İnsanlığı saran huzursuzluğun kaynağı, ticari ahlakın ortadan kalkması, hak ve hukukun hiçe sayılmasıdır.
Hemen her yoksul ülkede açlara yiyecek, çıplaklara giyecek, açıkta kalanlara barınak, işsizlere iş, muhtaçlara sermaye verilmedikçe, sıkıntılar, dertler hiçbir zaman bitmeyecektir. Tabii bu yardımlar doğru zamanda, doğru yerde ve gerçek muhtaçlara ve gerçek yatırımcılara verildiği takdirde faydalı olacaktır.
Bu sistem hakkaniyetle uygulandığında tıpkı “AHİ EVREN” Kültüründe olduğu gibi esnafa, sivil toplum örgütlerine yeniden hayat ve huzur getirecektir.
Sosyolojik olarak insandaki kronik hastalığın gerçek sebebi belli olunca onu iyi etmek de zor olmasa gerek. Çağımızın hastalığı haksızlık, hırsızlık, yolsuzluk ve her şeyden önce de ahlaktan yoksun maddi ve manevi kirliliktir.
Peygamber Efendimiz (SAV):“Temizlik imandandır” buyururlar. Her yönüyle temiz olmayanın imanı, ibadeti ve sağlığı sağlam olmaz. Kirliliğin maddi ve manevi birçok çeşitleri vardır. İşte bunlar insan hayatında derin etkiler bırakırlar; C.Allahın ipine sımsıkı sarılanlar, gerçek kurtuluşa erenlerdir.
İnsanı hırsla şirazeden çıkaran sorunlara gelince; bunları şöyle sıralayabiliriz;
1-Ahlaken bozulma, alışverişte hile yapıp, göz boyama kirliliği,
2-Araçlardan yayılan ses, egzoz ve hava kirliliği,
3-Adaleti yanıltma, akıl, fikir, bilimkurgu, basın-yayın kirliliği,
4-Ana caddeleri dolduran araç gereç, çarşı-pazar görüntü kirliliği,
5- İhaleye fesat karıştırma, çalıp çırpma, duygu, düşünce, dedikodu, haset, fesat kirliliği,
6- Eğitim, kültür, sanat, dili bozma, İbadette riya katma kirliliği,
7- Huzur bozma, hır çıkarma, gösteriş ve nümayiş, gürültü- patırtı, kavga kirliliği,
8-Hastanede bulaşan virüs kirliliği,
9- Okuma-yazma, konuşma, İnternetteki porno film kirliliği,
10-Oturma, yatma, uykuda rüya görme kirliliği,
11- Rüşveti yayma, siyasette torpille iş yapma, yönetici, otorite ve sistem kirliliği,
12-Saç, sakal, üst, baş kirliliği,
13-TV’de ekran, uyuşturucu ve sigara kirliliği
14-Tarım üretiminde hormon, yeme-içme, konup göçme kirliliği
İşte bu ahlaki bozulmaların sayısı sonsuza kadar uzar gider. Ama asıl kirlilik; bizim iç dünyamızda bulunan, birliğimizi, beraberliğimizi, dirlik ve düzenimizi, huzurumuzu bozan kirliliklerdir. Bu konuda dıştan düşman, içten bizden gibi görünenlerin ihanetlerine karşı milli değerlerimizi korumada topyekûn mücadele etmenin zamanı gelmiştir ve hatta geçmektedir. Bütün bunlar sağduyulu şuuru ile çözülmelidir.
Şu üç günlük dünya için bunca hırsa ne gerek var? Öyleyse gelin bu hayatla yüzleşelim, kendimize gelelim..