Niğde'de merkez ilçeye bağlı Fertek Belediyesi ile Kumluca ve Hamamlı köylerinin tüzel kişiliğinin kaldırılarak Niğde Belediyesi sınırları içerisine dahil edildi.
Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemlerinden beri köklü bir yerleşim bölgesi olan ve 1954 yılından bu güne kadar Belediyelik olan Fertek artık Niğde’nin bir mahallesi oluyor.
Karar 28226 sayılı Resmi Gazetede 2012/159 sayı ile yayınlandı. Resmi Gazete’de “Niğde İli Merkez İlçesine bağlı Fertek Belediyesi ile Kumluca ve Hamamlı Köylerinin tüzel kişiliğinin kaldırılarak Niğde Belediyesi sınırları içine katılması 5393 sayılı Belediye Kanununun 11 inci maddesi uyarınca uygun görülmüştür.” şeklinde yayınlandı.
Buna göre Fertek Kasabası Belediye olmaktan çıkarıldı ve Niğde’nin Mahallesi oldu.
* * * * * * * * * * * * *
Fehmi DİNÇER’in kaleminden… FERTEK
Fertek'le ilgili bir video sayfanın altında
Fertek Fotoğrafları burada Tıklayın
Daha Fazla Ayrıntı için : http://blog.milliyet.com.tr/fehmidincer
FERTEK TARİHİ
Anadolu bozkırının ortasında şirin bir kasaba Fertek…Niğde kentinin bir kasabası olarak her tarafı güzel, meyve bahçeleriyle, üzüm bağlarıyla kuşatılmış havası ve suyu güzel bir yerleşim bölgesidir. Roma ve Bizans çağlarını yaşayan, Selçuklu-Osmanlı dönemlerinde medeni yaşamın ilk örneğini veren ve günümüze kadar o dönemlerden kalan tarihi eserleriyle varlığını koruyan bir kasaba…
Bizans mimarisinin özelliklerini taşıyan tarihi evleri, sokakları, kelerleri, hamamı, kilisesi (camisi), ayazması (kutsal su), okulu, sebilleri (çeşmeleri) ve yer altı şehri ile sanki tarihi yaşayan va yaşatan bir kasaba…
Bağlarının ve bahçelerinin yeşillikleriyle, yeşilin tonlarını üretmiş, bozkırın ortasında bir yerleşim yeri…
FERTEK DEMOGRAFİSİ (Nüfus Yapısı)
19. yüzyılda Fertek Nahiyesinin nüfusu 1872 tarihli Konya Vilayet Salnamesine göre 1980 kişi ve 500 hanedir. Fertek Nahiyesine bağlı bulunan 4 köyün Adırmusun (Koyunlu ) 1272 kişi ve 400 hane, Dilmusun(Hançerli) 1106 kişi ve 480 hane, İlisun (İlasan - Küçükköy) 290 kişi ve 40 hane, Fesleğen ise 300 kişi ve 27 hanedir. Toplam olarak Fertek Nahiyesinin kendisine bağlı bulunan köylerle birlikte nüfusu 2948 kişi ve 1447 hanedir.
Fertek, mübadele öncesi Ortodoks Hristiyan ve Türklerin birarada yaşadığı bir nahiyedir. Kaynaklarda Fertek’te 1895’lerde 1200 Hristiyan ve 1300 Müslümanın, 1905’lerde 1500 Hristiyan, 2500 Türkün yaşadığı, 1907’lerde ise 360 Hristiyan hanenin olduğu ifade edilmektedir.
Fertek’te bulunan hristiyan ortodokslar günlük yaşamlarında, dini ibadetlerinde, eğitim faaliyetlerinde Türkçe yazar ve konuşurlardı. Ancak öncelikle 1829 Yunan Ayaklanması ve daha sonra da 1839’da Tanzimat Fermanı ve 1853’te yayınlanan İslahat Fermanı ile hristiyan tebaanın sağladığı özerklikler çerçevesinde grekleşmelerinin başladığını söyleyebiliriz.
FERTEK ADI NEREDEN GELİYOR?
Roma ve Bizans dönemlerinden beri Fertek’in adı değişmeden gelmiş olmasına rağmen birbirine benzer 8 farklı adı olmuştur. Bunlar Fertek, Fertakaina, Fertekina, Fertaina, Fertekion, Ferteki, Fertik köy, Bartakina’dır. Fertekina ve Bartakina çevrede yaşayan köylülerin Fertek’e verdiği isimlerdir. Fertakainaismi ise dini ve eğitim kitaplarında kullanılan ismidir. Ferteki ve Fertekion isimleri ise mübadele sonrası Fertek isminden türetilen isimleridir. Aydınyurt ismi ise Cumhuriyet Döneminde resmi olarak verilen ismidir.Fertek ve Fertakaina adının kökenine ilişkin çeşitli iddialar sürülmesine (yerel gelenekler, yanlış etimoloji) karşın tarihsel gerçeklerle doğrulanan anlamı henüz bulunamamıştır.
FERTEK YERLEŞİM YERİNİN OLUŞUMU
Fertek, Toros Dağları, Aladağlar ve Melendiz Dağlarının arasında yer alan Niğde Platosunun Melendiz Dağlarına yaslanan bölümünde yer alan, rakımı 1270 metre olan kışları soğuk ve kar yağışlı yazları ise kurak ve sıcak bir iklimi olan bir Kapadokya yerleşim bölgelerinden birisidir. Bu yüzden diğer Kapadokya yerleşim bölgelerine çok benzer. Diğer Kapadokya yerleşim bölgelerinde olduğu gibi yerleşim yapısı ve mimarisi ilk çağlarda kayalara oyulan evlerle başlamıştır. Bu kayalara oyulan evler küçük ve bağımsız olduğu gibi tünellerle de birbirine geçilen evler şeklindedir. Zamanla uygarlık geliştikçe evler yerüstüne yapılmış, eski yer altı evleri ise kiler olarak kullanılmıştır. Günümüzde de bu eski kaya oyuğu evlerin kiler olarak izlerini görmekteyiz.
Fertek’in yerleşim yapısı Bizans ve Osmanlı dönemlerinden beri 3 mahalleden oluşmaktadır. Bunlar yukarı, aşağı ve orta mahalelerdir. Günümüzde buna yeni oluşturulan tarihi Fertek Hamamı civarında oluşan yeni bir mahalle daha eklenmiştir.
FERTEK YERALTI ŞEHRİ
Fertek’te bulunan en önemli tarihi mekanlardan biriside Yeraltı Şehridir. Bu Yeraltı Şehrinin M.S. 3. yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı tahmin edilmektedir. Fertek Yer altı Şehri de Kapadokya Bölgesindeki diğer yer altı şehirlerinde olduğu gibi Hristiyanlığın ilk yayılma döneminde Roma İmparatorluğunun Hristiyanlığın gelişimini durdurmak üzere yaptığı zulümlere karşı bir korunma mekanı olarak yapılmıştır. Yeraltı giriş alanı takriben 90 santimetre yükseklik ve 70 santimetre genişliğinde olup, içeriye doğru ilerledikçe yollar bir derece genişlemektedir. Yeraltı Şehrinin giriş ve çıkış yerlerinde büyük değirmen taşları şeklinde traş taşı yada kilit taşı denilen büyük ve yuvarlak taşlar vardır. Bu taşların giriş kapılarının kapatılmasında kullanıldığı şüphesizdir. İçerisi iki katlı olup, geniş odalar, etrafında tandırlar, fırınlar, şırahaneler, depolarda toprak küp koyma yerleri, küçük kiliseler (parekklisiyon) ve hocere tabir edilen zahire ambarları vardır. Günümüzde turistik ziyarete kapalı olan bu Yeraltı Şehrinin bir an önce restorasyonunun yapılması gerek Fertek ve gerekse de Niğde Turizminin gelişimine büyük katkılar sağlayacaktır.
TARİHİ FERTEK HAMAMI
Fertek’te bulunan tarihi Fertek Hamamı burada yaşayan Karamanlı Ortodoks Rum ailelerinden Hacı Zambazade ailesi tarafından Osmanlı Padişahı Abdülmecit döneminde yapılmıştır. İnşaatına 1852 Haziran ayında başlanmış, 31 Mart 1853 tarihinde tamamlanmıştır. Kesme taştan yapılmış kubbeli bir yapı olup, Bizans-Osmanlı Mimarisinin özelliklerini taşımaktadır. Bu hamamın gelirleri de kitabesinden de anlaşıldığı gibi Fertek’te kilisenin içinde faaliyet gösteren okula vakfedilmişti.
FERTEK’TE BAĞ BOZUMU
Osmanlı döneminden günümüze üzüm bağlarıyla meşhur Fertek’te Ağustos ayının sonlarından itibaren üzüm bağlarında üzümler kurutmak için serilirken rakıların doldurulacağı fıçılar da günümüzde Göl Gazinosu ve Çay Bahçesi olarak kullanılan yerlerin yanındaki Aşağı Göle atılarak şişmesi sağlanırdı. Eylül ayındaki bağ bozumu ile beraber Fertek’te şarappanalarda üzümler ezilerek şıralar pekmez toprağı bulunan kazanlara atılarak bir gece bekletilirdi. Ertesi günde pekmez yapımı için şıralar kazanlardan büyük leğenlere alınır ve daha sonra yavaş yavaş kaynatarak pekmez yapılırdı. Bu arada pekmez kaynatılırken içine elma, ayva, kabak, ceviz atılarak tatlılar yapılırdı. Köfter de şıra ve nişasta ile karıştırılarak pekmez yapımından sonra yapılırdı.
Üzüm ezilerek elde edilen şıra ile Fertek’te yapılan en önemli ürünlerden birisi de şaraptı. Şarap özel olarak klise törenleri için yapılır ayrıca da içki olarak evlerde tüketildiği gibi satılırdı.
Fertek ile sembolleşen ve markalaşan en önemli ürünlerden belki de birincisi Fertek Rakısı’dır. Fertek Osmanlı döneminde en kaliteli rakı üretiminin yapıldığı yerleşim yerlerinden birisidir. Bir çok evde bulunan rakı imbiklerinde “çekilen” rakılar fıçılara doldurulur ve içileceği ya da sevk edileceği günü beklerdi. Burada üretilen rakı 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarında ülkemizin en iyi rakılarından birisiydi. Fertek’te üretilen bu düz yada kenger bitkisinden üretilen sakızın aroması ile yapılan sakızlı rakı İstanbul’a getirildiğinde gazetelere ilan verilir ve İstanbul halkına nerelerde satıldığı bildirilirdi. Eminönü Balıkpazarına getirilen rakı buradaki Rum komisyoncular tarafından toptan yada perakende satılırdı. Yalılarında, konaklarında demlenen akşamcılar mutlak surette rakılarını Fertek’ten getirtirlerdi.
Fertek Rakısının içildiği mekanlar ise Fertekli Rum meyhanecilerinin işlettiği yerlerdi. Tabi bunlardan en meşhuru da İstanbul Eminönü Balıkpazarında bulunan ve şarap, rakı deposu olan Fertek Meyhanesi idi. Fertek Meyhanesinin akşamcı müdavimlerinin hemen hepsi şair, yazar ve besteci kimselerdi. Oturulacak yeri, sofra kurulacak masası yoktu. Herkes bir elma, armut, bir miktar leblebi, zeytin, ekmek gibi mezeleri ile gelir ve tezgah başında içerdi. Fertek Meyhanesi 1890’da açıldı, 1908 yılında kapandı. Tarihin derinliklerinde kalan bu iki eski İstanbul Efsanesi Fertek Rakısı ve Fertek Meyhanesinin hikayesi işte böyle…
TARİHİ FERTEK YENİ CAMİ - KİLİSE
Fertek’te bulunan tarihi mekanlardan biriside burada yaşayan Rumlardan Kara Maho oğlu Hacı Nikolatarafından hayırat olarak 29 Eylül 1835 tarihinde hizmete açılan Cebrail ve Mikail Melekleri Kilisesidir.(Archangelos Mihail - Gabriel) Bu yapı da kesme taştan yapılmış olup, günümüzde halen sağlam bir şekilde Bizans – Osmanlı Mimarisinin güzel bir örneğini temsil etmektedir. Bu eski kilisenin üç apsisinde bulunan dini içerikli freskler sanat tarihi açısından büyük öneme sahiptir. Fertek’te Yeni Camiide bulunan bu freskler sanatı tarihini aydınlatacak bilim adamları ve sanatçıları bekliyor.
TARİHİ FERTEK ÖMERAĞA CAMİ
Ömerağa Camii 1669 yılında (1089 Hicri) kesme taştan yapılmış kubbeli bir tarihi yapıttır. Camii de iki kere tamirat yapılmıştır.Tamiratın ilki 1799 yılında, (1219) Hicri, ikincisi 1958 yılında yapılmıştır.
FERTEK’TE BİR AYAZMA: MANDİLMOS
Fertek’te bulunan Mandilmos mesire yerinin ismi klasik rumcadan gelmektedir. Bu ismin aslı Pandimos’tur.Pandimos, ahaliye ait, umuma ait, kamuya ait olan demektir. Ancak zaman içerisinde lehçe değişimlerine uğrayan kelime Mandilmos’a dönüşmüştür.
Mandilmos mesire yeri rumların yaşadığı dönemde yeni doğan çocukların şifalı ve kutsal su olduğuna inanılan tatlı su kaynağında (ayazma) takdis edilme töreninin yapıldığı bir mekandı. Kilisede dini ayinden sonra toplanan halk papazın arkasından ilahiler okuyarak Mandilmos’a kadar giderler, burada yeni doğan çocukların vaftiz törenini yaptıktan sonra evlerine geri dönerlerdi. Bu yapının 18. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Orjinal olarak kesme taş ile yapılmış kubbeli bir yapıdır. Ancak daha sonradan yapılan onarımlar ile eski özelliğini kaybetmiştir. Günümüzde mesire yeri olarak kullanılmaktadır.
FERTEK’TE YEMEK KÜLTÜRÜ
Tandırlarda yapılan sade tandır ekmeği, yağlı ve sütlü tandır ekmeği, halka kokularının evlerden yayıldığı günler artık tarihe emanet edilen Fertek, sadece iki eski İstanbul Efsanesi Fertek Rakısı ve Fertek Meyhanesini ortaya çıkarmadı. Tandırda yapılan bu ekmeklerin yanında çömlekte yapılan sade, etli ve pastırmalı kuru fasülyesiyle, çömlekte yapılan orta dolmasıyla, kellesiyle, dücük çorbasıyla, gıcikasıyla, mumbarıyla, karın dolmasıyla, bossulusuyla, şekerpare dolmasıyla, cevizli şekerpare kavurmasıyla, pekmez helvasıyla, pekmezle yapılan kavutuyla günümüzde bu kültürünü kısmen de olsa devam ettirmektedir.
FERTEK’TE EĞİTİM ve KÜLTÜR
Fertek’te eğitimin kökenleri çok eskiye dayanır. Gerek Camii yanında açılan mahalle mektepleri ve gerekse de kilise içerisinde bulunan mekteplerin tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber 1889 tarihinden önce olduğu söylenebilir. Fertek’te bulunan tarihi eski okul ise 1904 yılında İstanbul’da yaşayan Fertekli tüüccarlardan Konstantin S.Aravanopulos ve İstanbul’daki diğer Ferteklilerin hayratı ile yaptırılmıştır. Daha sonra okulda 1940’larda ve daha sonra yapılan tadilatlarla günümüze kadar gelebilen tarihi eserlerden birisidir. Okulda 19.yüzyılın başlarında 220 kadar kız ve erkek öğrenci eğitim görmekteydi. 1913’ler de ise iki erkek iki kadın öğretmeni (1905’te 3 erkek bir kadın öğretmen) olan beş sınıflı 60 erkek 57 kız öğrencisi olan bir orta öğretim okuluydu. Eğitim programında eski ve yeni rumcanın, fransızcanın, türkçenin, aritmetiğin, müziğin, tarihin, coğrafyanın bulunduğu bir okuldu.
Cumhuriyet döneminin başlangıcına bu tarihsel mirasla başlayan Fertek bu nedenle eğitimi baş tacı yapan bir kasaba olmuştur.
FERTEK’TE RUM CEMAATININ YAŞAMI
Fertek’te mübadele öncesinde yaşayan Rumlar ve Türkler içiçe birlikte bir yaşam sürerlerdi. Rumlar ticaret ve çiftçilikle, özelliklede bağcılıkla uğraşırlardı. Bunun dışında Osmanlı bürokrasisinde memur olarak çalışırlardı. Özellikle bağ ve bahçe işlerine önem verirlerdi. Günümüzde bile bağ ve bahçe duvarlarının intizamı bunu göstermektedir. Bağcılığa verilen önemin ana nedeni rakı ve şarap üretimi idi. Yaz aylarında ilk olan üzümü (alaca) bulana ödül verirlerdi. O dönemin en büyük ve en iyi rakı imalatçısı Kurdoğlu adındaki bir rumdur. Üretilen rakı ve şaraplar fıçıların içinde at arabalarıyla İstanbul’a götürülürdü. O dönemde Fertek’te yaşayan türkler, rumlara göre ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan daha geri durumdaydılar. Türk nüfus rumların bağ ve bahçe işlerinde çalışırlardı.
Rumların yaşadığı evler, siyah ve sarı kesme taşlardan yapılırdı. Geniş avlusu olan ve temiz olması için kesme taşla döşenmiş evlerin dış kapılarıda işlemeli taştan yapılmıştır. Bu evlerin zemin odalarının duvarları kışın soğuğa ve yazında sıcağa karşı koruması için işlenmiş tahta ile kaplıydı. Rum cemaatı giyiminede çok önem verirdi. Sonbaharda bütün rum evlerinden sucuk ve pastırma kokuları yayılırdı. Dualarında bile “Allah sucuk ve pastırmamızı eksik etmesin” derlerdi. Niğde’de yönetici ve memur olarak çalışan Rum erkeler eşekle gidip, gelirlerdi. Fertek mübadeleye kadar bölgedeki köylerin nahiyesi olarak merkez olduğu gibi kültürel ve dini açıdandan da merkezi bir yerleşim yeriydi. Çevrede yaşayan rumlar belirli dönemde biraraya gelerek kültürel toplantılar yaparlar, fikir teatisinde bulunurlardı.
Ancak Fertek’te yaşayan rum cemaatinin tavrıda Ege’de başlayan Yunan işgali ile değişmeye başlamıştı. Türklerle birarada barış ve huzur içerisinde yaşayan Rumlarda Yunan işgalinin Anadolu içlerine yayılmasıyla birlikte Fertek Runlarıda büyük bir sevinç ve bayram havasına girmişlerdi. Hatta rum çocukları “Yakında Yunan Dedemize kavuşacağız” diyerek sevinçlerini belirtiyorlardı. Bu dönemde rumlar kilisede sevinç ve neşe içinde ayinler yapıyorlardı. Ancak bu neşe ve sevinçleri Sakarya Zaferine kadar sürdü. Mübadele ise sonları oldu.
Kaynak : http://blog.milliyet.com.tr/fehmidincer
Fehmi DİNÇER
Selim Gökel’in Notu : Fertekliler genelde bürokrat olur diye bilirdik. İçişleri Bakanlığında üst seviyede epey Fertekli olduğunu şahsen tanıdıklarımdan biliyorum. Bu kararın da İçişleri Bakanlığından çıkmış olması ayrıca ilginç. Benim rahmetli Anneannem Fertekli, Tahtacılar sülalesinden Zehra Çopur, Fertek’ten Bor’a gelin gelmiş, yani bir tarafım Fertekli… O yüzden bu habere torpil geçiyorum! ve Fertek hakkında tarihe not düşmek için hemşerimiz Fehmi Dinçer’den alıntılar ekledim… Siz başlığa bakmayın Fertek mahalle olsa da farklı bir mahalle olur…