Kayıt değil, işkence!

Abone Ol
“TEOG rezaleti“ aynen devam ediyor. Daha hafif bir benzetme kullanmak isterdim ama en hafifi bu. Veli ve öğrencilerden gelen benzetmeler zehir zemberek ve eğer onları biraz olsun dinlerseniz, sonuna kadar da haklılar...
Liselere giriş işkencesi haftalardır devam ediyor. Hahambaşının torununu bile imam hatibe yerleştiren bir sistem söz konusu ve o, tabiri caizse en sıradan olanı...
Öğrencilere adeta kumar oynatılıyor, şeffaflık olmadığı gibi adeta her türlü bilgiye karartma uygulanıyor, daha da vahimi, okulların açılmasına sayılı günler kaldı ve milyonlarca veli ve öğrenci hâlâ önünü göremiyor!..

Hani şeffaf olunacaktı?
Kayıt döneminde her türlü bilgi veliden saklanıyor. Ve maalesef pek çok veli bu karartmanın yani bilgilerin saklanmasının kasıtlı olduğuna inanıyor ve bu gizliliğin farklı amaçlar için kullanılacağı inancında.
Her ne kadar bunun mümkün olmadığını, böyle bir durumun herkesten çok Bakan Avcı’yı rahatsız edeceğini anlasam da onları bu fikirlerinden vazgeçirmek mümkün olmuyor. Çünkü, bu anlamsız gizliliğin neden uygulandığına akıl sır erdiremiyorlar.

Gelinen son nokta şu:

Nakil dönemi ve veliler     nakil  şanslarını kullanmak     istiyorlar ama önlerini         göremiyorlar.
Örneğin, puanları sınırda ve Galatasarayİstanbul Erkek ve Kabataş’a nakil için başvurabilirler. Okulların taban puanları ve kontenjan açıkları belli ama hangi okula kaç kişinin başvurduğu kesinlikle açıklanmıyor. Peki, tıpkı borsada olduğu gibi, içerideki bu çok gizli ve bir o kadar da önemli bilgiler bazı tanıdıklara servis edilirse ne olur? Avantaj
sağlamaz mı?
Zaten bu yönde duyumlar da var, sert eleştiriler de. İşte bu yüzden, hiç zaman kaybedilmeden, tüm bu bilgiler her kayıt döneminde velilerle de paylaşılmalıdır. En azından içleri rahat olur, daha sağlıklı tercih yapabilirler...
3. nakil dönemi!
Yılan hikâyesine dönen nakillerde hâlâ yaprak kımıldamıyor. Bazı okullarda kontenjanlar dolu gözükmesine rağmen kayıt yaptıran tek kişi yok. Çünkü diğer okulların boşalmasını bekliyorlar. İşte bu yüzden, bu hafta da, tıpkı geçen hafta gibi büyük ölçüde boşuna geçecek. Ondan sonra da tam okullar açılırken, zaman yok ki kayıtları uzatalım denecek!..
MEB, dünden bugüne kayıt süreçlerini iyi yönetemiyor, tıkandığı noktada devreye girip çözüm
üretemiyor.
Hataysa, herkes hata yapar. Ama hatadan dönmek de bir erdemdir. İşte MEB bunu yapmıyor. Yaptığı hatada ısrar ediyor...
Hiçbir yere ya da istediği okula giremeyen öğrenciler de veliler de ne olur artık sinirlenmesin, kızmasın, tedirginlik yaşamasın, bir sonraki kayıt dönemi önleri açılacaktır.

Kolejlere devlet desteği
MEB’in fiyaskoyla sonuçlanan projelerinden biri de özel okullarda okuyanlara sağlanacak olan devlet desteği. 250 bin öğrenciye destek sağlanacaktı, sadece 180 bin başvuru oldu. Yani başvuranların tümü yararlanacakmış. Oysa en
az yarım milyon başvuru
olur diye çok katı kurallar
getirilmişti...
Peki, niye yeterince başvuru olmadı?

İşte birkaç neden:

Yapılacak yardım miktarı çok düşük geldi.

Anne baba her ikisi de çalışanların, yararlanama-yacağı izlenimi verildi.

O kadar çok isteyen var ki zaten size sıra gelmez algısı yaratıldı.

Anlamsız koşullar nedeniyle başvurular zorlaştırıldı...

Kimlerin işine yaradı?
MEB, devlet yardımını başvuran herkese vermekle, bir anlamda, zaten kıt olan kaynaklarını savurmuş olacak. Başvuranların çok önemli bir bölümünün bilgileri tutarsız. Örneğin, kuyumcu ve serbest meslek sahibi, müteahhit gibi pek çok başvuru sahibi, aylık gelir olarak 750 TL kategorisini işaretledi. Niye? Çünkü, altlarında son model araçları, yatları, katları olsa da gelir beyannamelerinde o gözüküyor ve geliri az diye de ona şans tanınıyor, karı koca beyaz yakalı olanlara, sizin şansınız yok deniyor.
Bu noktada asıl sorulması gereken, aylık 750 lira geliri olanın çocuğunu nasıl kolejde okuttuğudur!..
Bir de öğrenciye destek çıktığı halde, okula bu destek için başvurmayanların durumu var, onlar ne olacak? Devlet parayı niye veliye vermiyor ki?..
Umarız bu konu da enine boyuna incelenir ve sağlam
temellere oturtulur yoksa
pek çok tartışmayı beraberinde getirir ve alkış yerine, eleştiri getirir...
Özetin özeti: Eğitimin zaten yeterince sıkıntısı varken yeni sorunlar yaratmanın kimseye bir yararı yok. Herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir. İlk önce de MEB!..