Eğer saati merak edersen dön kalbine bak. Çünkü halin neyse kalbinin saati her onu gösterecektir..
O gün dünya bir saatliğine dönmeyi unuttu. Ben bir cami avlusunda kalbime abdest aldırıyordum..
Sevgilim, hangi mayıs güneşi benim senin kapından gelip geçmeme engel olabilir..Irmağın sularına kapılıp aktığım o gün sen beyazlar içinde eski bir tebessümü diziyordun duvarlara..
Seninle bir ırmağın kenarında suların sesini dinlemek istiyorum. Sular gibi akarken ömrümüz, simsiyah saçlarını örmek istiyorum..
Durmadan yağan bir yağmurun altında seninle ıslanmak istiyorum. Ne ölüm kaygısı ne ayrılık..Seninle sırılsıklam olmak yağmurun sesine karışmak istiyorum..
Şunu hiçbir zaman unutma.. Seni benden başka kimse sevmedi.. Sen benim karlı bir kış günü kalbimin evine sığınan yaralı kuşumdun.. Şimdi uzaklarda kanat çırpıp dursan da hala içimde yaşıyorsun..
Beni iyi sakla. Çünkü ben kaybolduğum zaman deniz görmemiş kızların gözleri gibi kaybolurum bozkırın ortasında..
Sevgilim seninle bir kere bile göz göze gelmedik. Ben bunun hesabını gözlerimden sorup duruyorum.
Bazı zamanlar bazı insanlarla bazı yerlerde birdenbire karşılaşırsın. Sonra içine bir ateş düşer ve yıllarca hiç durmadan yanar...
Benimle konuşmak yerine benimle susmayı deneseydin belki bu aşk mahşerde bile sürerdi. Ama sen hep keskin bir bıçak gibi yaralayıp durdun beni..
Baktığın halde görmüyorsun. Görsen bile anlamıyorsun. Artık gemi çoktan denize açıldı.. Sen yaralı ceylanlara artık su versen ne yazar su vermesen ne yazar. Ceylan öldü diyorum sana..