SİYASET

Gürer: “Ette çözüm yurt dışı değil, yurt içinde aranmalıdır”

Gürer: “İktidar 14 yılda 10 milyon canlı hayvan ithal etti. Ülkede ahırlar boşaldı”

Abone Ol

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, AKP iktidarları döneminde tarımın her alanının sorunlu kılındığını söyledi.

Gürer, “2010 yılında başlayan canlı hayvan ve aralıklı olarak da devam eden et ithalatı ile 2024 yılına kadar yurt dışına akıtılan 11 milyar 357 milyon 207 dolar ile hayvancılıkta sorunları çözerdik. Bakanlık, ette Ramazan ayı öncesi fahiş fiyat oluşmasın diye 40 bin hayvan edileceğini duyurdu. Her ithalat hayvancılığı daha da sorunlu kılıyor. 14 yılda 10 milyon baş hayvan ithal edildi de et ucuzladı mı? 12 lira kilosu olan et, kesimhanede 400 TL, kasapta 600 TL’yi aştı. Çözüm, küçük aile tipi işletmelerde boşalan ahırları yeniden sisteme katmak. Hayvancılığı dahi yandaşa gelir kapısı kılan bir anlayış var.” dedi.

BESİCİNİN YANINDAYIZ

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Sık sık hayvancılık yapanları ziyaret ediyorum. Niğde’nin Çiftlik ilçesinde, ‘Bu iş bitti’ diyen çok hayvan sahibi dinledim. Niğde’nin Altunhisar ilçesinde küçükbaş hayvancılık yapan üretici Çağlar Bayazıt ile ağılında görüştüm. 8 nüfusla koyun yetiştiriyorlar. Et için hayvancılık yapıyorlar ama çok dertliler.” diye konuştu.

KÜÇÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİNE UYGUN

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılığın artan maliyetleri karşısında üreticilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekti. Gürer, “Ülkemizde hayvancılıkta sorunlar yaşanıyor. Hayvancılığın en önemli giderlerinden biri yem. Büyükbaş hayvanlar 12 ay kapalı ortamda beslenmek durumunda olduğu için daha çok giderleri var. Ülkemize en uygun olanın küçükbaş hayvan olduğu, daha çok koyunculuğun geliştirilmesi gerektiği sıkça dile getiriliyor. Bu yolla et açığının da ortadan kalkacağı belirtiliyor.Yem hammaddesi dışa bağlıyız o nedenle mera hayvancılığını geliştirerek maliyetleri düşünebiliriz Her ne kadar mera alanlarımız 1940’larda 44 milyon hektar olsa da günümüzde 14 milyon hektara gerilese de ıslah ederek bu meralarla dahi hayvancılığı geliştirebiliriz  .”dedi.

“YEM FİYATLARINA YETİŞEMİYORUZ”

Küçükbaş hayvan yetiştiricisi Çağlar Bayazıt ise artan maliyetlerin sektörü nasıl çıkmaza sürüklediğini şu sözlerle anlattı:

“Çocukluğumdan beri küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ile uğraşıyorum. Yem maliyetlerinin önüne geçemiyoruz. Geçen sene 500 lira olan yem bu yıl 750-800 lira. Baş edemiyoruz. Yem fiyatları uçuk, saman fiyatları uçuk. Meralarımız da kısıtlı; meralarda ot yok, yağış da az bu sene. Hayvan sayımızı azalttık, 150-200 hayvan kadar azalttık. Çünkü maliyetlerin önüne geçemedik.”

Bayazıt, ayrıca kredi borçlarının yükü altında ezildiklerini belirterek, “Banka faizlerinin önüne geçemiyoruz. Çoğunluğumuz bankadan kredi kullanıyoruz. Kredi faizleri yüksek. Özel bankadan alıyoruz, %60 faiz. Ziraat Bankası’ndan almak istiyoruz ama Ziraat da çok zor veriyor. Kredi almakta zorlanıyoruz. Şu an banka borcuyla bu işi yapıyoruz. Yani fiyatlar sürekli artıyor. Ete 5 lira zam geliyorsa yeme 20 lira zam geliyor.” dedi.

HAYVANCILIK YAPAN DA KALMADI

Üretici Bayazıt, “Hayvancılığın sürdürülebilirliği geçmişe göre ciddi anlamda sorunlu. Çoban da biziz, her işiyle biz ilgileniyoruz. Burası bir aile işletmesi zaten. Çoban tutsak bu maliyetlerin içinden hiç çıkamayız. Bir çobanın aylığı olmuş 50 bin lira. Bu gidişle bu işin sürdürülebilirliği zor. Bu bölgede zaten küçükbaş yapan da kalmadı. Eskiden daha fazlaydı, şimdi azaldı.” diye konuştu.

Gürer ise “Yıllardır küçükbaş hayvancılıkla uğraşanlar para kazanamadığını söylüyorlar. Yani küçükbaş hayvancılık, büyük fazla hayvanı olan işletmeler için getirisi olan bir konumda olabilir ama küçük aile tipi işletmeleri dediğimiz yerlerde sorun var”dedi.

“PARA KAZANMA DEVRİ BİTTİ”

Üreticilerin yaşadığı sorunları anlatan Çağlar Bayazıt, küçükbaş hayvancılığın sürdürülebilirliğinin giderek zorlaştığını belirterek, “Samanı, silajı yemin yarısını biz yetiştiriyoruz. Geri kalanının tamamını dışarıdan alıyoruz. Şu an saman hemen hemen 4-4,5 lira. Küçükbaş hayvancılık yapanlar para kazanmıyor. Bitti bu iş; para kazanma devri bitti. Kredi alırken araç, tarla, araba, evi ipotek veriyoruz. Ama ipoteğe karşı dolgun bir kredi de alamıyoruz. Hayvancılığı bırakıp çok sayıda icralık olan var. Kredilerin faizleri nedeniyle bu işi bırakıyorlar.” dedi.

“ARACILAR KAZANIYOR, ÜRETİCİ VE TÜKETİCİ KAYBEDİYOR”

Bayazıt, et fiyatlarının düşük, yem fiyatlarının ise yüksek olduğu bir ortamda üreticinin para kazanamadığını ifade etti:

“Tüccar gelip benden 5 liraya alıyorsa, kasapta 10 lira. Mezbahane kesim fiyatı şu an 420 lira. Raf fiyatı 650’nin üzerinde. O zaman da besici bu işten para kazanamıyor ama vatandaş da pahalı et yiyor. Arada aracılar kazanıyor. Yetkililerden beklentimiz, yem maliyetlerini düşürmeleri, kredi verilmesini kolaylaştırmaları, faizlerin düşürülmesini sağlamaları. Bize destek olsalar bu işi severek yaparız. Ama öyle olmazsa bir iki seneye herkes bu işi bırakacak.”

“GEÇMİŞTE SEVEREK YAPIYORDUK, ARTIK ZORLA DEVAM EDİYORUZ”

Son yıllarda hayvancılığın sürdürülemez hale geldiğini vurgulayan Bayazıt, “600’e yakın hayvanım var. Bunlardan 500-550 kadar yavrulayacak. Yetkililerden beklentimiz, hayvancılık yapanlara biraz destek olmaları; yem maliyetlerini düşürmeleri, kredi verilmesinin kolaylaşmasını sağlamaları, faizlerin düşürülmesini istiyoruz.Bize destek olsalar bu işi biz severek yaparız. Ama öyle olmazsa bir iki seneye herkes bu işi bırakacak. Buralarda doğduk, buralarda büyüdük. Çocukluğumuzdan beri bu işi yapıyoruz. Ailemiz 8 nüfuslu; 8’imiz de bu işle uğraşıyoruz. Yeter ki para kazanalım, severek yaparız. Para kazanmazsak ne yapacağız? Satıp bitirip gideceğiz. Bundan 5-6 yıl önce hayvancılık çok iyiydi, para kazanıyorduk, severek yapıyorduk. Son 5-6 yıldır bir tat almıyoruz. Sene seneyi aratıyor; gelir-gider dengemiz geçmişe göre çok düştü.” şeklinde konuştu.

BAKANLIK FAHİŞ FİYATA ÇÖZÜMÜ İTHALATTA DEĞİL, YERLİ ÜRETİMDE ARAMALIDIR

CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım Orman Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığının Ramazan sürecinde et sorunu yaşanmaması için 40 bin baş hayvan ithal edileceği açıklamasını, "Hayvancılıkta sorunu çözemeyen iktidarın düştüğü durumun görülmesi adına ibret vericidir." diyerek eleştirdi. Gürer, “Ülkemizde hayvan varlığında Avrupa birincisiyiz diye türkü söyleyenler, Ramazan ayı için hayvan ithal edecek duruma düştüklerini itiraf ediyorlar.” dedi.

Gürer, “Bakanlık açıklamasında bir skandal ifade de, fahiş fiyat artışlarının önüne geçmek amacıyla 40.000 canlı hayvan tedarik edileceği belirtilmesidir. Bakanlık, raftaki ette fahiş fiyat olabildiğini de bu yolla kabullenmektedir. Ayrıca karkas etler, uygun fiyattan PERDER üyesi marketlere, Tarım Kredi Kooperatifi marketlerine, yemek firmalarına ve et sanayicilerine ulaştırılacaktır. Böylelikle her Ramazan ayı öncesinde sebepsiz yere yapılan fahiş fiyat artışlarının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.” ifadesine dikkat çekerek, “Et ve Süt Kurumu ithal ettiği hayvanı ikinci bir el ile satışa sunarak fiyatına yansıtacaktır. Doğrudan Et ve Süt Kurumu, vatandaşa sürekli talebi karşılayacak doğrudan et satımı yapıp daha uygun fiyatla et ulaşımı sağlamalıdır.

Son iki yılda yalnızca 1 milyon 200 bin baş büyükbaş ithalatı et sorununa çözüm oldu mu da 40 bin hayvan çözüm olsun? Hayvancılıkta yerli ve yerel desteklerle ve doğru bir planlama ile hem et ucuz tüketilir, hem ithalat yerine yerli besici desteklenir. Gittiğimiz ahır ve ağıllarda, 'Hayvancılığı bırakmayı düşünüyoruz.' diye dert yanıyorlar. Çözüm, ithal üründe değil, yerli besicide aranmalıdır.” ifadelerini kullandı.