Gelemedikleri gibi, giderler...

Abone Ol
Fars Haber Ajansı’na mülakat verirken söylediğim bu cümleyi konu başlığı yapmak istedim. Bilirsiniz, Atatürk, Suriye cephesinden dönüşünde rıhtıma çıkarken yanındaki Cevat Abbas Bey’e şöyle demişti:
“Üzülme çocuk, geldikleri gibi giderler.” 
Boğaz’da Haçlıların savaş gemileri demirlemişti. Dolmabahçe Sarayı’nın pencerelerinden de bu manzara görünüyordu.  

***

Son günlerde haberlerde seyretmeye tahammül edebildiğim bir tek görüntü oldu: Hayri Kıvrıkoğlu Paşa’nın Şemdinli ziyareti.
Tahammül etmek bir yana, biraz içim ferahladı. Hayri Paşa’yı, Kıbrıs’ta o zamanki Cumhurbaşkanı Talat’a karşı yaptığı bir “jest”ten hatırlıyorum, elbette o tavır jest olsun diye yapılmamıştı, kendiliğindendi ama, iyiydi.

***

Subaylarımızı harp oyunları senaryoları bahanesiyle içeriye atanların tavırlarına bakın. ABD’li üç düşünce kuruluşunun, iki ay önce, ortaklaşa kurguladığı Suriye oyununda, bizim Gaziantep faciasının yer aldığı anlaşıldı.

***

Tayyip Erdoğan’ın bir televizyon programında “Diyarbakır bir yıldız olabilir” derken yüzünün ifadesini hatırlıyorum. BOP eş başkanlığıyla övünüşünü de... 
Parmaklarını kubbe yapıp böğrüne koyarken, bu tasarıların, Türkiye’yi gönendirecek şeyler olduğunu düşünüyordu herhalde, yüzünden sevinç akıyordu. Irak işgali sırasında söylediği “Amerika da yola çıktı” derkenki hali de söylediğim gibiydi ve bu, politikada bilgisizliğin yanı sıra acemiliğin de bir görüntüsüydü. Bugün düştüğümüz hallerin iktidar açısından başka sebepleri ve bağlantıları da var. Denilecek ki bilgili olsaydılar ve acemi olmasaydılar ne olacaktı! Bu da haklı bir soru olurdu. Abdullah Gül, mesela, Başbakan’a göre, bilgili ve siyasette tecrübeliydi de ne oldu! Mecliste, Refah Yol hükümetinin saflarında muhalefet ederken, bugünkü politik anlayışına ve davranışına taban tabana zıt şeyler söylüyordu.
Sonuç olarak, cumhuriyet tarihinde hiç yaşamadığımız kadar tehlikeli günler yaşıyoruz ve ben bu zatları, cenaze törenlerinde görmeye tahammül edemiyorum. Bu yüzdendir ki, Hayri Paşa’nın Şemdinli’ye gidişi içimi ferahlattı ve “gelemedikleri gibi, giderler” diye düşündüm.