Cumhuriyet ve lâik yönetim, dinci siyaset, etnik bölücü siyaset ve küresel güçlere geçit vermeyecek bir yönetim şeklidir.
Bunun en güzel örneğine dün (28 Ekim Çarşamba günü) İstanbul’un geçmişten günümüze bozulmadan gelebilen ender semtlerinden olan Kuzguncuk’ta bir Rum kilisesinde rastladık. Kilisenin önünde çok güzel, beyaz bir kule yükseliyordu. Kilise ve kuleden ziyade asıl dikkatimizi çeken başka bir obje oldu. Kulenin ön yüzüne etrafı çiçek çelengiyle çerçevelenmiş bir Atatürk portresi monte edilmişti. Çelengin içine yerleştirilen ampuller ise gece Ata’nın çevresinde bir ışık hâlesi oluşturulması için düşünülmüş olmalıydı.
Kilisenin önünde uzun bir süre durduk, fotoğraf çektik, esnafla konuştuk. Bize bu kilisede her bayramda böyle güzel ve anlamlı bir uygulama gerçekleştirildiğini anlattılar.
Bir Rum kilisesinin bu davranışının, dağlardan, taşlardan Atatürk’ü ve T.C. ibaresini kazımaya çalışan zihniyete ve “Biz ayrılmak istemiyoruz, birlikte yaşamak istiyoruz” diyen bölücü ve ikiyüzlü siyasete de anlamlı bir cevap olmasını diliyoruz.
Bugün Irak ve Suriye’de yaşananlar, Türkiye’nin bölünmesine zemin hazırlayan çalışmaların sonucudur. Irak ve Suriye’de dolayısıyla da Ortadoğu’da yaşananların tamamı bu bölgenin enerji kaynaklarını ele geçirmek için sergilenen küresel oyunların sonucudur. Eğer bu bölgenin kaynakları bu kadar zengin olmasaydı, ABD, Rusya ve Çin bir araya gelip, mutabakat sağlayabilirler miydi? Rusya, Türk hava sahasını ihlal etmeye cesaret edebilir miydi?
Olay pastadan pay kapma çabasıdır. Tıpkı koskoca Osmanlı İmparatorluğu’nu içeriden ve dışarıdan tezgâhladıkları komplolarla çökertip, son Türk Yurdunu’ da yok etmek için birleşen itilaf ve ittifak devletleri gibi. Bu devletler bugün de aynıdır. Hiç değişmemiştir. Sadece o yıllarda dünyanın jandarması olan İngiltere’nin yerini bugün Amerika Birleşik Devletleri (ABD) almıştır. Rusya o günlerde olduğu gibi bugünlerde de “Kürt” ve “Ermeni” kartlarını açmaktan hiç vazgeçmemiştir.
Bizler, ülkemizin bölünmemesi için, dini ve etnik kökeni ne olursa olsun, birlikte ve kardeşçe, Atatürk ve Cumhuriyet devrimlerinin ışığında yaşamak zorundayız; Türk Bayrağı’nın altında kenetlenmek mecburiyetindeyiz.
Ay yıldızın altında birleşmeyi reddedenler; Sizler bu bayrağın altından çıktığınız andan itibaren, sizler ve bizler küresel kurtlara yem olmaktan kurtulamayız…
Sonuç olarak; Cumhuriyet bizim birleştirici gücümüzdür. Cumhuriyet’ten vazgeçmek, son Türk Yurdundan’da vazgeçmek anlamına gelmektedir.
Gün her zamankinden daha kucaklayıcı ve birleştirici olma günüdür.
Ulusumuzun Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun!
Cumhuriyet’te birleşmekten vazgeçmeyelim…