Önceki İl Kültür ve Turizm Müdürü, araştırmacı yazar Alper Lütfi Göncü, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi mimarlık ve eskiz kulübünün düzenlediği etkinlik kapsamında öğrenci, öğretim görevlileri ve davetlilerden oluşan bir topluluğa yaptığı “ Kökleri Derinde Bir Şehrin Hikâyesi” temalı konferans verdi.
Alper Göncü, Niğde’nin geçmişini ve bugünü farklı bir bakış açısıyla anlattı. Programın sonunda yeni kaleme aldığı Niğde Destanı’nı da davetlilere okuyan Göncü’ye, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ersin Aydın tarafından plaket takdim edildi.
Niğde Destanını aşağıda sunuyoruz:
KÖKLERİ DERİNDE BİR ŞEHRİN DESTANI
Bağrından iki vilâyet çıkardı
Geriye kalan herkese yeterdi
Gurbete gidenin burnunda tüterdi
Haritanın çoğu gitti azı kaldı.
Bir yanı gülistan, bir yanı çalı,
Kayardı vadisinde sazak yeli,
Yarısı akıllı yarısı deli
Niğde’nin bir aydınlık yüzü kaldı.
Hani hasbahçe, hani seyran yeri?
Kahveler dolu, hani alın teri?
Gündüz tavla, gece define turu,
Andaval’da bir eski yazı kaldı.
Çeşmeler buhar oldu bir gecede,
Leylekler yuva kurmuyor bacada
Oğlan everekte, kız zengin kocada,
Yürekte bir incecik sızı kaldı.
Dede nine gitti, bağlar bölündü
Doğalgaz geldi, nimet bilindi
İtulutmaz, dinamitle delindi,
Mikronize kalsitin tozu kaldı.
Sarıköprü, Zemerdin tanınmaz oldu
Simsarın, emlakçının cebi doldu
Bor caddesi dediğin bir tozlu yoldu
İmar girmedik ne yokuşu, ne düzü kaldı.
Halı kilim dokunmaz, tezgâh durdu
Kayısıyı elmayı dolu vurdu,
Gelip geçen Aile Çay Bahçesini sordu
Geriye; üç beş çamla, mazı kaldı.
Cılız beygir yılkıya salındı
Merkepler pastırma oldu, dilindi
Faytonun, yaylının izi silindi
Yazının yüzünde koyunla kuzu kaldı.
Nerede Köse Cemil, Kasap Ömer nerede?
Hayır hasenatta Cicibaba ön sırada
Âlemin gözü hep kolay parada,
Kabirde beş metre bezi kaldı.
Mezar arasında harman olur mu?
Adana’ya geçen kız geri gelir mi?
Yeniler Ali Ercan’ı bilir mi?
Duvarda bir kırık sazı kaldı.
Misli ovasında keklik vuruldu,
Bıldırcın’a sesli tuzak kuruldu
Kümese dadananın postu serildi,
Kırda ne tilki ne de tazı kaldı
Paşabağı ıssız, Kale’de hüzün,
Adırmusun, Fertek şenlenir yazın
Zerdâliyi kirazı dama dizin
Niğde’nin bereketli güzü kaldı.
Nohutla Dermason kıymete bindi,
Darboğaz kirazı iştahla yendi
Turşular, salçalar kilere kondu
Geriye lahanayla pazı kaldı.
Konu komşu birbiriyle yarıştı
Mahalleler birleşti hatlar karıştı,
Köyüne dönen, selâmete erişti
Etin ekmeğin ne tadı ne tuzu kaldı.
Ahâli gülen Meryem’e inandı
Müze tarihi eserle donandı,
Kadim şehir zelzeleyle sınandı
Tyana’da dört mevsim kazı kaldı.
Kır üstünde çok katlı rezidans,
Gelmez oldu Almanyalı Hans
Düğünde erik dalı, nerede dans?
Ekranda üç beş yerli dizi kaldı.
Üzümler şarapanada ezildi
Koyun yoğurdu keseden süzüldü
Niğde’de bir derin tarih yazıldı
Taç kapının örgülü kızı kaldı.
Kilerde çömlek peyniriyle turşu
Hoşaf içtik koka kolaya karşı
Moda oldu dombrayla Mehter Marşı
Tarlada lahanayla pazı kaldı.
Ecdad töresini mukaddes bildi
Hizmet aşkıyla memlekete geldi
Yürüdüğü bir dikenli yoldu
Fakirin Niğde’ye bir çift sözü kaldı.
Alper Göncü
16.10.2024
Niğde