Tayyip Erdoğan 12 Haziran seçimini kendisi için olmak ya da olmamak gibi görüyor!
Niçin mi?
Ama Başkan ama Cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya çıkmak için!
Bunun içindir ki Erdoğan’ın hedefi sadece tek başına iktidar olmak değil!
Peki ne midir asıl amacı?
Meclis’te Anayasayı değiştirecek bir çoğunluğa erişmek!
Evet bir daha milletvekilliğine aday olmayacağı sözünü veren Tayyip Erdoğan’ın kafasındaki proje Cumhurbaşkanlığında beş artı beş yıl olmak üzere iki dönem kalmaktır.
İşte bu hedeften ötürüdür ki Erdoğan aylardır seçime dönük büyük hazırlıklar yaptırıyor.
Göreceksiniz bu seçim öncesinde AKP akla hayale gelmeyecek şeyler
yapacak.
Tayyip Erdoğan 9 yıldır yaptığı icraatlarını referans olarak sunamadığı için manipülasyonlara ve dezenformasyonlara başvuracak.
Yardım adı altında seçim rüşveti paketlerini büyüterek ev ev dağıtmaya
devam edecek.
Tam seçim öncesinde yüz binlerce kişiye iş vaadi yapılacak, listeler hazırlanacak ve bazılarına kamuda gerçekten iş verilecek.
Güya-mega hedefler adıyla hayali projeler aliyül vâlâ ile manşetlere taşınıp televizyonlarda anlatılacak.
Ama en önemlisi muhalefete belden aşağı taarruzlar yapılacak.
Yıllardır biriktirilen telefon ve ortam dinleme kayıtları montajlanarak zihin bulandıracak şekilde bir bir servis edilecek.
Dahası polis ve yargı işe ciddiyet katmak ve toplumu inandırmak için devreye sokulacak ki Ergenekon dosyasının yeniden açılması ve tutuklama furyalarının başlaması bunun işaret fişeğidir.
Sezgi ve tahminlerimize göre AKP derin devletinin öncelikli hedefi MHP olacak ve bazı MHP’liler için ardı ardına montajlanmış dinlemeler sızdırılacak!
Dahası, MHP’nin üst düzeyi hakkında da Wikileaks benzeri vasıtalarla türlü ima ve isnatlarda bulunulacak.
Keza tam seçim arefesinde MHP ile ülkücülerin imajını bertaraf için bu camianın çetelerle özdeşleştirilmesinden Ergenekon’a ilişkilerine kadar pek çok hikaye icat edilip dezenformasyonlar
yapılacak.
Diyeceksiniz ki niye öncelik CHP
değil de MHP?
Kuşkusuz CHP ve özellikle de Kılıçdaroğlu hedefte olacak ama önceliğin MHP olmasında amaç MHP’yi baraja gömmek içindir.
Tayyip Erdoğan’ın hesaplarına göre AKP ancak MHP barajı aşamazsa Meclis’te Anayasayı değiştirecek çoğunluğa erişebiliyor. Dolayısı ile MHP’yi etkisiz kılmak AKP için olmazsa olmazdır!
Peki bu durumda ne mi yapılmalı?
MHP ile CHP karşı psikolojik harekatlar düzenlemeli ve AKP’nin bu tür operasyonlarını önceden deşifre edip halkı buna hazırlamalıdır.
ÖNEMLİ NOT: AKP’nin seçim öncesi kaset sızdırma operasyonları ile alakalı olarak bu akşam Ulusal Kanal’da saat 20.00 ile 22.00 arasında önemli bilgiler vereceğim.. Hepinizi programıma
bekliyorum...
Cevap ver Arınç, İbo ne yaptı da kahraman?
- “Bu fahişenin burada ne işi var. Kim aldı bunu hastaneye?
-Sensin fahişe!”
Bu ifadeler dün gazetelerin sütunlarındaydı.
Peki beyanların tarafları kimler midir?
Mukaddesatçı Bülent Arınç’ın Ulusal Kahraman ilan ettiği İbrahim Tatlıses’in kadınlarına aittir.
Kadınları diyorum çünkü Derya Tuna’dan Perihan Savaş’a, Adalet Tatlı’dan Ayşegül Yıldız ve Asena’ya kadar İbo’nun eski eş ya da sevgilileri tam tekmil
hastanedeydi.
Merak ettiğim için soruyorum: Bülent Arınç’a göre kahraman olmak için bu kadar çok kadınla anılmak mı gerekiyor?
Değilse Arınç söylemeli İbrahim
Tatlıses nasıl kahraman oldu?
O Bülent Arınç ki Güneydoğu’da PKK ile vuruşan yiğitlere ve hatta Büyük Atatürk’e bile kahraman demekte zorlanırken Tatlıses’in ülkeye yaptığı hangi ulvi katkıyı kahramanlık olarak görüyor?
Çok kadınla ilişkisi mi, kumar oynaması mı, çetelerle hemhal olması mı, yoksa Tatlıses hakkında bir ara PKK’ya para yardımı yaptı iddiasının gazetelere manşet olması mı, hangisi Bülent Bey, cevap ver!
GÜL’den kefere gazetecilere kefalet!
Abdullah Gül sır suçlarla tutuklanan Türk gazeteciler için gaz alma adına güya üzüntüsünü bildirir ve onun ötesinde kılını bile kıpırdatmaz iken tam bir haftadır Alman ve İngiliz gazeteciler için çırpınıyor.
Evet Cumhurbaşkanı Gül İran’da tutuklanan 2 Alman gazeteci için mevkidaşı düzeyinde temasa geçerek o gazetecilerin özgürlüğünü sağladı.
Bitmedi, aynı Abdullah Gül yine Libya’da tutuklanan İngiliz gazeteci için de Kaddafi nezdinde temaslar yaptı ve sonuç aldı.
Görüyorsunuz devlet başkanımız Osmanlı’nın jargonu ile bize değil kefere (Yabancı) gazetecilere hizmet veriyor.
Sahi Abdullah Bey Alman’ı,İngiliz’i gazeteci de, Ergenekon kapsamında meçhul suçlarla tutuklanan bizimkiler gazoz ağacı mı?
Onlara şefkat, mağdur Türk gazetecilere sadece yarım ağızla üzüldüm demeci!
Eh Abdullah Gül’e bundan başkası zaten yakışmazdı!
Mustafa Koç, CHP iyi gidiyor dese neler olurdu!
Ne diyor Mustafa Koç?
AKP seçimin kesin galibi!
Nerede söylüyor bunu?
AKP’nin yarı resmi yayın organı Star gazetesinde!
Sorarım size seçim öncesinde böyle bir demeç ahlaki midir?
Belli ki Koç ailesi bertaraf olmamak için Tayyip Erdoğan’a şirin görünmenin derdinde!
Peki Mustafa Koç CHP iyi gidiyor dese neler olurdu acaba?
Başta Tayyip Bey ve şürekâsı, ardından yandaş medya güruhu vaveylalar koparıp hemen bunun istismar ve edebiyatını yapmazlar mıydı?
Kesin yaparlardı ise CHP ile MHP neden aynı şeyi yapmıyor ve “Bakın AKP kimsesizlerin değil, Koçların ve Sabancıların kimsesi ya da hâmisi oldu” demiyorlar?