ARAŞTIRMA

İşte o fotoğraf!... Seymenlik Nedir ? Nasıl Seymen Olunur ?

Abone Ol
Tarih: 27 Aralık 1919, Seymenlik geleneğinin köklü tarihindeki son büyük Seymen Alayı, Mustafa Kemal Paşa’yı karşılıyor. 

Seymenlik geleneğinin köklü tarihinde son büyük Seymen Alayı’nın düzenlenişi, Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya geldiği tarih olan 27 Aralık 1919 gününe rastlamaktadır. 

Adı Oğuz, Soyu Oğuz,

Boyu Oğuz, Töresi Oğuz,

Kendi Beyini Kendi Seçer,

Çağ kapatıp Çağ açar,

Vatan için serden geçer,

Doğrularla hemhal olan,

Yiğitlikte aslana emsal olan,

Dürüstlükte dünyaya timsal olan onlar,

Anadolu’yu yurt yapan

Selçuklulu’nun temelinde onlar vardı

3 kıtada at koşturan

Osmanlının özünde onlar vardı

27 Aralık 1919'da Dikmen sırtlarında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e "Paşam seni Görmeye Geldik, bu Vatan Uğruna ölmeye Geldik" diyerek Cumhuriyetin Temelinde onlar vardı.

Onlar Bir Gerçek,

Onlar Bir Tarih,

Onlarrrrr,,, : ANKARALI SEYMENLER...........

“SEYMEN” ne demektir?

Seymen, Ankara ve çevresinde yaygın olarak Ankara Efesi, Ankara yiğidi olarak bilinir...

Seymenlik geleneğinin kökleri Orta Asya Oğuz Türkleri'ne kadar uzanmakla beraber, bu gelenek 14’üncü yüzyılda Ankara’da devlet kuran Ahiler döneminde yeniden biçimlenmiştir. Zira Ankara, 14’üncü yüzyılda kardeşlik, eşitlik, paylaşım ve demokratik esaslar üzerine kurulu Ahiler Cumhuriyeti'ne evsahipliği yapmıştır. Mertlik, cömertlik ve bilgelik ilkelerini esas alan Seymenler de Ahi Teşkilatı'nın askeri (Seyfi/ Kılıç) kanadını oluşturmuştur. Bugünkü tanımıyla "Seymen Alayı" ya da Ahiler döneminde "Yiğit Alayı" denilen gelenek o devirlerdendir ve yalnızca Ankara'da korunmuştur. Ankara Ahiler Devleti’nde şehrin ve çevrede yeralan kasaba ve köylerin koruyucusu ve muhafızı olarak Seymenler işlev görmüştür. Sivillerden oluşan ve gönüllü bir kurum olan Seymen (Yiğit) Alayları, zorunlu durumlarda ve çoğu kez savunma amaçlı olarak işlev görmüştür.

Seymen Alayı ise, bunalım ya da geçiş dönemleri olarak da nitelendirilebilecek "kızılca günler"de kurulan bir Oğuz töresidir. Diğer bir deyişle, milli felaket günlerinde, bir beyliğin ya da devletin yıkılışında; yeni devleti kurmak ve yeni lideri seçmek için Seymen Alayları tertiplenmiştir... Seymenlik geleneğinin köklü tarihinde son büyük Seymen Alayının düzenlenişi ise 27 Aralık 1919'a rastlamaktadır. Anadolu işgal altındayken Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara'ya gelmesi ve görkemli karşılanışı, tıpkı Oğuz geleneğindeki gibidir: 27 Aralık milli bir galeyan anıdır ve bu özel günde Seymen Alayı kurulmuştur. Halk, Oğuz töresinde olduğu gibi liderini seçmiştir .

Yüzlerce yıldan beri sivil bir oluşum olarak varolan ve Ankaralıların kollektif hafızasında yaşaya gelen mertlik, cömertlik, bilgelik ilkeleri üzerine kurulu olan Seymenlik geleneği, Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra Ulu Önder’in direktifleriyle kurulan Ankara Kulübü Derneği çatısı altında büyük bir titizlikle yaşatılmakta ve gelecek kuşaklara aktarılmaktadır... Günümüzde Seymen, Ankara’nın kültürel değerlerini, bu ülkenin üzerine kurulu olduğu temelleri iyi bilen, yaşayan, yaşatan ve bu değerlerin yaşamasının devamlılığını sağlamak üzere maddi ve manevi fedakarlıkları esirgemeyen kişi olarak tanımlanmaktadır... Seymen, Kızılca günde vatan için canını kırpmadan veren, barış gününde de ülkesini çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkarmak amacıyla çalışan eğitimli, kendini geliştiren, ayakları üzerinde duran, 27 Aralık 1919’da Mustafa Kemal’i Dikmen sırtlarında karşılayanlarla hemşehri olmaktan gurur duyan kişidir.

Seymen unvanı günümüzde, Ankara Kulübü Derneği’nce verilen teorik ve uygulamalı eğitim süreci sonucunda “Seymen” olmaya değer görülen kimselere verilmektedir. Eğitim süreci; oyun, müzik ve kültür eğitimi yanında, sosyal terbiyeyi de içermektedir. Eğitim aşamalarını başarıyla tamamlayan Seymen adaylarına, Dernek tarafından yapılan törenle Seymenlik beratı verilir.