Gazetecilikte yol aldıkça baktık ki Ünsal Hocamız yerden göğe kadar haklıymış.
Bir hakkı daha yerine teslim edelim. Gelmiş geçmiş iktidarlar içinde toplumu ve kitleleri afyonlamada en usta AKP çıktı.
Dönelim güncele..
Bu satırların yazıldığı saatlerde, kamuoyu Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulundan gelecek habere kilitlenmişti.
Mehmet Ali Aydınlar istifa edecek mi, etmeyecek mi?..
Beni, işin bu yanı hiç ilgilendirmiyor. Kitleleri nasıl uyuttuklarını da siz düşünün. Bu sefer kılavuz kaptanlık yapmayacağım. AKP zihniyetindeki karanlık odaların kapılarını aralamaya devam edeceğim.
AKP’nin kuruluş günlerindeki hedeflerinden en önde gelenleri Genelkurmay Başkanlığı, spor federasyonları ve İMKB’yi ele geçirmekti. Bürokraside yapılacak operasyonlar bile bunlardan sonra geliyordu.
Adım adım ve oldukça kararlı yürüdüler hedeflere..
Spor federasyonlarını tereyağından kıl çeker gibi AKP’lileştirdiler.
TFF, Başbakan Erdoğan’ın aile içi meselesi gibidir. TFF ile ilgili kararlarda Emine Erdoğan’ın bile söz hakkı vardır.
Türkiye’de bir de Gençlik ve Spor Bakanlığı var. Bakanı da Suat Kılıç. Futbol dünyamızda bunca çalkantılar olurken “oralarda ne oluyor” diye bakıverdik.
Bakan ve Bakanlık “özerklik” perdesinin arkasına sığınmayı uygun görmüş. Başbakan ile futbol dünyasının deve dişi gibi isimlerinin arasına açıktan girmeyi pek akıllıca bulmuyorlar. Suat Kılıç topa direk girerse taraflar arasında tost olacağını çok iyi biliyor.
“UEFA bize ceza verir” gerekçesiyle Bakanlık açıktan müdahale etmiyormuş. Futbol ile yatan futbol ile kalkan ve en seviyesiz futbol tartışma programlarının bile izlenme rekoru kırdığı ülkede Suat Kılıç ne yapıyordur dersiniz. Bakanlık bürokratlarının aktardıklarını aktaralım:
“Biz sadece diyoruz ki; oturun renklerinizi, formalarınızı bir kenara çıkararak sorunlarınızı konuşun, Türkiye’nin ve Türk milli takımının çıkarlarını düşünerek konuşun. Yani bireysel çıkarları, kulüp çıkarlarını bir kenara bırakın, her gelene bunu söylüyor sayın Bakan. Yıldırım Demirören’e de bunu söyledi, Nihat Özdemir de geldi bunu söyledi, M. Ali Aydınlar’a da bunu söyledi. Dedi ki:’” Bakın Türk futbolu büyük bir kaos içerisinde bu kaostan kurtulmak için üniformalarınızı, renklerinizi bir kenara bırakın ortak paydada birleşin. Renklerimizle kavga edersek Türk futbolu Avrupa’da yol alamaz, ilerleyemez. “Avrupa kupalarından da atılırız, dışlanırız anlamında. UEFA da zaten bunu gözetiyor, bunu istiyor. Şimdi federasyon genel kurulunda görüldü ki kimse üniformasını çıkarmadı, herkes kendi rengiyle konuştu, biz de bakanlık olarak dedik ki; ‘bu kaotik bir durumdur yine de ortak akılla sorunlara bir çözüm bulacağımıza inanıyoruz..’ onun ötesinde bizim bir şey deme şansımız yok.”
Bakan Suat Kılıç gerçekten çok haklı!..
Gerçekten bir şey söyleme şansları yok. Söz söyleyebilecek ortak akıl ise Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın aklı.
Suat Kılıç ortaya çıkan kaotik durumdan da çok endişeliymiş. Endişeleri de şöyle aktarılıyor:
“Kulüplerin özellikle maddi sorunları had safhada. 3 kulüp dışında hepsi çok zor durumda, eğer bu kaotik durum devam ederse kulüplerin mali durumları direk bozulacak. Yayınlardan para alamayacaklar, futboldaki heyecan kayboldukça yayıncı kuruluş kaçmaya çalışıyor, diyor ki, ‘vermem ben bu kadar, çünkü anlamı kalmadı’. Yani para kaybediyor herkes bu kaotik durumda, para kaybetmek demek borçların katlanarak büyümesi demek”
İşte AKP’nin gerçek zihniyeti bu.
“PARA”
Rantın bölüşümü her zaman en temel mesele.
Bu işin diğer bir yanında başka büyük rant kavgaları da var.Mesela bazı tarafların içinde olduğu savunma ihaleleri gibi.
Siz de oturun “Fener mi şampiyon olmalıydı, Trabzon mu?” diye kavga edin durun.
Bende en çok TFF Başkanı kim olacak diye merak ediyorum.
Afyonu yuttuk bir kere...
Tayyip Erdoğan taksi durağında taksicilerle çay içiyor..
Abdullah Gül, Köşkün bahçesinde kartopu oynuyor.
Hayrunnisa Gül, büyükelçi eşlerine verdiği yemeğe Fransız Büyükelçinin eşini davet etmeyip sıkı bir posta koyuyor.
Emine Erdoğan, Uludereli annelere gidiyor..
Bundan sonra ne olur?
a) Tayyip Erdoğan kamyoncularla yemek yer. Abdullah Gül, Çankaya’dan Kızılay’a kızakla kayar.
b)Bayan Gül, seçilmiş vatandaş eşlerini Köşke Kayseri mantısı yemeğe davet eder. Bayan Erdoğan, gecekondu ziyaretinde hane halkına büryan kebabı yapar.
c)Tayyip Erdoğan raftinge, Abdullah Gül yamaç paraşütüne başlar.
d) Hayrunnisa Gül, modacı ve sanatçı arkadaşları ile Çankaya Köşkünde bayanlar matinesi başlatır. Emine Erdoğan, bayanlara kapalı spor salonlarında fasıl geceleri düzenler.
e) Hepsi...