Dua etmeyi Kur’An’dan Öğrenmeliyiz

Abone Ol
 1-Bismillêhirrahmênirrahîm (İyiliği sonsuz ikramı bol olan Allah’ın adıyla). 2-Her şeyi güzel yapmak Allah’a mahsustur. O, varlıkların sahibidir. 3- Rahmân'dır, Rahîm'dir. (İyiliği sonsuz, ikramı boldur.)  4-Hesap verme gününün tek hâkimidir.  5-(Allah’ım) Yalnız sana kul olur ve yalnız senden yardım dileriz. 6-Bizi doğru yoluna kabül et. 7-Mutluluk verdiğin kimselerin yoluna; gazaba uğramamış ve sapıtmamış olanların yolunu (Âmin). Fatiha 1/1-7
“De ki, yakarışınız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? Ey inkârcılar, yalanladığınız için, azap yakanızı bırakmayacak.” Furkan 25/77   
“Kullarım sana Beni sorarlar. Ben yakınım. Dua edenin duasına cevap veririm...”   Bakara 2/186 
“Allah’ın güzel isimleri vardır. O’na o isimlerle dua edin. O’nun isimleri hakkında eğriliğe sapanları terk edin...”    A’râf 7/180
“De ki: İster Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın, hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O’nundur.”  İsra 17/110
“Rabbin, içinden yalvararak, korkarak ve fakat yüksek sesle olmaksızın sabah akşam zikret, gafillerden olma.”  A’râf: 205
“Rabbiniz şöyle dedi: “Bana dua edin, duânıza cevap vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir.”   Mü’min 40/60
“Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez. … Allah’a (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Şüphesiz, Allah’ın rahmeti iyilik edenlere çok yakındır.” A’raf 7/55,56
“Kim bir kötülük yapar yahut kendine zulmeder, sonra da Allah’tan bağışlama dilerse, Allah’ı çok bağışlayıcı ve çok merhamet edici bulur.”  Nisa 4/110
“Allah’ı bırakıp da kendilerine seslenip dua ettiğiniz kimselerde sizin gibi kullardır. Doğru iseniz, onlara seslenip dua edin de, sizin duanıza icabet etsinler.”  A’râf  7/194
“Allah’ı bırakıp da dua ettikleriniz size yardım etmeğe muktedir olamazlar, onlar kendilerine bile yardım edemezler.” A’raf 7/197
“Allah’ı bırakıp da sana fayda ya da zarar vermeyecek şeylere dua etme. Eğer bunu yapacak olursan bu takdirde sen mutlaka zalimlerden olursun.” Yunus 10/106
“Dikkat et, halis din Allah’ındır. Onu bırakıp da kendilerine bir takım dostlar edinenler, onlara bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz derler.”  Zümer 39/3
“De ki Allah’ın dilemesi dışında ben kendime bir fayda ve zarar verecek durumda değilim .” Yunus 10/49
“Allah’ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine hiçbir cevap veremeyecek olan kimseye dua edenden daha sapık kim vardır, hâlbuki onların dualarından da habersizdirler. (Ayetteki yed’û ve duâ kelimeleri tapmak ve ibadet etmek diye çevriliyor. O zaman dua etme anlamı kayboluyor. Bu yanlıştır.)” Ahkâf 46/5
“Dirilerle ölüler bir olmaz. Şüphesiz Allah dilediğine işittirir. Ama sen kabirdekilere bir şey işittiremezsin.”  Fâtır 35/22
“Onlar için ister af dile, ister dileme. Onlar için 70 defa af dilesen, Allah onları asla affetmeyecektir. Bu onların Allah’ı ve Resûlünü inkar etmeleri sebebiyledir.”  Tevbe 9/80
“Hak olan dua, yalnız O’na mahsustur. O’ndan başkasına dua edenlere, onlar hiçbir şekilde cevap veremezler. Bu ağzına gelmesi için suya avuç açan kimse gibidir ki, ona asla gitmez. İşte kâfirlerin duası da böyle boşunadır.” Râd 13/14      
“İşte böyle; çünkü Allah, hakkın ta kendisidir. O'nun berisinde yalvarıp yakardıkları, şüphesiz batılın ta kendisidir. Gerçekten Allah, yücedir, büyüktür.” Hac 22/62
“Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte ol…”  Kehf 18/28
 
KUR’AN’DAN BAZI DUA ÖRNEKLERİ
            “Onlardan, “Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru” diyenler de vardır.” Bakara 2/201
“Onların tek söyledikleri şuydu: "Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işlerimizdeki aşırılıkları bağışla! Adımlarımızı sağlamlaştır ve hakikati inkâr edenlere karşı bize yardım et!"  Al-i İmran: 3/147
“Rabbimiz! Rasullerin aracılığı ile bize va’dettiklerini ver bize. Kıyamet günü bizi rezil etme. Şüphesiz sen, va’dinden dönmezsin.” Al-i İmran 3/194
 “Onlardan sonra gelenler ise şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.”  Haşr 59/10
“Zira kullarımdan bir zümre: Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle ise bizi affet; bize acı! Sen, merhametlilerin en iyisisin, demişlerdi.” Müminun 23/109
De ki: “Rabbim! Bağışla, merhamet et. Çünkü sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!” Müminun 23/ 118
“Onlara (ana-babana) merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.”  İsra 17/24
“Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.” İbrahim: 14/40
“Ve onlar ki, “Ey Rabbimiz!” derler, "Cehennem azabını bizden uzaklaştır; çünkü onun çektireceği azap, gerçekten, pek korkunç, pek yaralayıcı olacaktır.” Furkan 25/65
“De ki: “Yarattıklarının, ortalığı kaplayan karanlığın, düğümlere üfleyenlerin ve kıskançlık duyduğunda kıskancın şerrinden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.” Felak 113/1-5
“De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlâh’ına sığınırım.” Nâs 114/1-6
“Ki onlar: “Rabbimiz şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru” diyenler.” Al-i İmran 3/16
"Ey Rabbimiz! Unutur veya bilmeden hata yaparsak bizi sorgulama!" "Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yükler yükleme! Ey Rabbimiz! Güç yetiremeyeceğimiz yükleri bize taşıtma!" "Ve günahlarımızı affet, bizi bağışla ve rahmetini yağdır üstümüze! Sen Yüce Mevlamızsın, hakikati inkâr eden topluma karşı bize yardım et!" Bakara 2/286
(Yusuf A.S.) “Rabbim! Gerçekten bana mülk verdin ve bana sözlerin yorumunu öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada ve ahirette sen benim velimsin. Benim canımı Müslüman olarak al ve beni iyilere kat.” Yusuf 12/101
“Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman edin’ diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al.” Al-i İmran 3/193
“Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik ve Rasul’e uyduk. Artık bizi (hakikate) şahitlik edenlerle beraber yaz.” Al-i İmran 3/53
 
DUA İLE İLGİLİ BAZI HADİSLER
Allah'ın Resulüne hangi duanın daha çok kabule layık olduğu soruldu. Resul-i Ekrem şöyle cevap verdi:  "Gecenin sonlarında ve farz namazların bitiminde yapılan dualardır."
Cabir (R.A.) rivayet etmiştir:  "Kendi aleyhinize, çocuklarınızın ve mallarınızın aleyhine beddua etmeyiniz, çünkü duaların geri çevrilmediği bir zamana rastlarsanız da dualarınız kabul edilir."
"Dua ibadetin kendisidir"   
Hz. Aişe’den: "Allah'ın Resulü duaların özlü olanlarını sever, diğerlerini bırakırdı."
"Kul Rabbine en ziyade secdede iken yakın olur, öyle ise (secdede) duayı çok yapın."
"Allah'a duayı, size icabet edeceğinden emin olarak yapın.” 
"Resûlullah (A.S.) duayı üç kere yapmaktan, istiğfarı üç kere yapmaktan hoşlanırdı."   
"Sizden herkes, ihtiyaçlarının tamamını Rabbinden istesin, hatta kopan ayakkabı bağına varıncaya kadar istesin."     
"Kardeşinin gıyabında dua eden hiçbir mü'min yoktur ki melek de: "Bir misli de sana olsun" demesin."
ALLAH RASULÜ’NÜN ÖĞRETTİĞİ BAZI DUA ÖRNEKLERİ
"Allah'ım! Biz e dünyada ve ahirette iyilik ve güzellik ver. Bizi Cehennem azabından koru."
"Allah'ım! Beni bağışla, beni koru ve beni doğru yola döndür. Bana sağlık ve helâl rızık ver."
"Kalbleri kudretinde tutan Allah'ım! Kalblerimizi emirlerine itaat etmeye uygun amellere yönelt."
"Dayanılamayacak belâlardan, kişiyi ölüme kadar götürecek zorluklardan, her türlü, kazadan ve düşmanları sevindirecek bir acıyla karşılaşmaktan Allah'a sığınırız."
"Allah'ım! Bütün işlerimin koruyucusu olan dinimi, üzerinde yaşadığım dünyamı ve ebetli hayatı ihtiva eden ahiretimi benim için iyi yap. Hayatı her türlü iyiliği çoğaltmaya, ölümü de her türlü zarardan kurtulmaya vasıta eyle."
"Allah'ım! Verdiğin nimetlerin elimden çıkmasından, sağlığın değişmesinden, birdenbire karşılaşacağım belâlardan ve gazabını gerektiren davranışlardan sana sığınırım."
“Allah'ım! Faydasız ilimden, korkusuz kalbden, doymayan nefisten ve kabul edilmeyen duadan sana sığınırım."
"Allah'ım! Ateşle imtihan edilmekten, Cehennem azabından zenginlik ve fakirliğin şerrinden sana sığınırım."
 "Allah'ım! Bana harama uzanmaya mecbur kalmayacak kadar helâlinden rızık ver. Beni senden başkasına muhtaç bırakma."
"Ey kalbleri çeviren Allah! Kalbimi senin dinin üzerinde sabit kıl."
"Allah'ım! Senden rahmetine vesile olacak ve bağışlanmamı gerektirecek şeyler isterim. Bütün kötülüklerden kurtulmayı, iyiliklerin çoğunu, Cennet'e kavuşmayı ve Cehennemden kurtulmayı isterim."
 
DUADA ADAP
-     Eûzü besmeleyle başlamak. 
-    Allah’a, güzel isimlerle (el’Esmâü’l-Hüsnâ) dua etmek.
-     Duada aracı kullanmadan doğrudan Allah’a dua etmek ve aracı vesileciler aramamak. Şunların şunların yüzü suyu hürmetine gibi. Çünkü Allah bize şah damarımızdan daha yakın olup halimizi en iyi bilen ve bize karşılık verecek olandır.
-    Duayı terk etmeden her meşru şey için dua etmek.                 
-     Olmayacak şey için duada bulunmamak. 
-   Dua yaparken yüksek sesle bağırıp çağırmamak.
-    Duanın kabul olacağı düşüncesi içinde kalbi mahzun olarak dua etmeliyiz.
-     Dualarımızda ne dediğimizi bilmek ve haddi aşmamak.
-     Ölmüş gayri Müslimlerin Allah katında kurtuluşları için dua etmemek (Onlar sağ iken hidayete gelmeleri için dua edilir).
-     Her zaman ve her saatte dua edilir. Şu zamanlara özenle dikkat edilmelidir:
                  Kalbin mahzun olduğu zamanlarda, seher vakitlerinde, yağmurun yağmaya başladığı vakitlerde, Cuma ve bayram gecelerinde, farz namaz bitiminde ve oruç açacağımız zamanlarda.
-       Olumsuz dualardan meşru gerekçe olmadığı müddetçe kaçınmalıyız.