GÜNCEL

Avukatları ve halkı ayrıştıracak AKP'nin yasasına Niğde'den tepki

Abone Ol

AKP Hükümetinin baroların seçim sisteminde yapacağı değişiklik öneren yasasına tepkiler artıyor. Türkiye Genelinde barolar ve avukatlar yasaya karşı eylem yaptı, tepki gösterdi avukatların eylemleri vatandaşlar tarafından da destekleniyor. 

YAVUZ ERGUN ve SELİM GÜLTEKİN'İN DE İMZASI VAR

Niğde Baro Başkanı Osman Çimen Baro Başkanları ile birlikte geçtiğimiz hafta Ankara'ya girişi engellenmiş, zor kullanılmıştı. AKP Niğde Milletvekilleri Yavuz Ergun'un ve Selim Gültekin'inde imzaladığı yasa taslağı Türkiye'de olduğu gibi Niğde'de tepki vardı. Niğde Barosu Avukatları Niğde Adliyesi önünde toplanarak bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı Baro Başkanı Osman Çimen yaptı. 

BAROLAR SADECE AVUKATLARIN DEĞİL YURTTAŞLARIN SESİDİR. 

Baro Başkanı Av. Osman Çimen Adliye binası önünde yaptığı basın açıklamasında; "Mart ayında başlayan ve Baroların yapısında ve seçim sistemlerinde değişiklik öngören süreç son günlerde artan bir hızla devam etmektedir. Bu sürece karşı 19 Mayıs ve 1 Haziran tarihlerinde toplanan 80 ilin baro başkanları; hem zamanlama, hem yöntem, hem de içerik konusunda ortak eleştirel bir tavır ortaya koymuşlardır. Bu toplantılarda yargının kurucu unsuru olan savunmanın ve baroların bu sürecin dışında tutulması temel bir eleştiri olarak ortaya konmuş, avukatlık yasasında yapılması düşünülen değişikliklerin baroların katılımı olmadan yapılmaması,  Barolar, TBB ve akademisyenlerden oluşturulan bir komisyon tarafından hazırlanacak tasarının müzakere edilmesi önerilmiştir. Bu öneri karşılıksız kalmış, süreç daha da hızlandırılmıştır. Ayrıca baro başkanlarından oluşan heyetlerin yapmış olduğu görüşmelerden de maalesef bir sonuç alınamamıştır. Oysa ki Avukatların ve baroların gündeminde yoksulluk, işsizlik, ağır vergi yükleri,ödeyemedikleri SGK primleri,komik düzeydeki emeklilik maaşları,angarya düzeyindeki CMK ücretleri, ödenmeyen yasal vekalet ücretleri, kolluk birimlerinde, adliyelerde hatta mahkeme salonunda karşılaştıkları şiddet ve hakaretler, kontrolsüz bir şekilde açılan ve sayıları 133’ü bulan merdiven altı hukuk fakülteleri, her yıl binlerce mezun, bunun sonucunda da ücretsiz ve güvencesiz stajyerlik sorunları bulunmaktadır. Barolar sadece avukatların değil tüm yurttaşların sesidir" dedi. 

BU YASA İLE MAHKEME KARŞISINDA HAK ARAMA HÜRRİYETİ ZEDELENECEK

Av. Osman Çimen açıklamasının devamında; " Barolar erkek şiddetine karşı, kadınların yanında saf tutarak, istismar mağduru çocukların yanında olarak, aynı zamanda bireylerin düşüncelerini özgürce ifade edebilmeleri için hukuksal mücadele vermektedir. Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesini savunan barolar,  güçsüzlerin, yoksulların, mazlumların ve bütün ötekileştirenlerin avukatlığını yapmakta, hukuksal mücadele de ses olmaktadır. Baroların seçim yapısında amaçlanan değişiklikle; il bazında birden fazla yapıya bölünüp etnik kökene bağlı, mezhepsel, ideolojik temellere dayanan yapılar ortaya çıkarılmak istenmektedir. Burada ki yapılmak istenen, siyasi iktidarın hâkim ve savcılar üzerindeki tahakkümünden sonra savunmayı da kendisine yakın kılma, etkisizleştirme çabasıdır. Kuşkusuz bu yapılmak istenen Avukatlık Kanunundaki değişikliğin topluma da yansımaları olacaktır. Böylece yurttaşların mahkeme karşısında hak arama hürriyetlerini zedeleyecektir.

AVUKATLAR ARASINDA AYRIŞMA BİR ÇOK SORUNU BERABERİNDE GETİRECEKTİR

Bunun yanında çoklu baronun 3 büyük kentte kurulacağı, bu nedenle avukat sayısı 5000 altında bulunan illeri çok ilgilendirmediği gibi kamuoyunda bir intiba bulunmaktadır. Çoklu baronun siyasi iktidar kanadında bulunan tarafı illerde “işleri en iyi şekilde kendilerinin halledebileceğini  “ söyleyerek işler alması, kurum ve kuruluşlara kendi avukatlarını yerleştirmek gibi bir eyleme girmesi, illerde bulunan genç avukatların bu barolara kaçması (özellikle sınavlarda tarafını belli etmek için) ,  sayısı az barolarda kalıp bu barolara kayıt yaptıran avukatlar ile il barosuna kayıtlı avukatlar arasında bir ayrışmaya yol açacağı gibi daha birçok sorunu beraberinde getirecektir. Sonuç olarak, avukatları ve yurttaşları ayrıştıracak, savunmasız bırakacak çoklu baro söyleminden bir an önce dönülmesi, yasa teklifin derhal geri çekilmesi gerektiğini kamuoyuna arz ederiz" diyerek basın açıklamasını tamamladı. 

****

TÜRKİYE'DE NELER YAŞANDI

AKP'nin Meclis'e sunduğu baroların yapısını değiştirmeye yönelik teklife karşı barolar eylemlerini sürdürüyor.

Düzenlemeye itiraz eden barolar, bugün İstanbul, Adana, Mersin ve Antep’te Savunma Mitingi gerçekleştirdi. Hükümetin çoklu baro yasa teklifine karşı baro başkanları adına Ankara’da düzenlenen basın toplantısında açıklamayı yapan Amasya Baro Başkanı Ahmet Melik, hükümete tekliften vazgeçme çağrısında bulunarak, “Barolar siyaset yapıyor, denilerek ortaya konulan kanun teklifi baroları siyasallaştırmaktadır. Asıl barolar şimdi bölünmektedir” dedi. Melik, teklife karşı 3 Temmuz’da Ankara’da “Savunma Mitingi” yapılacağını duyurdu.

Avukatlar, İstanbul Barosu'nun çağrısıyla bugün saat 12.30'da Çağlayan Adliyesi önünde kanun teklifine karşı bir araya geldi.

Avukatların çağrısıyla birlikte Çağlayan meydanının barikatlarla tamamen kapatıması dikkat çekti. 

Avukatlar meydanın polis bariyerleriyle çevrilmesini protesto etti. Avukatların mücadelesi sonucu barikat genişletilerek, alan açıldı.

"SAVUNMA SUSMADI, SUSMAYACAK"

Miting için alanda toplanmaya başlayan avukatlar, adliye içerisinde sloganlar attı.

Avukatlar, "Hak, hukuk, adalet", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Savunma susmadı,  susmayacak" sloganlarını attı.

İşte o görüntüler:

SLOGANLAR EŞLİĞİNDE ALANA GİRDİ

İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, "Savunma susmadı, susmayacak" sloganları eşliğinde alana girdi.

Durakoğlu'nun konuşması sık sık sloganlarla kesildi. "Kurtuluş yok ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganları atıldı.

Durakoğlu konuşmasında, "Yazın bunu bir kenara. Bu bir FETÖ projesidir. 2010 yılında referandum ile planlanan bir projedir" derken, "Avukatlar olarak bu teklifin evrensel hukuk normlarına, anayasaya aykırılığını kanıtlayacağız" diye belirtti.

Durakoğlu, "Demokratik haklarımızı sonuna kadar savunacağız" dedi.

Mehmet Durakoğlu'nun konuşması şu şekilde:

"Bu toplantı, ortak aklın toplantısıdır, bizimkisi bir haykırış, buradan Ankara'ya bir bilinç götüreceğiz. Genç meslektaşlarımızın ekonomik sorunları var, Covid süreci yaşadık üç ay adliyelerde neler çektiğimizi biz biliyoruz. Gelin bunu konuşalım. Yasanın ikinci maddesini uygulayamıyoruz. Kamu avukata yardım edecek deniyor, etmiyor, etmiyor. Gelin konuşalım. Dosya inceleyemiyoruz biz dosya. Saklıyorlar UYAP'a yüklemiyorlar. Savunma hakkı kısıtlandı. Niye onun avukatlığını yapıyorsun diye sorgulanıyor duruşmalarda avukatlar. Kimisi açlık grevinde kimisi ölüm orucunda avukatların. Hayatlarını değil, avukatlıklarını kaybedecekleri için direniyorlar. Adil yargılanmayı istiyor avukatlar. Bunları konuşalım. Yılda 6 bin stajyer yetiştiriyor bu baro. Biz yapmadık. Siz yaptınız. Gelin konuşalım. 14 bin hakim savcı aldınız. Şu mülakatı konuşalım mı? Gelin konuşalım. Siz siyaset yapıyorsunuz dediler bize. Bizimkisi siyaset değil de siyaset yapmanın suç olduğu tek bir ülke söyler misiniz bana? Onlarda siyaset yapıyorlar diye övünç duyuyorlar. Hukukçular siyaset konuşmasın istiyorlar. Sonuna kadar konuşacağız. Anlatamadık biz bu iktidarlar. Bizim yasamızın 75. ve 94. maddesi insan haklarına sahip çıkmamız gerektiğini söylüyoruz. Yumruğu kimin attığına bakmam ben. Benim işim bu. İnsan hakları mücadelesi vermek.

Karakollarda ne çektiğimizi biz biliriz. Karakollarda işkence omasın diye. Avukatlar susamaz. Avukatlar susarsa olmaz. Bunu bilmeli Ankara. 2010 Referandumu'nda yapmayın dedik, yargıyı FETÖ'ye teslim ediyorsunuz dedik. 'FETÖ diyemezsiniz, Hocaefendi' dediler. Bu da bir FETÖ projesidir. Ergenekon örgütlediniz Balyoz ürettiniz. Biz bastık. Orayı bastık işte. O çadır tiyatrosuna gittik. Bedel d öder avukatlar bunu bilesiniz. Biz bunu söyledik size yapmayın dedik. Şimdi de yapmayın diyoruz. Bu ülkenin avukatları hiç Allah affetsin demedik şimdi gördüklerimizin karşılığı bu mu? Biz biat etmeyiz, boyun eğmeyiz avukatız biz. 30 Haziran 2020 bunu bir kenara yazın. Bu bir FETÖ projesidir. Yargının ele geçirildiği 2 sac ayağından sonra 3. sac ayağının da ele geçirilmesidir. Tarihe düşülmüş bir nottur bu.

Baro başkanları olarak Ankara'ya yürüdük. Baro başkanları Ankara'ya giremedi. Kanunsuz bir emirle durdurulduk. Bir baro başkanımız darp edildi. Önce yakıcı bir güneş, sonra şiddetle bir yağmur altında şemsiyelerin girişinin izin verilmediği, battaniyelere izin verilmediği, çay makinesinin bile içeri sokulmadığı saatler yaşadık biz. Zulümden bahsediyorum. Bir polis devletinden bahsediyorum. Biz buradan geri dönemeyiz. Bu ülkenin dirence ihtiyacı var, bunu en iyi uygulayacak bir ülkenin mensuplarıyız biz. Yurttaşların bu dirence ihtiyacı var. O direncin sahibi avukatlarıdır. Bunları hatırlatacağız onlara. Bu hakkımızı sonuna kadar kullanacağız onlara. Bu yapının uniter devlet yapısına aykırı olduğunu kanıtlayacağız. Teklif Meclis'e verildi. AKP'nin Meclis'te çoğunluğu da var.

Teklifin geçmemesi için demokratik haklarımızın hepsini kullanacağız. Burada başlayıp burada biten bir şey değil. Devam edeceğiz buna. Ama bilmedikleri bir şey var. Bunların yaptıklarının daha fecisini 12 Eylül'de darbeciler yapmış İstanbul Barosu'na. İstanbul Barosu'nun kapısına mühür vurmuşlardı. Hani darbeler kendi hukukunu oluşturacaklardı ya, hani onun önündeki en büyük engel avukatlardı ya. Onu gördükleri için önce İstanbul Barosu'nun kapısına kilit vurdular. Biz o dönemdeki başkanımızı şehit verdik. Sandılar ki böyle yaparsak avukatları sustururuz. Bambaşka bir gelişti İstanbul Barosu avukatlarında bir genetik kod gelişti. Mücadele kodu gelişti. Eğer kriz zamanlarında, yargıya tehdit savurulduğu zamanda avukatlar susarsa Orhan Apaydın'a kendilerini borçlu hissedeler. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Mücadele bizim genetik kodumuzdur. Yargı bağımsızlığı için, sonuna kadar mücadele edeceğiz."

ADANA’DA AVUKATLARA POLİS MÜDAHALESİ

Adana Barosu'nun çoklu baro sistemine karşı yaptığı eyleme polis müdahale etti. Polisin biber gazı sıktığı avukatlar oturma eylemi başladı.

Polisle avukatlar arasında yaşanan gerilim kameralara da yansıdı. Avukatlar, önlerine kurulan polis barikatına yüklendi.

İşte o anlar:

BAROLARDAN ANKARA’DA MİTİNG KARARI

Hükümetin Avukatlık Kanun’da ve baroların yapısında değişiklik yaparak çoklu baro sistemini düzenleyen ve bugün Meclis'e sunulan yasa teklifine karşı baro başkanları Ankara Bilkent Otel’de basın toplantısı düzenledi.

Baro Başkanları adına ortak açıklamayı Amasya Baro Başkanı Ahmet Melik yaptı. Melik, 80 baro başkanının kendilerine destek verdiğini vurgulayarak, 3 Temmuz’da değişikliğe karış Ankara’da “Savunma Mitingi” yapacaklarını duyurdu.

Melik, hükümete tekliften vazgeçme çağrısında bulunarak, “Barolar siyaset yapıyor denilerek ortaya konulan kanun teklifi baroları siyasallaştırmaktadır. Asıl barolar şimdi bölünmektedir” dedi.

 Melik’in açıklamasından satır başları şöyle:

“AKP Genel Başkan Yardımcı Cahit Özkan tarafından Avukatlık Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklik açıklandı. Açıklamada kamuoyu yanıltılmıştır. Temsilde adalet konusunda fikre sahip değiller. Avukatlık stajı konusunda barolara haksızlık yapılıyor.

Binlerce stajyer avukat barındıran barolarımız eğitimlerini sürdürmektedir. Meslektaşlarımızdan tahsil edilen aidatlarla bunları gerçekleştiriyoruz. 'Barolar siyaset yapıyor' denilerek ortaya konulan kanun teklifi baroları siyasallaştırmaktadır. Asıl barolar şimdi bölünmektedir. 5 bin sınırı neye göre belirlenmiştir.

Cahit Özkan, baro başkanlarının Ankara’ya yürümüş olduğunu bilmesine rağmen açıklamasında değişikliğin baroların ve hukukçuların desteğini aldığını ifade etmektedir. 80 baro olarak bu düzenlemeyi istemiyoruz. Temsilde adalet gerçekçi değildir. Bu taslakla Türkiye Barolar Birliği temsilinde adalet de sağlamıyor. Bu seçmen iradesine saygısızlığın ifadesidir.

Genç avukatlar için ortaya konulan aidat indirimi çok sayıda baromuz tarafından genel kurul kararıyla hayata geçirildi. CMK görevlerinde ücretlerin avukatlık asgari ücret seviyesine çekilmesi talebimiz bile teklifte nazara alınmamış.

Hazırlıkların sona erdirilmesini isteyen baro başkanları olarak siyasi iktidara bölme ve parçalama projesinden vazgeçmesi çağrısında bulunuyoruz. Bizler Türkiye’nin baroları olarak 3 Temmuz’da saat 14.00’te Ankara’da yapılacak savunma mitingine davet ediyoruz.

Samsun Baro başkanımızın istifa ettiğini öğrendik. Yaptığı çalışmalardan dolayı kendisine teşekkür ediyoruz. Nelere mal olduğunu görmeniz açısından önemli.”

İşte İstanbul'daki avukatların eyleminden kareler:

ÇOKLU BARO TEKLİFİ MECLİS'TE

Öte yandan, AKP çoklu baro teklifini Meclis'e sundu. AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, "Büyük bir titizlikle hazırladığımız düzenlemenin sonuna geldik" dedi.

Basın açıklamasında bulunan Cahit Özkan, "Her baro, Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulunda 3 delege ve 1 başkan ile temsil edilecek. Üye sayısı 5 binden fazla olan barolarda 2 bin avukatın bir araya gelerek ikinci, üçüncü veya dördüncü bir baro kurabilmesine ilişkin düzenleme getiriyoruz" diye konuştu.

Düzenlemeyle 2020 Ekim ayının ilk haftası baro organlarının seçiminin, aralık ayında da Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu'nun yapılacağını belirten Özkan, seçimlerin barolar için 2 yılda, birlik için ise 4 yılda bir gerçekleştirileceğini ifade etti.

Çoklu baro teklifi ise AKP ve MHP Grup Başkanvekillerinin ortak imzasıyla verildi.

İşte imzası olan vekiller:

İSTİFA ETTİ

Samsun Baro Başkanı avukat Kerami Gürbüz, görevinden istifa ettiğini açıkladı. 

İlkadım ilçesindeki Atatürk Anıtı'na çelenk bırakan Samsun Baro Başkanı Kerami Gürbüz, burada yaptığı açıklamada, çoklu baro yasa teklifine karşı olduğunu belirterek, "Hakkınızı helal edin, ben an itibariyle Samsun Barosu Başkanlığı görevinden istifa ediyorum. Bu görevi sürdürmeyeceğim. Hem bugün içinde bulunduğumuz şartlara tepki olarak, hem de geçtiğimiz 15 gün içinde yaşadıklarımdan dolayı ifade etmek istiyorum" dedi.

Kaynak; Odatv.com