklaştıklarını itiraf ederek Türk Milletine bu yönde işledikleri suçları ve günahları tek tek açıklamalıdırlar. Bu denli kusurlar ve günahlar denizinde boğulmakta olan AKP’ye destek veren insanlar, cemaatler, gazeteciler, yazarlar da aynı suçlara ve günahlara ortak olduklarını unutmamalıdırlar. Ortadoğu’daki Müslüman ülkeleri bölmek, parçalamak, bunu da cinayetlerle, terörle gerçekleştirmek ve bu ülkelerdeki yeraltı ve yerüstü zenginliklerini ülkelerine taşımak isteyen emperyalist ülkelerin (BOP’e) Büyük Ortadoğu Projesi’ne eşbaşkan olmak bölgede Müslüman kanı dökülmesine destek olmak demektir. Yani BOP’a hizmet eden, Türk Milletinin maddi ve manevi varlıklarını bu uğurda harcayan veya telef eden Recep Tayyip Erdoğan’ın bizzat kendisinin bu haliyle dindar olmadığını ona kim hatırlatacak ?
AKP’ye oylarını verenlere ve destek olanlara buradan sesleniyorum : Bu dünya gelip geçici… AKP yöneticilerinin ve çevresindekilerin dindarlık gösterilerine, dinimizi kullanarak sergiledikleri siyasi şovlara inanmayın. Kendinize gelin, özünüze dönün, ellerine geçirdikleri gazete ve televizyonlarla, dinimizi, devlet gücünü ve imkânlarını kullanarak yaptıkları propagandalara, beyin yıkama faaliyetlerine karşı uyanık olun ! Bugüne kadar ki günahlarınız için ne kadar tövbe de etseniz kul haklarını ödeme şansınız olamayacak ! Öldürülen, kanları dökülen, tecavüze uğrayan her bir Müslüman’dan siz de sorumlu olacaksınız !
Maddî, siyasî çıkarlarınızı bir kenara atarak, partiler üstü bir anlayışla AKP yöneticilerine ve iktidarına karşı birleşin. Bor ilçemizde büyüklerimiz geçmişte Şam’a sahip çıkın, derlerdi… Biz sorardık, «Şam neresi?» diye...Onlar «Bizim Bor da Şam toprağı... Bu Karadeniz’e kadar uzanır...» derlerdi.
AKP yöneticileri ne diyorlar? «Yeri geliyor Suriye’yi tehdit ediyoruz...» sizin göreviniz komşu bir ülkeyi Emperyalist ülkelere şirin görünmek için tehdit etmek mi? Buradan uyarıyorum : Suriye bölünür ve emperyalist işgale uğrarsa Türkiye de bölünür ve işgale uğrar. Zeten şu an stratejik noktalarda kurulan yabancı askerî üsler yarınlara taşınacak olayların habercisi! Kendilerine ülkenizde bir çok üs verdiğiniz dost görünen düşmanlarınız tarafından, Van gölünün tam ortasına gece yarısı bir torpido ya da bomba atılsa Van ve yöresinde bütün binalar yerle bir olsa, bir çok vatandaşımız ölse, siz fay hatlarından, depremden bahsederek bunu geçiştirip kadere mi bağlayacaksınız?!!
Bütün Müslüman ülkelerle ve bu ülkelere destek çıkan ülkelerle, vatansever insanlarımızla kavgalı hale gelen AKP’li yöneticiler, iç politikada olduğu gibi dış politikada da iflas ettiler. Ülkemizi uçuruma sürükleyen AKP’nin çirkin politikaları ne yazık ki sizi arzu etmeyeceğiniz şu an göremediğiniz ve aklınıza gelmeyecek felaketlere sürüklüyor!
Şam konusunda Peygamberimizin (S.A.) sözleri
«Şam’ın fazileti : Ebdaller Şam ehlindendir. Onların sayesinde yardım görülür. Ve onlar sayesinde rızıklanılır.»
Hadis, Hazret – i Avf İbni Malik (R.A.)
(Râmûz el-hâdîs’ten dersler 2, Kıyamet Alâmetleri, Sayfa 95)
«Batı tarafından gelen fitne, doğu tarafından gelen bir fitne ile karşılaşınca Şam’ın ortasında toplanın. O gün yerin altı üstünden daha hayırlıdır.»
Hadis, Hazret – i İbni Abbas (R.A.) (Râmûz el-hâdîs’ten dersler 2, Kıyamet Alâmetleri, Sayfa 95)
«Şam ehli Allah’ın yeryüzündeki kamçısıdır. Kullarından dilediğinden onlar vasıtası ile intikam alır. Onların münafıklarının, müminler üzerine galip gelmelerinin imkânları yoktur. Onlar ancak hem gayz (kıymetten düşerek, hiddet), gam, ve hüzün içinde ölürler.»
Hadis, Hazret – i Hüzeym İbni Fatik (R.A.) (Râmûz el-hâdîs’ten dersler 2, Kıyamet Alâmetleri, Sayfa 95)
AKP yöneticilerinin yüce Peygamberimizin Şam konusundaki sözlerine hassasiyet gösterme gibi bir gayretleri de yok! Ülkemizde yaşanan binlerce sorunu görmezlikten gelen ve Cumhurbaşkanlığı köşkünde kartopu oynayan Abdullah Gül de Suriye’ye tehditler yağdırıyor! Anayasa dışı işlerle uğraşmak ve Müslüman ülkelerin yönetimlerini devirmek için gayret göstermek zannedersem ettikleri yeminlerle de, üstlendikleri görevlerle de bağdaştırılıyor?
Kişiye özel yasalar çıkartan, 105 gazeteciyi tutuklatan AKP’li yöneticilerinin, Türkiye’ye demokrasi getirmeyi akıllarından geçirmeyenlerin Suriye’ye nasıl bir demokrasi getireceklerini düşünebiliyor musunuz?
Recep Tayyip Erdoğan ne demişti ? : «Irak’a Libya’ya, Mısıra demokrasi getirdik…»
Irak’a 2 milyon Müslüman’ı öldürterek mi getirdiniz demokrasiyi? Birçok Müslüman bayana tecavüz ettirerek mi? Bu vahşetin benzerini Suriye’ye taşımak için neden bu kadar ısrarcısınız?
Size soruyorum Atatürk’ün kurduğu Sümerbank kapatılırken hiç gözünüz yaşardı mı?
Türkiye’de zeytin üreticileri bir litre mazota 10 lira öderken, bir litre zeytinyağını beş liraya satamamaktadırlar!
Kars Merkez Verimli Köyü'nü yıllarca susuz bırakan ve buna bağlı olarak köy halkını salgın hastalıklarla karşı karşıya getiren AKP yöneticilerinin kendi milletiyle ilgilenme kaygıları da yok!
Karadeniz sahil yoluna trilyonlar harcandı. Yaklaşık 500 kilometrelik yolun 316 kilometrelik bölümü AKP döneminde tamamlandı. AKP’lilerin
«Hayaldi gerçek oldu» diye övündükleri ve dillerinden düşürmedikleri, propaganda malzemesine dönüştürdükleri yol bugün kullanılamaz hâle geldi. Her konuda olduğu gibi AKP yöneticilerinin basiretsizlikleri ve bilgisizlikleri çöken yollarla yüzlerce kez tescillendi. Bakımları yapımlarından daha külfetli hâle gelen çöken yollar konusunda AKP yöneticilerinin heyelanları, sel felaketlerini, yol konumlarını ve kullanılan malzemeleri önemsememelerinin yükü ise yine, acılarla birlikte vatandaşlarımızın sırtlarına yükleniyor!
Bu kişilerin İslâm’a bağlılıkları olsaydı AKP döneminde tam yedi yıl içerisinde Türkiye’de1 milyon 300 bin boşanma davası açılmazdı. AKP yöneticilerinin kurduğu sistem çok yönlü problem üretiyor.
Recep Tayyip Erdoğan’ın dindar gençlik yetiştireceğiz sözü Türk aile yapısına, özel hayata ve inanç özgürlüğüne bir müdahaledir. Peygamberimize ve Kur’an’a ters düşen Tayyip Erdoğan’ın sergiledikleri bütün tavırlar onun İslâm’dan ne kadar uzakta olduğunu bize göstermiştir !
Türk Gençliğini hafife alma, aşağılama, kişiliksizleştirme anlamına gelen emperyalist müdahalelere öncülük yapan Recep Tayyip Erdoğan’ın ve iktidarının aynı anda gündeme taşıdıkları Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ne karşıtlıklarına ve dindar gençlik yetiştireceğiz ( yüzlerce tahribatla gençliği sorunlar içerisine ittiklerini umursamazlıktan gelerek) söylemlerine sessiz kalmak ilerde karşılaşacağımız müdahalelere ya da psikolojik etki yapacak felaketlere boyun eğmek demektir ! Onurlu bir şekilde dik duracağız, ecdadımıza layık fertler olarak susmayacağız, inançlarımızın bize verdiği güçle haykıracağız… Gerekirse canımızı bu uğurda feda edeceğiz !
Ankara, 14.02.2012
Selam ve sevgilerimle.