Yer küremizin elbette Kuzey Yarım Küresi için bahara ermiş bulunuyoruz. Kuzey yarım ülkeleri içerisinde Rusya ve Kanada da dâhil hemen hemen tüm ülkeleri için kar, kış, soğuk ve ayaz cehenneminden sonra güneşin ve sıcağın huzuruna erme günleri başlamış bulunmakta. Kuzey yarım kürenin ülkemizin de içerisin de bulunduğu ön Asya ve Ortadoğu coğrafyasında “cemre" olarak da tarif edilen havanın, toprağın ve suyun ısınması ile başlayıp tüm kuzey yarım küreyi kaplayan bir değişimle, bahar mevsimi tüm görkemiyle gün yüzüne çıktı. Tabiatın tüm cömertliğini göstermeye başladığı bahar mevsimin simgesi olan Nisan ayının ilk gününe erişmiş durumdayız.
Geniş emekçi yığınlar için odun, kömür, doğalgaz, elektrik vb. ısınma gideri faturalarının hafiflemesi, tabiatın sunduğu yabani nebatın “ayak basılmadık” yerlerden toplanarak yemek sofralarımıza konulacağı, çarşı-pazarın kışa göre daha “ucuz” ve bereketleneceği günlere gelmenin doğal mutluluğu içerisindeyiz.
Bu duygular içinde karşıladığımız 1 Nisan'ın, aynı duygulardan beslenen "şaka" ile bütünleşmiş geleneksel bir yönüne bugün işaret etmek istiyorum. "1 Nisan şakası" kuzey yarım kürenin ekseriyetle Avrupa halkları arasında yaygın olarak süregelen bir gelenek olmuştur. Öyle ki "1 Nisan" denince oralarda yüzlerce yıldır akla ilk şaka gelmektedir.
Halk arasında yayılan her geleneğin mutlaka sosyolojik bir kökeni vardır. Ancak halk geleneklerinin çoğu özgün sosyolojik kökenlerinden kopartılıp değişik görüngülere evirile bilmektedir. 1 Nisan Şaka Günü de zaman içinde özel bir gayret gösterilmeden kendi doğallığı içerisinde ilerleyerek yaygınlaşan bir kutlama günüdür.
Kıştan sonra yeryüzünde devrim niteliğindeki değişimler yaşanır. Dağlardan sahralara kadar yeryüzü örtüsünün rengârenk bezenip süslenmesi, canlılarda görülen akıl almaz değişimler adeta bir “yeniden diriliş” provasını andırır. Bu nedenle Nisan, insanın sürekli ilgisini çeken bir ay olmuştur. Tabiatta yaşanan olağan üstü değişim ve dönüşümün en net gözlemlendiği bu ay kuzey yarım kürede yaşayan tüm halkların bu döneme dikkatlerini yoğunlaştırmıştır. Hemen tüm eski takvimlerde bu günler yılın başlangıcı sayılmıştır. Örneğin: Musevi inancında yılının birinci ayının adı Nisan'dır. (Bkz. İslam Ansiklopedisi, "Nisan" maddesi, M.E.B.Yayınları)
“1 Nisan Balığı” kavramı da yine takvimle ilgilidir. O takvime göre 1 Nisanda güneş balık burcundan ayrılır. “1 Nisan balığı yuttu!” şeklinde söylenen söz de güneşin balık burcundan çıktığını ifade etmek için kullanılmıştır.
Bahar kutlamaları her coğrafyada baharın geliş zamanının farklığına uygun olarak kutlanmıştır. 21 Marttan 1 Nisana kadar kutlamaların farklı günlerde olması, baharın o yörede belirginleştiği zamanı nedeniyledir. Ancak takvim halinde yılın başlangıcı 1 Nisan olarak kabul görmüştür. Zamanla takvimler çeşitli yönetimlerce değiştirildiğini biliyoruz. 1 Nisanı yılın başlangıcı olarak esas alan takviminde değiştirildiğini biliyoruz. Fakat bu değişikliğin “şaka” gününe neden kaynaklık ettiğini pek bilmiyoruz.
Tarihçilerin bildirdiğine göre, Fransa kralı IX. Charles, Avrupa’da 16. Yüzyılın ortalarına kadar uygulanan 1 Nisan’ı yılbaşı esas alan takvimi değiştirerek 1 Ocakla başlayan takvimi yürürlüğe koymuş böylece yılbaşı eğlenceleri 1 Ocakta yapılmaya başlanmış. Ancak takvim değişikliğinden haberdar olamayanlar ve Kral'ın “muhalifleri” yılbaşı eğlencelerini 1 Nisan'da yapmaya devam etmişler.
Kral IX. Charles ve yandaşları takvim değişikliğine itibar etmeyen muhalifleri “1 Nisan aptalları” olarak nitelendirerek “dalga” geçmeye, muhalifler ise baharın gelişini kışın ortasında kutladıkları için Kral ve yandaşlarıyla “dalga” geçmeye devam etmiş ve böylece söz konusu bu eğlenceler birbirini aldatarak karşılıklı şakalar yapmaya dönüştüğü söylenmektedir. İnsanların şakalaşmaya düşkünlükleri ve yoğun ilgileri nedeniyle 1 Nisan şakaları gittikçe tüm dünyaya yayılmıştır.
1 Nisan şakasının kökeni için zorlama bir mantıkla Endülüs’te son İslam kalesinin Haçlı ordularınca kuşatılıp ele geçirilmesinde Haçlı Ordusu komutanına atfen “31 Mart’ta söz verdim, sözüm bu gün (1 Nisan da) geçerli değil” söylemi ve peşinden yaşanan katliamını anlatarak 1 Nisan şaka gününün kaynağında böylesi zorlama gerçeklikler ifşa ederek “kendi şakalarına” dahi gülemeyen, hoş görü ve birlikte şaşama kültüründen uzak olduklarını her fırsatta sergileyen, düşünce kalıplarıyla “tekçi” olmayı tüm topluma dayatan zihniyete inat bahar sıcaklığında ve güzelliğinde yüzümüzün gülümsemesi için tüm içtenliğimizle 1 Nisan da “şakalarımızı” yapmaya devam etmeliyiz.
*Ülkemizdeki tüm işçi ve emekçiler maaşlarından kesilen gelir vergisi matrahının 0 (yazıyla SIFIR) olması için süresiz genel greve kararı aldılar.
*Nasıl şaka ama? İnsanın yüreğini ağzına getirtiyor değil mi?