Aramızdan ayrıldı. O’ nu anlatması gerçekten zor ama yeniden deneyeceğim ama biliyorum yine anlatamayacağım. Ben hiç şiir yazmadım …
Maddeyle arasında hiç bağ kurmayan bir insan nasıl anlatılır ki?
Turan UÇAN…
Tam 23 yıllık alışkanlığım,
Ramazan Konuş, ölümünün ardından Turan abi için telefonda “çağımızın sufisiydi, bu adamın karşılığı yok” dedi. Doğru söylüyordu, yerine konulması en zor kişiydi O.
Ölümünün ardından dostları çok güzel şeyler yazdılar.
Tam bir meçhul asker
Öldüğünde ilk aklıma gelen söz “ ağam sen hiç kendin için yaşamadın” oldu. Bir insan yataktan kalkıp yeniden uyuyana kadar memleket için neler yapılabileceğini düşünür mü? Ters giden şeyleri düzeltmek için uğraşır mı? Gecenin bir saatinde uyuyup uyumadığımı kontrol etmek için nazikçe telefonu bir kere çaldırıp kapatırdı. Uyumuyorsam ben dönerdim. Gündeminde ne varsa “ abi bir şeyler yapmalıyız diye başlayan ve her biri en az bir saat süren görüşmeler”
Tam 23 yıldır aralıksız devam eden görüşmeler…..
O hep düşündü hep yazdı toplumun faydasına olan her konuda usanmadan çabaladı. Kavga verdi. Kim kapısını çaldıysa boş dönmedi.
O küçük ve zayıf adamdan kim bilir kaç kişi sebeplendi. Toplum sebeplendi.
Gücün karşısında hiç eğilmedi…
Güçlünün yanında hiç ezilmedi, ezdirmedi. Kimseyi kıskanmadı. Hiç alkışlanmak istemedi önayak olduğu onca güzel işlerden sonra her zaman geride kaldı ve mutlu oldu.
55 yıllık ömrünün son 23 yılına ben şahidim. Hayatını karşılıksız Türk toplumuna memleketine adayan Turan ataya onca değerli mücadelesine karşın bir plaket bile verilemedi! Zira çekinilen adamdı. Halbuki o sadece doğrunun peşindeydi. Taltif edilmeyi bekledi mi? Asla
Ölürken bile kendini unuttu, halinden hiç dertlenmedi. Dostlarının halini sordu “ Adamım nasılsın” Ölüm bile sana yakıştı ağa…
Ey çağın sufisi, ey karşılığı olmayan, yerine konulamayan adam, sen bizlere çok şey öğrettin. Öğretmeye de devam edeceksin Turan ata, inşallah Allah taltif etsin.