İnsanlık elden gitti, gidiyor!
Artık bunlar olabiliyor!
Bir kaç güne sığan birkaç gazete haberini aktardığımızda ne demek istediğimiz anlaşılmış olacaktır. Haberin birisini gazete “Meriç Katliamı” manşetiyle vermiş. Habere göre “3’ü çocuk 16 kaçağı döve döve” Meriç Nehri’nde boğmuşlar. Çete lideri telefon konuşmasında “Göçmenler ‘su çok derin, akıntı hızlı’ deyip suya girmek istemiyor. Bizim eleman sopayla vura vura suya atıyor. Direnen kadınları çocuklarıyla atmışlar” diyor.
İnsan taciri bu çetenin başı olaya şu nedenle çok üzülmüş. “Biz böyle nasıl iş yapacağız. Para kazanamayız böyle giderse. Biz sağlam bir şey yapmasak kimse artık iş vermez”.
İnsanlığı Meriç’te boğanlar, katliam kurbanı insanları değil kazançlarının yasını tutuyorlar. İlginç olduğu kadar düşündürücü bir durum.
Ahlakın çarmıha gerilmesi!
Bu defa başlık şöyle “Kredi kartına 10 taksitle fuhuş”. Bu haberin ayrıntısını yazmaya herhalde gerek yoktur. Medyada yer alan bir başka haber de şöyle verilmiş: “Performans sanatçısı Bayan X’in önceki akşam Casa Dell Arte Sanat Galerisi’nde sahneye koyduğu ’Amemus’(Sevişme) adlı gösterisi büyük tartışma yarattı. X, 147 kişinin önünde 20 dakika boyunca bir başka kadınla sevişti”.
“Borca karşılık tecavüz” başlığı altında da şöyle bir haber yer almış: “750 TL borcunu ödeyemeyen vicdansız, iş arayan komşu kızını ‘sana iş buldum’ diye kandırdı. Vicdansız, 16 yaşındaki kızı alacaklılarına götürdü. Üç alacaklı kıza tecavüz edip borcu sildi”.
Yabancılaşmış insanlık!
Bir diğer vahim haber de şöyle verilmiş: “İstanbul’da Taner Koç, sabah namazına gidiyordu. İki sarhoş da ellerindeki tabanca ile direklere, kutulara ateş ediyordu. Sarhoşlardan biri, hiç tanımadığı Taner Koç’u arkadaşına gösterip, ‘Sence vurabilir miyim?’ dedi ve ateş etti. Ölen Taner Koç’un hamile karısı erken doğum yaptı”.
Bu defa haberin başlığı “14. katta esrar tarlası”. Ayrıntısında da şunlar var: “İstanbul’da ihbar üzerine Ataşehir’de bir apartmanın 14. katındaki dairede arama yapan polis şoke oldu. Bay X’in evini, bir tür zehirli mantar ve marihuana yetiştirmek üzere seraya çevirdiği ortaya çıktı. Halojenlerle ısıtılan, nem dengesi için özel havalandırma sistemi kurulan dairedeki faaliyetin bir yıldır sürdüğü belirlendi”.
Okurlar, eğer “ne var bunlarda bunlar her gün gazetelerde rastlanan türden haberlerdir”, derlerse ortada ciddi bir insani ve ahlaki kırılma var demektir. Anlatmaya çalıştığımız da budur. Böyle bir algı, toplumda geçmiş dönemlerle mukayese edilemez bir biçimde anormalliğin normalleştiğini kanıtlar.
Bu durum; ‘toplumsal cinnet’, ‘kapitalizmin insanlığa karşı zaferi’, ‘masuniyetin ölümü’, ‘ahlakın çöküşü’, ‘dinlerin etkinliğinin yok oluşu’, ‘toplumun zıvanadan çıkışı’ olarak nitelendirilebilir. Olanı biteni, liberal ve çakma muhafazakârlar da işin kolayına kaçarak “zamanın ruhu” şablonu ile açıklayabilirler. Yaşananlara kim, hangi sıfatı verirse versin bütün bu utanılacak durumların Türkiye’de yaşandığı gerçeğini kimse değiştiremez. Siyaset, WikiLeaks, Balyoz filan derken ülkede insanlık elden gitti gidiyor.