Kırmızı Tabutlar Vatan ve Aşk

Abone Ol
 Eğer bu topraklarda yaşamının bir bedeli varsa bu bedeli en güzel şekilde ödemiş ve halada ödemekte olan milletimiz ne yazık ki düşmanları tarafından hakikatiyle tanınmamaktadır.

 

Türkü tanımayanlar onun içindeki yüksek karakterden bihaber olanlar domuz sürüsü gibi saldırarak bir şeyler elde edeceğini sanmaktadır. Dünyanın en büyük dansözlük organizasyonu olan bölücü örgüt ve onun etekli sırtlanları kahpelik tarihine isimlerini altın harflerle yazdırmayı başarmışlardır. Yedi kocalı Hürmüz misali ne kadar şeytani küresel güç varsa hepsinin hareminin başköşesinde bu bebek katili domuz sürüsü yatmaktadır.

 

Gizli kimliklerini Müslüman bir görüntü altında sürdüren ermeni ve yahudi dönmeleri Müslümanları birbirine düşürüp kırdırmaya çalışmaktadırlar. Tavşana kaç tazıya tut misali durmadan bizi birbirimize düşürmektedirler.

 

Türk milletini iyilik güzellik ve sevgiden başka hiçbir şey yolundan çeviremez. Hainlikte ısrar eden terör şebekeleri bu milletin tarihini birazcık okuma zahmetine katlansalardı yanlış bir yolda olduklarını çoktan anlarlardı.

 

Kendilerinden başka herkesi arkaik ve iptidai olarak gören batı toplumları Baltık kıyılarında çırılçıplak bir hayvan gibi yaşarken dünyaya medeniyeti öğreten millet Türk milletidir.

 Bu milletin evlatlarını kimsenin küçük ve önemsiz görmeye hakkı yoktur. Her şeyin bittiği sanıldığı durumlarda bile bu millet her türlü oyunu bozmuş kutlu koşusuna kaldığı yerden devam etmiştir.

 

Türk milletinin bekleyişini gaflete yoranların anlamamakla ısrar ettikleri bir hakikat vardır. Vatan denen gemiyi delmeye çalışan bu aşağılık fareler bizi de kendileri gibi çatışmanın içine çekmeye çalışmaktadırlar. İnsan farelere kızıp kendi gemisini batırır mı hiç.

 

Türkiye denilen büyük geminin içinde her türlü etnik yapıdan insan özgürce barınmaktadır. Dış mihrakların ve cahilliklerinin kurbanı olan bölücü fareler ısrarla gemiyi delmeye çalışmaktadırlar.

 

Eğer bu gemi batarsa içinde hepimizin batacağını bu etekli kahpeler neden anlamak istememektedirler. Bu coğrafyada yaşayan insanlar isterlerse din değiştirsinler batılının gözünde her daim müslümandırlar. Eğer bu topraklara haçlı zihniyeti ve Siyonist zihniyet hâkim olursa dünyanın en büyük soykırımları yaşanacaktır.

 

Şu an için etnik meseleler kaşınarak mezhepsel farklar öne çıkarılarak bizi birbirimize kırdıran batı ve doğu âlemi maliyetsiz bir şekilde enerji bölgelerine hâkim olmaya çalışmaktadırlar. Onların bu oyunu ancak ittihat-ı İslam ile milli şuura erişmekle bozulur.

 

Kutlu Anadolu toprağını hedef alan her türlü düzeneğe karşı uyanık olmak dost görünen düşmanları yakından tanımak gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki şuurunu yitirmiş toplumların sonları her zaman için esaretle biter. Allah hepimize şuur versin.