Bor Belediyesi birkaç hafta süren konser etkinliği düzenliyor. Niğde’de bir internet haber sitesi “Tasarruf tedbirleri bahane, konserler şahane” başlığı ile yapılan konser etkinliğine eleştirilerini iletmiş. 30 Haziran 2021’de çıkan 7 sayfalık genelgeyi daha önce okumuştum. Bugün indirip tekrar bir daha okudum.
Personel, haberleşme, basın yayın, taşıt, kırtasiye, demirbaş, personel servisi, enerji su, temsil tören ve tanıtım giderleri başlıkları altında uyulması gerekenleri belirtmiş. (Buradan görebilirsiniz)
Temsil tören ve tanıtım giderleri bölümünde de konser vb. bahsedilmediği gibi, konferans, basın yayın dağıtımı, seminer, yıl dönümü kutlamaları, yemek verme, gezi, koktely, basına ilan, reklam, eşantiyon, takvim, ajanda, hediye gibi konulardan bahsediliyor.
Yıllardır tasarruf tedbirleri yayınlanır ama en etkilisinin DSP’li Ecevit döneminde olduğunu gördüm. Bir çok konuda sert bir tasarruf tedbiri uygulanmıştı. Ama şuan ki hükümet en yukarıdan en aşağıya kadar kendi yayınladığı tasarruf tedbirine uymuyor, buda çok açık görülüyor. Açılışlar, seminerler, toplantılar, makam otoları, kurumuş çimleri boyamalar saymakla bitmez.
Kaldı ki, ülkenin diğer il ve ilçelerinde konserler hızla devam ediyor.
Bor İlçesinde Konser verilmesini çok önemli buluyorum. Yapılan iş tamamen doğrudur. Bu işler için ödenek de tahsis ediliyor.
Sağlıktan tasarruf olmaz. Şöyle ki.
Son iki yıldır yaşanan pandeminin oluşturduğu psikoloji, ardından gelen ekonomik sıkıntılar. İnsanlar öyle bir hale geldi ki, gülümsemeyi unuttu, mutsuz.
Ben özellikle eczacı arkadaşlarıma sorarım, depresyon ilacı, yeşil reçeteli ilaç satışı ne durumda diye. Çok yüksek boyutlarda olduğunu öğreniyorum.
Geçenlerde sosyal medya hesabımdan da paylaşmıştım. Derbent kavşağından, Şefik Soyer Meydanına kadar insanların sadece yüzüne baktım. Gülümseyen, mutlu görünen insanları aradım, saydım, çok azdı.
Vatandaş kahkaha atmayı unuttu. Toplumun psikolojik tedaviye ihtiyacı var. Tedavinin bir ayağı da bu tür sosyal faaliyetler.
Hali vakti iyi olanlarında mutlu olduğunu düşünmüyorum, toplumun bir kesimi mutsuz ise, sorunlu ise diğer kesimi mutlu olamaz. Olumsuzluk, onu da, ya sokakta, ya işini yaparken, yada marketten alışveriş yaparken bile bulur hissettirir, rahatsız eder, kayıtsız kalamaz.
Konserlerin birde sanat ve sanatçı boyutu var. Ahmet Şafak ve ekibi nasıl geçinecek, kazanmasa yeni türkü neden bestelesin? Bütün yurtta belediyeler konser veriyor.
Birkaç kez Niğde’nin grileştiğine dair köşe yazısı ve yorum haber yapmıştım. İçine Üniversiteyi de katarak. Eskiden Bahar Şenlikleri nasıl olurdu, şimdi nasıl oluyor? Veya oldu mu! ?
“Niğde Seni Çağırıyor” sloganı ile tanıtım derdine düşüyorsunuz. Konserlerde en güzel tanıtımdır.
Yazın gurbetten binlerce insan geliyor, bu insanları burada mutlu edemezseniz, hoş vakit geçirtemezseniz. Adana portakal festivaline, Mersin’e, Antalya’ya veya Ege de bir ilçeye kaçarlar.
Hep eleştirmiyor muyduk, Bor’da sokakta adam yok. Akşamları kimse olmuyor. Ticaret kötüye gidiyor diye…
Konserleri sadece bir sanatçı geldi şarkı söyledi parasını aldı gitti diye düşünmeyin. İzleyen bir gencin hayal kurmasını sağlayabiliyorsanız o bile yeter.
Ekonomik boyutu da var. Sosyal boyutu var. Şimdilik önemli olanı da psikolojik boyutu.
Başkan Serkan Baran’ın yerine olsam konser günlerinin arasına birde komedi tiyatroları sıkıştırırdım. Kayabaşı anfi tiyatroya meddah getirtirdim. Anne babalar için psikolojik ve sosyal konularda konuşma yapabilecek ünlü kişileri getirdim. Çocuklar için sihirbazlar, canbazlar getirdim. Konserler yetmez daha ötesi, daha da ötesi lazım.
Bir şair yazmış, bir sanatçı da besteleyip konserlerde şöyle söylemiş.
“… bir yanımız yaprak döker,
Bir yanımız bahar bahçe…”
…
Bor’a, Niğde’ye bahar bahçe lazım.