İşsizlerin Umutları ve Yağma Edilen İşsizlik Fonu!

Abone Ol
AK partisi hükümet olduğu 2002 yılından bu yana halkın yararına olduğunu ifade ederek, çeşitli yasalar çıkara gelmiştir. AK Partisi iktidarının bir uygulaması daha rant ve talana dönüşmüş durumdadır.
 
         Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı, İŞKUR Genel Müdürlüğünce başlatılan Meslek Edindirme ve Yetiştirme Kurslarının gerçekleştirilme sürecinde ortaya çıkan bazı veriler işsizlik fonunun yağmalandığı kanaatini oluşturmaktadır.
         Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından İşsizliği azaltmak, istihdamı arttırmak amacıyla düzenlenen “İstidam Garantili İşgücü Yetiştirme Kursları” nın neden olduğu talan ve yolsuzluk iddiaları gizlenemez duruma gelmiştir. İşsizlik fonu birikimlerinin de talanı anlamına gelen bu proje, işsizliği azaltmadığı gibi kendi yandaşları açısından da yeni vurgun kapısı olmuştur.
 
         Medyadan ulaşa bildiğim bilgilere göre, “İstidam Garantili İşgücü Yetiştirme Kursları” adı altında açılan kursların denetimden uzak olması, işsiz olan milyonlarca emekçinin umutlarının sömürülmesi ve işsizlik fonu birikiminin yeni bir yağması anlamı taşımaktadır.
 
          Kurs düzenlemek için yetki alan özel kurs birimlerinin hangi ölçütlere göre seçildikleri açık olmamakla birlikte yapılan eğitim faaliyetinin de denetimden uzak olduğu görülmektedir.
 
İŞKUR kayıtlarına göre, sadece 2010 yılında 11.821 “İşgücü Yetiştirme Kursu” açılmış, bu kurslara toplam 211.627 kursiyer katılmıştır. Bu kurslardan, 1916 tanesi “İstihdam garantili işgücü yetiştirme kursu” olarak açılmış ve 42.447 kursiyer katılmış görünmektedir. Mevzuata göre, bu kurslara katılan 42.447 kursiyerin %20’sinin (yaklaşık olarak 8.500 kursiyer) kurs veren şirketler tarafından istihdam edilmeleri garanti edilmiştir.
 
         Ancak, bize ulaşan başvurulardan da anlaşılmaktadır ki, kurs düzenleyen ve kursiyer başına İŞKUR’ DAN 3–6 aylık kurs süresince günlük 30 TL ödenek aktarılan özel eğitim kurumlarınca, garanti ettikleri istihdam şartı yerine getirilmemektedir. Örneğin, Ankara’da kursa katılan bazı kursiyerler başka illerde istihdam edilmiş gösterilerek haksız kazanç elde edilmiştir. Diğer bir husus ise, İŞKUR’a bildirilmiş ve pedagojik formasyonu bulunan eğitimci yerine vasıfsız eğitimciler tarafından ders verildiği iddiasıdır.
 
           Büyük beklentilerle adı geçen kurslara devam ederek iş bulma umudu taşıyan yüz binlerce emekçinin umutlarının sömürülmesi yanında, projeler de yandaşlar açısından önemli bir kazanç kapısı olma özelliği taşımaktadır. İŞKUR İl Müdürlüklerinin içinde bulunulan yıl içinde bu projeler için ayrılmış bütçelerin tamamını kullanma zorunluluğuyla (tüketilmesi gereken kaynak) hareket etmeye zorlanmaları ve kursların çoğunun yılın son 3–4 ayında yapılması da bu bakış açısını göstermektedir.
 
           Gelinen aşamada aşağıdaki soruların yetkili birimlerce açıklıkla yanıtlanması ve kamuoyunun bilgisine sunulması bir zorunluluk haline gelmiştir.
            Bugüne kadar toplam kaç Meslek Edindirme Kursu açılmıştır, bunlardan kaç tanesi               Garantili İş Edindirme” kursudur ve bu kurslarda kaç kursiyer yetiştirilmiştir? Bunların illere göre dağılımı nedir?
 
           Bu dönem içerisinde kaç özel eğitim kurumu ile çalışılmıştır, bu kurumların açık ticari unvanları nedir, hangi illerde bulunmaktadırlar ve bu kurumlar hangi şahıslara aittir?
 
           Doğrudan kursiyerlere ve eğitim kurumlarına ayrı, ayrı bugüne kadar yapılan toplam ödeme miktarı ne kadardır? Ödenen miktarın illere ve eğitim kurumlarına göre dağılımı nasıldır?
 
           Adı geçen kurslar kapsamında işe yerleştirilenler ne kadar süre çalışmışlardır, iddia edildiği gibi işe hayali giriş-çıkışlar yapılmış mıdır?
          Bakanlıkça tespit edilen usulsüz işlem var mıdır? Usulsüzlüklerle ilgili gerekli yasal işlemler başlatılmış mıdır? İŞKUR genel Müdürlüğüne son dönemde açıktan atanan 4/B’li sözleşmeli personelin maaşlarının İşsizlik Fonundan karşılandığı doğru mudur?
 
            Tüm bu sorular doğru yanıtlanırsa, Fonun Amacına Uygun Olarak Kullanılmadığı gerçekliğine varırız.
 
           Siyasi iktidar, işsizlik fonunun kurulduğu 2003 yılından itibaren, işsizlerin yararlanma şartlarını ağırlaştırarak sınırlarken, fonun amacı dışında kullanımı ve sermaye çevrelerine transferi ise olanaklı hale getirilmiştir.
 
         2010 yılı sonu itibari ile İşsizlik Sigorta Fonunda biriken toplam 60,6 Milyar TL olarak açıklanmıştır. Bu miktarın sadece 3 Milyar 750 Milyon TL’lik kısmı İşsizlik Sigortası Ödemesinde kullanılmışken 2008–2009–2010 yıllarında toplam 9 Milyar 105 Milyon 395 bin TL Hazine’ye aktarılmıştır.
 
         Yani devlet, genel bütçeden yapılacak harcamayı işçinin işsiz kalması halinde devreye girecek fondan karşılayarak yasa yoluyla işçinin parasına el koymaktadır.   Fonun amacı dışında kullanmasını sağlayan düzenlemede “Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki yatırımlar öncelikli olmak üzere” denilmişse de sonraki gelen cümlede “ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik alt yapı yatırımlarının finansmanı için” denilerek ucu açık bırakılmıştır. Fonun amaç dışı kullanımının bir cezası olmadığı gibi, başka bir kanunla iş kılıfına uydurulmuş, emekçinin göz nuru alın teri sermayedarlara peşkeş çekilmiştir.




- - - - -