Ulukışla İlçesi Tepeköy'de 2011 yılından beri maden işletmeciliği yapılıyor. Bu maden işletmesinin Atık Deposundan sızıntı olduğu ve toprağa karıştığı köylüler ve köy muhtarı tarafından iddia edildi. Bu konuları bir kaç kez haberleştirdik. Olay mahkemelik oldu, toprak ve atıklardan numuneler alındı. Aynı zamanda Gümüştaş Madencilik aynı bölgede yeni bir Atık Depolama Merkezi daha kurmak için çalışmalara başladı. ÇED raporu hazırlandı. Bu arada Ak Parti yöneticileri ile yapılan basın toplantısında Selim Gökel bu konuda görüşlerini sordu. Ak Parti yöneticileri de her hangi bir çevre sorunu olmadığını, olayın siyasi ayağının da olduğu şeklinde parti ve şahıs ismi vermeden açıklama yaptılar. Çevre ve sağlık ile ilgili önemli bir konuyu Niğde gündemine getiren ve tutan tek basın kurululuşu ise Borhaber.net idi. Bütün bu konu ile ilgili haberler sayfanın altında.
Bütün bunlar olurken, bugün Niğde MHP Milletvekili adayı ve Ankara Etimesgut Belediye Başkan Yardımcısı aynı zamanda Ulukışla Tepeköy'lü Alaattin Sonat sosyal medya hesabından "Kamuoyuna Saygıya Duyurulur" şeklinde bir açıklama yaparak Tepeköy'deki kendi deyimiyle (büyük harflerle) "SİYANÜR ile cevher ayrıştırma atık depolama tesisi" kaynaklı çevre kirliliği ve onunla gelişen süreç hakkında ilginç bir açıklama da bulundu.
Alaattin Sonat'ın açıklaması su götürür cinsten değil! Bakalım maden tartışması nerelere gidecek... Açıklama aynen aşağıda
KAMUOYUNA SAYGIYLA DUYURULUR‼️
Kıymetli hemşerilerim; Son günlerde Niğde'mizde gündem olan ve bilindiği üzere 2012 yılından beri Ulukışla Tepeköy’de Gümüştaş Madencilik SİYANÜR ile cevher ayrıştırma atık depolama havuzu ve tesisi bulunmaktadır. Bu atık depolama ve cevher ayrıştırma havuzunun Tepeköye en yakın konut parseline mesafesi 430 metredir. Böyle bir maden işleme sahasının bir yerleşim yerine bu kadar yakın mesafede olması hayatın olağan akışına aykırıdır.
O gün buna evet diyenler, bugün ve bundan sonra milletin ahını alan ve gelecekte alacak esas RANTÇILAR, SERMAYENİN ÖNÜNE YATANLARDIR. Neden kuruldu diyenlere en güzel cevap budur.
Bu fabrika buraya kurdurulmak istenmedi, adeta milletin isteği dışında beyin yıkama yöntemiyle dayatma ile zorbalık ile gariban köylüyü birbirine düşürerek kuruldu.
Çiftehan'da Toros dağlarında bulunan maden ocağı ile Tepeköy arası 65 km dir. Ranta, paraya, sermayeye Allah’a tapar gibi tapan fikir fukaraları bu iyi bir şey olsa Tepeköy'e bu SİYANÜR ile çalışan atık depolama havuzu nu kurdururlar mı?
Maalesef ve üzülerek söylüyorum ki, Niğde'nin gündemine bomba gibi düşen, sonun başlangıcı gerçekleşti ve korkulan oldu. 2019 yılı Haziran ayının son günlerinde Gümüştaş madencilik Cevher ayrıştırma SİYANÜR havuzunun karşısındaki 141 ada 1 parsel tarlaya hasat zamanı biçerdöver batması sonucu oluşan obruk ile her şey ortaya çıktı. Bu tarladan 50 cm derinliğinde kazı yapıldığında SİYANÜR havuzundan sızan sular çıkarak tarlanın yüzüne su vurmaya başladı. Tarla ile SİYANÜR'lü atık depolama havuzu arası 25 metredir.
Tepeköy arazileri kurak arazilerdir. Tarla sulamak için en az 250-300 mt derinlikte su dahi bulunmaz iken, 50 cm'den SİYANÜRLÜ su hortladı ve Tepeköy halkının uykularını kaçıran durum meydana geldi.
Tepeköy muhtarlığının ve tarla sahibinin Niğde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne yapmış olduğu şikayet neticesinde havuzdan SİYANÜR sızıntısı şüphesi ile 10 Kasım 2019 tarihinde yapılan şikayete binaen İl Müdürlüğü tarafından alınan numunelerden muhtarlığa ve tarla sahibine şahit numune verilmemiştir. Buda başlı başına bir skandaldır, görevi kötüye kullanmadır. Eğer o gün şahit numune verilseydi her şey birkaç gün içinde ortaya çıkacaktı. Sadece süreç uzadı. Fakat gerçekler geçte olsa ortaya çıktı.
Bu yanlı tutum ve davranış hukuka ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan köylü iyice tedirgin olmuştur. Bu nedenle Ulukışla Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuşlardır. Akabinde köylü ve muhtarlık tahlil için hukuk yoluna başvurarak tekrar numune istemişlerdir.
29 Kasım 2019 tarihinde sosyal medyamda da belirttiğim gibi, Tepeköy Gümüştaş madencilik SİYANÜR ile cevher ayrıştırma havuzunda sızıntı olduğu şüphesi ile Ulukışla Cumhuriyet Başsavcılığımız ve Asliye Hukuk mahkememiz tarafından bilirkişiler ve heyet eşliğinde 141 Ada 1 Parsel tarladan toprak ve su numuneleri alındı. Ayrıca Gümüştaş madencilik sahası içerisinden ve adı geçen parselden değişik tarihlerde olmak üzere SİYANÜR ve ağır metallerin tahlilleri için su ve toprak numuneleri alınmıştır. Alınan tüm numune örnekleri kısa sürede sonuçlandı. Son olarak da bir Üniversite tarafından ayrı ayrı iki defa yapılan tahlil sonuçları da neticelenmiştir.
Tüm bu tahlil sonuçları Ulukışla Cumhuriyet Başsavcılığında mevcuttur. Bunların aksini iddialarda bulunarak Çevre kirliliği yok, herhangi bir SİYANÜR sızıntı ve kaçak yok diyerek mazlum insanları töhmet altında bırakanları da Allah’a havale ediyoruz.
Ana, baba, Aile terbiyesi, ülkücü terbiye ile birlikte siyaset terbiyesi ve Devlet terbiyesi aldığımızdan suskunluğumuzu başka şeylere şerefsizce yormuşlardır.
Bizim düsturumuz terbiyemiz "ÖNCE ÜLKEM VE MİLLETİM SONRA PARTİM VE BEN DİYEN BİR DERİN DÜŞÜNCEDEN GELİR". Bu düşünceye haiz olan insanlarda rantın hiçbiri olmaz. Rant dün şerefi 1 Dolar edenlerde vardı. Bugün ise şerefi 1 kuruş edenlerde vardır. "ÜLKÜCÜDE OLURSA SEVGİ OLUR. BU SEVGİ DERİN MİLLET SEVGİSİ, DEVLET SEVGİSİ, ALLAH SEVGİSİDİR."
Olmayan bir şeyi varmış gibi anlatmak ne devlet adamlığına yakışır, ne siyasetle uğraşana yakışır, ne bir işadamına yakışır, ne de bir aile babasına.
Olmayan bir şeyi varmış gibi konuşmak, dedikodu yapmak, insanların haysiyetiyle şerefiyle uğraşmak ancak ve ancak sütü bozuklara, kanı bozuklara, şerefsizlere yakışır.
Velhasılıkelam; hangi konuda olursa olsun herhangi bir siyasi, finansal rantın peşinden koşan, şahsi çıkarları için iş ve işlem yapan, vatandaşın yanında olmayan, milletinin menfaatini düşünmeyen de sütü bozuk, kanı bozuk, namussuz, alçak ve şerefsizdir.
BİN DEFA SÖYLEDİM, BİN DEFA ANLATTIM HİÇBİR YATIRIMA KARŞI DEĞİLİZ DİYE. Her şeyden önemlisi insan sağlığının risk altında olduğunu söylüyoruz. Tepeköy halkının arazileri ve insan sağlığı çok büyük derecede tehlike altındadır ve çıkan tahlillerde apaçık bir şekilde ortadadır. Kamu görevlilerimizden, hukuktan, hukuk çerçevesinde gereğinin yapılmasını istiyoruz. Çıkan analiz sonuçları Ulukışla Cumhuriyet Başsavcılığımızda mevcuttur.
Gümüştaş madenciliğin atık depolama havuzundan SİYANÜRLÜ su sızıntıları ve kaçaklar vardır. Aksini iddia eden Analiz sonuçlarını Ulukışla Cumhuriyet Başsavcılığımızdan temin edebilir. Eğer çok isterlerse bende sosyal medya üzerinden paylaşabilirim, dudaklarınız uçuklar.
Hal böyle iken, Tepeköy’de ikinci bir fabrika ve atık depolama havuzunun kurulmak istenmesi hayatın olağan akışına aykırıdır, her şeyden önce insanlığa saygısızlıktır. Bu fabrika Ulukışla'da değil Tepeköy sınırları içerisindedir. Yeni fabrikanın kurulmasını çok isteyenler istedikleri yerlere gönül rahatlığı ile kurdurabilirler.
Köy halkının, komşu köylerin ve aklı selim vatandaşlarımızın talebi şudur ki; Toprak, hava ve suyun kirlendiği bir ortamda ikinci kurulacak cevher ayrıştırma ve atık depolama havuzunu istememektedir.
İlgili firma, muhtar, ihtiyar heyeti ve 10 kişilik heyet huzurunda iki defa toplantı yapılmış olup, SİYANÜR havuzundaki kaçakların bağımsız Üniversiteler tarafından tespit edilerek kirlenen toprak ve suların ıslah edilmesi, havuzdan sızan SİYANÜRLÜ suyun kaçaklarının yapılması, güven kaybından dolayı ikinci fabrikaya ait ve devam eden ÇED sürecinin durdurulması yönünde köylünün talebi iletilmiş ve başka hiç bir talep olmamıştır. Bunun haricinde insanlara iftira atanlar, dedikodu yapanlar söyledikleri kirli sözlerin ve SİYANÜRLÜ suyun içinde boğulacaklardır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.