Kaybeden kimse; gereksiz mazeret üretir ve “Bu benim kusurum değildi, şansızlığımın kurbanı oldum.” Der ve suçu başkalarının üzerine atar, çok çalıştığını ve zamanının yetmediğini söyler, karamsarlığa düşer. Bu durum kendisini çıkmaza sokar, bunalıma sürükler. Aslında hatayı kabul etmek olgunluğun işaretidir.
Kazanan kaybedince, gayrete gelir ve daha çok çalışır. Çalıştığı halde kaybederse asla ümitsizliğe düşmez. Azimle yeni çözüm yollarını arar ve bulur. Hayatı ve mücadeleyi sever. İnandığı konularda asla taviz vermez. Basit, ufak- tefek, meseleleri büyütmez, pireyi deve yapmaz.
Kaybeden kimse, sorunlardan kaçmayı yeğler ve bunu kurtuluş olarak kabul eder. Hatasını kabul etmez, silkindikçe batar, şansını zorlar, kaybeder, neticede hüsrana uğrar. Bir kez ağacın içine kurt düşmeye görsün, her gün içini eritir, özünü bitirir, gereksiz yerde, lüzumsuz bir şekilde telaşa kapılır.
Aslında her yeni gün, yeni bir başlangıçtır. Zorluklarla savaşmak gerekir. Yalınız doğru şeyler için, doğru yerde mücadele etmek gerekir. Başarının sırrı, bir yerde, iyi niyetle, inanarak bir işe başlamaktır.
Bir işte savsaklama, suçlama, kusur ve mazeret arama varsa, takip edilen yol yanlıştır. Bu mazeret,” Su üstüne kalemle yazı yazmak” gibidir. Bu nedenle tutarlı ve kararlı olmak gerekir.
Kazanan kimse; “Başarılıyım ama olması gereken yerde değilim” diyerek, ısrarlı, inançlı, kararlı olduğunu ispat eder. Başarılı olan yönetici ve iş adamlarını örnek alır, kıskançlık yapmaz.
Kaybeden insan, “Ben birçoğundan yiyim, benden başarısızlar vardır” diyerek mazeret üretir, “ Adam sendeciliğe” yer verir. Özünde kıskançlık vardır. Kaybetmenin sorumluluğunu kendisinin dışında arar. “Benim işim sadece budur, neden fikrimi değiştireyim” diye laf üretir.
Kazanan insan, sorumluluklarını bilir, “İki günü bir olan kimse zarardadır. Bu işi daha iyi yapmam gerekir” kuralına uygun, kendisine bir yol haritası çizer.
İnsan, her türlü zorluklarla mücadele etmesini bilmeli, eleştirilere açık olmalı, gelecekle ilgili planlar hazırlayıp, kendisini yenilemeli ve buna da yürekten inanmalıdır.
Bu makalemin içeriğinde esas olan siyaset adamları, yöneticiler, işverenler, sivil toplum örgütleri doğru yerde, doğru karar almalıdır. Kazanma ve kaybetmenin esrarı burada işte burada yatmaktadır.