“Özel mahkeme…”
Mahkeme “özel” olur mu?..
İktidar dahi baktı ki bu mahkemeler cemaatin fazla “özel”i oldu, kendi ayrı mahkemelerini kurdu sağlamından…
Bu mahkemeler ellerindeki “özel” işleri bitirince kapanacak…
Yani siz “kapanması gereken” özel durumdan adalet beklediniz dün…
Özel mahkeme şöyle:
Özel mahkeme şöyle:
“Silahlı terör örgütü” kurmaktan yargılananların silahları bulunamadı mesela…
O zaman “Kimde silah vardır?” dediler…
Birisinin elinde vardı; 2 milyon tüfek, 3 bin top, 1700 gemi, 600 uçak, 1600 tank…
Genelkurmay Başkanı’nı aldılar içeri “silahlı terör örgütü” kurmaktan…
O, Başbakan tarafından atanmış, Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmış yeryüzünün ilk silahlı terör örgütü üyesi idi…
Bu sefer bir sorun çıktı:
Örgüt üyeleri birbirlerini tanımıyorlar…
İyi mi?..
Mübaşir tanıştırdı…
Selamlaştılar…
Duruşmalar başladı…
Diyelim ki birisi hem eleman, hem sanık hem tanık…
Bir tek savcı olamamış…
Yine misal; bu davanın başlama noktası olarak “Ergenekon şeması”nın hazırlanmasına Tuncay Güney yardımcı oldu…
Nerede derseniz…
Kanada’da haham…
Bizim Utku Çakırözer güzel toparladı:
- 5 yıldır sürüyor dava…
- 60 bin telefon dinlendi…
- 21 iddianame…
- 44 gizli tanık…
- Dosyanın tümü 120 milyon sayfa…
(214 bin kitap eder.)
- 7 sanık ifade veremeden öldü…
Bu arada iki ölüyü mahkemeye çağırdılar, gelen olmadı…
Yurtdışındaki sanık asker hakkında da “Yurtdışına kaçmasın sonra” diye tutuklama kararı verdiler…
Çıkıp geldi…
Dün mahkemenin önü kalabalıktı…
Karar beklendi…
Ben size vicdanlardaki kararı açıklayayım:
“Hukuk öldü…”
Gömün…