Lefter Türkiyeli bir Rumdu. Gayri Müslimler içerisinden bir elin parmakları çıkan ender futbolcularımızın biriydi. Lefter ülkemiz ordusunda dört yıl zorunlu askerlik yaptı. Lefter bize futbolu sevdirdi, İlk kez kulübüne bonservis ücreti kazandıran, İtalya ve Fransa liglerinde top koşturup, Ülkemiz futbolcularının İstanbul ve yurtdışı sevdalarına inat, 1966’lı yılların Mersin İdman Yurdunda futbol antrenörlüğü yapacak kadar alçak gönüllü bir futbol emekçisiydi. Lefter taraflı tarafsız tüm spor ve futbol severlerin gönüllerine taht kurmuş efsane bir kişilikti. Lefter “zengin yaşayıp fakir öldü.
Lefter terbiyeliydi, yardım sever, elindeki olanakları etrafından esirgemeyen, kolektif düşünen, kolektif yaşayan, bireyciliğe ve bireyselliğe karşı bir kişilikte olmasıyla tanınan Lefter milyonların gönlüne “ordünaryus” unvanıyla girecek denli futbol yeteneklerine sahipti.
Lefter’in hayatı bu ülkede mütevazı biçimde var olmakla geçti, istese büyük adanın tamamını alacak denli parası olmasına rağmen Rum, Ermeni, Türk ayırt etmeden yetim ve öksüz çocuklara sürekli yardım etti. Eğitim öğretim giderlerini karşılamaya çalıştı.
Lefter’in hayatı yok sayıcı politikalara rağmen sessizce ve onuruyla kimliğinde tutunma çabasıyla geçti. Lefter Fenerbahçe’yi onurlandırdı, Fenerbahçe böyle bir futbol aktörünü kazanmakla kendi marka değerini kat be kat artırmış oldu.
Lefter’in yaşamı halkların kardeşliğinin simgesiydi, Lefter bir futbol işçisiydi, Lefter kendince futbola ve insanlığa hizmet etti, Lefterin ölümüyle futbol için futbol oynayan bir kuşak sona ermiş oluyor. Futbolda insana dair ne varsa, sembolik olarak Lefter’le gömülüp bu gün toprağa verilecek.
Kapitalizm ve emperyalist kapitalizm yıkılmadan ulusal düşmanlıklar ve uluslar ortadan kalkmayacak, kültürlerin kardeşçe kaynaşmasıyla, birbirlerinin içerisine geçerek erimesi, ulusların sönümlenmesi mümkün olmayacak. Lefter’in düşü olan “futbol için futbol” ancak ve ancak o zaman oynanmaya başlanıp, tüm insanlık için seyre değer gir gösteri olacak.
Tüm futbol severlere baş sağlığı diler, Lefter Küçükandonyadis aziz hatırası önünde saygıyla eğilirim. Toprağı bol olsun.
Lefter Küçükandonyadis’in Kısa Yaşam hikâyesi:
22 Aralık 1925 yılında İstanbul Büyük Ada da doğan Rum kökenli Türkiyeli eski futbolcu ve teknik direktörlük yapmış olan Lefter ülkemiz futbolunun gelmiş geçmiş en iyi futbolcularından biri olarak gösterilirÜlkemiz futbolunun en popüler futbolcusu olarak yıllarca alkışlanan Lefter, Fenerbahçe marşında da adı geçen sembol oyunculardandır. Fenerbahçe ile İstanbul Profesyonel Ligi'nde 2, Türkiye Şampiyonası'nda 3 kere şampiyonluk yaşadı.
1925'te, Rum bir balıkçıyla Türk bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Futbola Büyükada'da başladı. Taksim Spor Kulübü'nde yetişti. Taksim Kulübü yöneticileri kendisine lisans çıkartabilmek için 1941'de mahkeme kararıyla yaşını büyüttüler. Ancak bu sayede takımda oynayabildi. 2 yıl Taksim takımında yer aldı. 1943'te askere gitti, 4 yıl süren zorunlu askerlikten sonra 1947'de İstanbul'a döndü, Fenerbahçe kulübüne girdi. 1964'e kadar Fenerbahçe forması altında top koşturdu. İstanbul Ligi 1953-54 sezonunda gol kralı oldu.
Bu süre içinde 1 yıl İtalya'nın ACF Fiorentina ve 1 yıl da Fransa'nın OGC Nice takımında oynadı. Yurtdışında da başarılı futboluyla ün yaptı. Ülkem futbolunun efsaneleşen isimlerinden biri olarak tanındı. Golcülüğünden ötürü “Ver Lefter'e, yaz deftere!” Sloganı onun için çıktı. Futboldaki ustalığından ötürü “Ordinaryüs” sıfatıyla anıldı. Örnek bir futbol işçisi olan Lefter, golleri ve gole çevirdiği penaltı atışları ile de Fenerbahçeli taraftarların gözbebeği olduğunu ispatladı.
Futbol yaşamında toplam 50 kez milli formayı giydi (46 kez A, 1 kez B, 3 kez 21 yaş altı). 1954 FIFA Dünya Kupası'nda forma giyen Lefter turnuvada 2 de gol attı. Türk futbolunda 50. Milli Maç altın madalyasını alan ilk futbolcu oldu. Milli takım formasıyla attığı 21 golle en çok gol atan milli oyuncu unvanını uzun yıllar elinde tuttu, 9 kez de milli takım kaptanlığını yaptı. Fenerbahçe forması altında 615 maç oynadı, 423 gol attı.
Teknik direktörlük kariyeri1964'te futbolu bıraktıktan sonra Yunanistan'ın Egaleo, Güney Afrika'nın Johannesburg takımlarında futbolcu ve antrenör olarak yer aldı. Daha sonra Samsunspor, Orduspor, Mersin İdman Yurdu ve Boluspor'da teknik direktörlük yaptı. Antrenörlük kariyerinden sonra da bir süre spor yazarlığı yaptı. Şu anda Büyükada'ya (15 Ocak Pazar saat 14 civarı) gömülmekte olan Lefter, yaşarken heykeli dikilen ender insanlardan biriydi. (3 Mayıs 2009'da Kadıköy'de Kuşdili Parkı'na dikilmişti heykeli).
1966-1967 sezonunda 2. Lig'de mücadele eden Mersin İdman Yurdu takımının başındaydı. Mersin İdman Yurdu o sezon Osman Arpacıoğlu'nun attığı 23 golle şampiyon olarak ilk kez 1. Lig'e yükselmiştir. O sezon 17 takımlı ligde oynadığı 32 maçta 63 gol atan kırmızı lacivertliler rekor puanla 1. Lig'e ilk kez merhaba demişlerdi.
Türkiye Futbol Federasyonu'nun '50. Maç Altın Şeref Madalyası'nı alan ilk futbolcu oldu.
Süper Lig'de penaltı atan ilk futbolcu oldu.Lefter, kulübü tarafından bonservis ücreti alınmak suretiyle yurtdışına transferi yapılan ilk ülkem futbolcusudur.
Süper Lig'de penaltı atan ilk futbolcu oldu.Lefter, kulübü tarafından bonservis ücreti alınmak suretiyle yurtdışına transferi yapılan ilk ülkem futbolcusudur.