Ben sesimi çıkartmayayım
Sen sesini çıkartma,
O sesini çıkartmasın
Biz sesimizi çıkartmayalım
Siz sesinizi çıkartmayın
Onlar seslerini çıkartmasınlar
Böylece ekmeklerine yağ sürün emperyalistlerin
Yıkılıp gitsin ecdadın diktiği direkler!
12 Kasım 1992 tarihinde yazdığım bir yazıda şu hususlara yer vermiştim :
«Almanlar yetiştirdikleri 36 patates türünü tanıttılar»
Gerek hayvancılık, gerekse ziraat alanında batılılar uzun süreden beri birbirleriyle yarışıyorlar.
Kültür harplerinin yanısıra, ekonomik harpler, geri kalmış ülkeler üzerinde olumsuz etkiler bırakırken, kendi iç problemleriyle ve anarşiyle başbaşa bırakılmış bu ülkelerin hazin halleri batılıların gayelerini kolaylaştırıyor.
Narenciye, tahıl ve baklagillere ait çeşitli türler ülkeler arası fuarlarda sergilenirken Türkiye’nin adının bile anılmaması gurbetteki duyarlı vatandaşlarımızı oldukça düşündürüyor.
Bu konuda görüşünü aldığımız bir ilim adamımız «Biz, bizi temsil etmeyen şarkı türleriyle eurovision şarkı yarışmalarına gönderdiğimiz donsuz kadınlarla batılılara şirın görünmek için maskara haline düşürülüyoruz. İlgililerin hiç sesleri çıkmıyor. Batılılaşma uğruna kendi kimliğimizden kopuşumuzu sergileyen bu vahim haller Türkiye’nin aleyhine propagandalara dönüştürülüyor.» dedi.
Aradan 24 yıl geçti. Türk Milleti kendilerini Müslüman gösteren bir iktidarla 14 yıldır karşı karşıya. İyi denilecek tek bir şey yok. Hırsızlık, yolsuzluk, haksızlık, hukuksuzluk gibi ne kadar ahlâk dışı, toplumu ve hayatı çürüten olumsuzluklar varsa hepsi birden pervasızca sergileniyor. Yozlaştırılmadık tek bir kurum kalmadı.
Bir ülke için felaket sayılacak bu haller Müslüman görüntüsü altında, hem de açık açık, utanmadan, sıkılmadan, dünyaya rezil olacak bir biçimde yapılıyor.
36 patates türünü sergileyen Almanlar bugün daha ileri teknolojilerle dünyaya seslerini duyururlarken biz baş kesen, kan döken teröristlere Cumhurbaşkanlığı seviyesinde destek olmakla; «hitler, diktatör gibi akla gelmeyecek aşağılayıcı unvanlarla anılmanın» öncülüğünü yapıyoruz. Gündemimizde ileri teknoloji yok…
Çagdaş bir eğitim asla söz konusu değil…Fakirleştirilen, çaresizleştirilen, güçsüzleştirilen ve korkutulan bir toplumla ülkenin vahim çehresini görmek asla mümkün değil…
Gelelim muhalefet partilerine
AKP’li Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi: “Lafı evirip çevirmeyelim. Cumhurbaşkanımız siyasi bir cumhurbaşkanıdır.” diyor. Yani Anayasa’ya uymuyor, anayasayı çiğniyor, demek istiyor. Anayasa Recep Tayyip Erdoğan tarafından çiğnenilirken buna ve bunun gibi binlerce anayasa ihlallerine sessiz kalan, bunu kabullenen bir muhalefetle karşı karşıyayız. Bu konuda da Muhalefet partilerinden, kendi kendilerini ve AKP’yi sorgulama yolunda en ufacık bir ses ve tepki yok...
PKK ile Oslo görüşmeleri… Habur’da kurulan çadır mahkemeleri, açılım ihanetleri... Ergenekon ifira davaları... “Aldatıldık”, “yanıldık” kabullenmeleri... Her birisi skandal!
Bugün PKK’ye karşıymış görünen, hatta PKK’ye destek olanları yargılayan AKP’lilerin geçmişteki anayasa ihlâlleri, suçları, teröristlerle işbirlikçilik itirafları yarınlarda başlarını ağrıtacak!
¤ AKP Milletvekili Orhan Miroglu’nun “PKK ve ISID teror Örgütü degil politik hareketlerdir.”
¤ Yiğit Bulut’un “Abdullah Öcalan Ortadoğu'da Türkiye'nin önünü açıyor.”
¤ Yalçın Akdoğan’ın “Öcalan’ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var. Mesajları sürecin geleceğini düşünen bir hassasiyeti yansıtıyor.”
¤ Beşir Atalay’’ın “Abdullah Öcalan Kürtler’in lideridir.”
¤ AKP Milletvekili Metin Külünk’ün "Bu coğrafyada üç hedef vardı son dönemde. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bir; İmralı, iki; Barzani, üç.",
¤ Sadullah Ergin’in “Öcalan bölgenin ve Türkiye’nin reel politiğini daha sağlıklı değerlendiriyor.”
¤ Bülent Arınç’ın "Siz kimin sözcülüğünü yapıyorsunuz da Öcalan'ı itibarsız hale getirmek istiyorsunuz?"
¤ Davutoğlu'ndan cani IŞİD'i meşrulaştıran sözler : Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ortadoğu'yu kana bulayan terör örgütü IŞİD için, "IŞİD radikal, terörize gibi bir yapı olarak görülebilir ama katılanlar arasında Türkler, Araplar, Kürtler vardır" dedi. (Cumhuriyet Gazetesi, 08 Ağustos 2014)
¤ Emre Aköz’ün “PKK bir terör örgütü değildir”, gibi AKP’lilerin ve yandaşlarıın yüzlerce “skandal sayılacak” sözleri Muhalefet partileri tarafından hiç, bilimsel ve hukuksal olarak irdelendi mi? Tabi bu suskunluğun, bu tepkisizliğin, bu etkisizliğin iktidara destek anlamında sebepleri de var... sonuçları da olacak!
AKP, CHP ve MHP hukuk dışı birliktelikleri çözülmeden, Atatürkçülükten, halk iradesinden, demokrasiden ve adaletten bahsedemeyiz!
AKP’ye karşıymış görünmek ve konuşmak gerçekleri örtmüyor...
Bir örnek : Bu üç partiyi bir araya getiren, (mevcut anayasa ayaklar altında çiğnenirken) Anayasa değişikliği konusunu gündeme getirmek bir anayasa ihlalidir. Asıl problem anayasa değil; BOP’çu AKP’nin kendisidir! Ya da muhalefet partilerinin hukuk dışı ve kendi partilerine zarar veren, AKP’ye de hizmet eden tavırlarıdır.
Uzun süre CHP ve MHP tabanlarını incitmemek için, hissettiğim ve duyduğum gerçekleri söyleyemedim… kendimi zorlayarak ve bilerek sustum. Ama artık sabrım kalmadı.
Türkiye üzerindeki emelleri için iktidarı şekillendiren emperyalist güçlerin muhalefeti umursamadıklarını hiç düşünmeyin.
¤ Yandaş Sabah Gazetesi’nde 05 Nisan 2014 tarihinde, Engin Ardıç’ın yazısının başlığı : «CHP niçin iflah olmaz?» idi.
¤ Bize ait 152 ada ve adacık, Türkiye’ye en yakın 17 ada, Yunanlılar tarafından işgal edildi, AKP’den ve muhalefetten en ufacık bir ses çıkmadı!
¤ CHP’li İsa Gök : CHP, AKP’lileştirildi (Hürriyet Gazetesi, 07 Şubat 2012)
¤ CHP'li Binnaz Toprak Recep Tayyip Erdoğan için : "Halk adamı, karizmatik lider" dedi.
¤ İlber Oltaylı : «Muhalefet bitti» dedi.
¤ İlber Ortaylı muhalefete de iktidarara da verdi veriştirdi! (Aydınlık Gazetesi, 01 Mart 2015)
¤ CHP’li Onur Öymen : “Kılıçdaroğlu Amerikan projesidir” (Haber 3, 18 Ocak 2012)
¤ Prof. Dr. Yalçın Küçük : «Deniz Baykal, düşürüldükten sonra Tayyip Bey üç partinin başına getirildi (AKP, CHP, MHP)»
¤ Yılmaz Özdil, ‘yeni’ CHP’yi ‘guguk kuşu’na benzeterek köşesinde, “Yeni CHP’nin misyonu Yeni Türkiye’ci AKP’yi iktidarda tutmaktır” ifadelerini kullandı. (Sözcü Gazetesi, 07 Kasım 2015)
¤ Yılmaz Özdil, “Yeni CHP’nin misyonu Yeni Türkiye’ci AKP’yi iktidarda tutmaktır” ifadelerine yer verirken, “Defolup gideceksiniz kardeşim!” diye yazdı. (Aydınlık Gazetesi, 06 Kasım 2015)
¤ Yılmaz Özdil : TSK’ya kurulan kumpas, CHP’ye de kuruldu. Yeni CHP’nin başına paraşütleindirilenlerin amacı, partiyi partisizleştirip, BOP eşbaşkanı zihniyetini olabildiğince iktidarda tutmaktır. CHP’yi geri almadan Türkiye Cumhuriyetini geri almak mümkün değildir. (Ulusal Kanal, 13 Ağustos 2014)
¤ Ergenekon müdahili CHP’den aday oluyor (Aydınlık Gazetesi, 19 Eylül 2015)
Kemal Kılıçdaroğlu ile “Atatürkçülere ve CHP’lilere” CHP’de yer yok!
¤ Kemal Kılıçdaroğlu: “Bunları CHP'den temizleyeceğim!” (Sözcü Gazetesi, 07 Kasım 2015)
¤ Kemal Kılıçdaroğlu, PKK için «hendekleri kazan arkadaşlar» tabirini kullandı. (
¤ Kemal Kılıçdaroğlu, Dersim konusunu böyle yanıtladı : Atatürk’ün CHP’si değiliz. (AydınlıkGazetesi, 13 Aralık 2014)
¤ CHP'li Mehmet Bekaroğlu'ndan PKK'ya destek! (Aydınlık Gazetesi, 11 Kasım 2015)
¤ Kemal Kılıçdaroğlu: "PKK neden silah bıraksın?" (Haberci 53, 17 Eylül 2015)
Bugünlerde bir çok kişinin ağzınden düşmeyen sözler : «Türkiye’yi kurtarmak istiyorsanız, CHP’yi kurtaracaksınız», «CHP’yi yönetenler arasında bir tek CHP’li yok», «Amerika’da Kemal Kılıçdaroğlu’na faydasız, yararsız anlamına gelen bir isim takmışlar.»
TESEV’ci Kemal Kılıçdaroğlu ile Devlet Bahçe’liye (milletvekilleri de dahil) bir çok kez uyarılarda bulundum. Sözlerim hesaba alınmadı. Koltuk düşkünlükleri AKP’yi iktidarda tutabilme uğrunda devam ediyor.
¤ CHP’li Mustafa Özyürek’in «Tahta bavulla çıktım yola…» isimli kitabının 406. sayfasında, Gürsel Tekin Kemal Kılıçdaroğlu için «ben olmadan karar alamaz, bunun için yanında olmam zaruridir», diyor.
¤ Kemal Kılıçdaroğlu Ile CHP’nin yönetim kadrosunda bir tek Atatürkçü kalmadı. Belki duymuşsunuzdur son günlerde o rahat rahat «temizleyeceğim» tabirini kullandı. Zaten, Atatürk’e kefere, diyenleri, PKK’ya avukatlık yapanları hemde onun yanıbaşında bulmanız mümkün...
¤ İç içe geçmiş ve net olmayan bir siyasete örnek : «Murat Özçelik AKP’nin kamu güvenliği müsteşarı idi. CHP’den İzmir milletvekili adayı yapıldı! »
Deniz Baykal’a nasıl tuzak kuruldu?
¤ Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin’i Almanya’da BND ajanlarıyla bir araya getirdi. Bu buluşmadan sonra Deniz Baykal’ı koltuğundan eden kasedi Türkiye’ye servis etti. İşte o isim Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın ta kendisiydi. Kılıç ayrıca elindeki bu bilgileri kullanıp kendisini Mustafa Zengin’in yerine aday olarak göstertti (Turkish Forum Arşivi, Dünya Türkleri Birliği, 26 Ağustos 2014)
AKP’nin 10 milyon üyesi var, 22 milyon kişi oy verdi. CHP’nin ise 1 milyon üyesi var. Kemal Kılıçdaroğlu 6 seçim kaybetti. CHP’nin 37 ilde milletvekili yok!
“Kemal Kılıçdaroğlu %40’ın altında oy alırsam istifa edeceğim, dedi, %26’in altında oy aldı, istifa etmedi!” CHP’liler genel başkanlarının istifa etmemesinin sebebini neden öğrenmek istemediler? Ya da istifa et diye neden ısrarcı olmadılar?
«Ben Dersim’li Kemal’im» ifadesiyle Atatürk karşıtlığını dile getirmedi mi? Hâlâ anlamadınız mı?
Halka yansıtılan CHP ile Halktan gizlenen yeni CHP birbirinden oldukça farklı. Halktan gizlenen yeni CHP’de Atatürk yok, aksine Atatürk karşıtlığı var. Bu «Ben Dersimli Kemal» söylemleriyle açık açık dillendirilerek yeni adımlar atılarak belirginleştirildi.
Devlet Bahçeli ile MHP bugün hangi konumda?
MHP’nin başında benim gibi işkence gören, öldü diye karakol kömürlüklerine atılanların seslerini duyacak bir tek kişi yok... Geçmişin kahramanlarını, fedakâr insanlarını arayıp soran ülkücüler de kalmadı. Ben uzun süredir yüzlerce defa, binlerce kişiye tekrarladığım bir sözü ifade ediyorum : Devlet Bahçeli ülkücü değil... MHP’li de değil…
Sözleri uygulamalarına tamamen aykırı!
Milliyetçi Hareket Partisi yayınlarından Devlet Bahçeli tarafından «Türk Milletinin bekasına yönelik tehditler» ismiyle yayınlanan kitapçığın 7. sayfasının ikinci paragrafında: «Türkiye’de öteden beri sinsice uygulanan küresel operasyonun son aşamalarına, işbirlikçi AKP iktidarının tam teslimiyete dayanan zihniyeti sonucu gelinmiştir.» denilmektedir.
21. sayfasında da : «İktidara geldikleri günden itibaren hiçbir ahlâkî sınır tanımaksızın millî ve manevi her değerimizin istismarı üzerine kurdukları hayasız teslimiyet siyaseti sonunda, AKP ve PKK aziz milletimizi tuzağa düşürmek için hazırladıkları kapana kendileri kısılmışlardır.»
«İşbirlikçi, teslimiyetçi, PKK ve AKP ortaklığı, AKP hükümetinin aczi, AKP’nin duyarsızlığı, AKP’nin aymazlığı, AKP’nin foyası, AKP’nin zaafı» gibi tabirlerle AKP bu kitapta anılmasına rağmen AKP’ye verilen Devlet Bahçeli desteğinin sınırsızlığı ve sürekliliği, bir çok çelişkiyi ortaya çıkarmaktadır.
Devlet Bahçeli, ağır ithamlarda bulunduğu, “MHP’de kaos oluşturma talimatı veren Tayyip’e sık sık destek vererek”, kendisiyle çelişmekten de çekinmedi ! Soruyoruz : Kendi tabiriyle ; « cunta kuran », « hiçbir hükmü olmayan imzalar atan » ve « çok net suç işleyen » bir kişiye yardım ve yataklık etmek de suç değil mi ?
O hiçbir zaman MHP’yi düşünmedi :
Devlet Bahçeli : AKP’de kaos ülkeye zarar verir (NTV, 13 Aralık 2011)
Tayyip hastalanıyor, Devlet bahçeli, «Allah uzun ömür versin, başbakana bir şey olursa Türkiye kaosa girer», diyor... Bu durumda yukarıda aktardığım sözlerine bakarak, size göre Devlet Bahçeli ne kadar ülkücü veya ne kadar MHP’li?
Onun ön plandaki halleriyle geri plandaki halleri oldukça farklı… Bunu görmek de zor değil…
Psikolojik bir analizini yapalım istersiniz : Uzaktan Recep Tayyip Erdogan ve Ahmet Davutoğlu’na ateş püsküren adam onların karşısında kuzu gibi… Gülümsüyor yani tebessüm ediyor. Oldukça nazik. Hatta çok samimi fotoğraflar için onlarla el ele pozlar veriyor. Hatta şu zamana kadar bana dokunmayın diye onlarla pazarlıklar yaptığı da kulaklarımıza kadar geliyor.
Bahçeli’ye övgüler yağdıran ve destekleyen bir tek gazete kaldı : Ortadoğu Gazetesi… Günlük trajı yaklaşık 2000… Yani 20 bin bile değil. Devlet Bahçeli 13 seçim kaybetti...
Bahçeli’nin yüksek ferasetiyle, Abdullah Gül’e düzdüğü övgülerle, AKP’ye verdiği açık desteklerle, Ekmettin İhsanoğlu sevdasıyla MHP 80 milletvekilini 40’a düşürdü!
Kendisi ne yapıyor ? : Otomobil kolleksiyonculuğu… Ortadoğu Gazetesi’nin satışını artırmak için ne yaptı : Hiçbir şey !
Eh bir de ülkücülere karşı tavırlarına bakın… Yüzü onlara karşı hiç gülümsemiyor… Yanından kovalıyor, hesap soruyor, dövdürtüyor. Hakaret ediyor, aşağılıyor. Hatta kendi milletvekili için televizyonlara telefon açarak onu konuşturmayın, diye talimatlar gönderiyor…Bunları yüzlerce örneğiyle enternet uzerinde tespit emeniz hiç zor değil...
Devlet Bahçeli ne dedi?
«Deniz Baykal, Tayyip’in yanına gitti bu sebeple biz bunda bir şaibe görüyoruz ve bu sebeple Deniz Baykal’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına hayır diyoruz».
Pekiyi Devlet Bahçeli seçim öncesi neden gizlice Tayyip’le görüştü. Ahmet Takan bu konuyu Yeniçağ Gazetesi’ndeki köşesinde açıklayınca neden «ben Tayyip’le görüşmedim», diyemedi ?
Devlet Bahçeli : «Sinan Oğan’ın MHP’den ihracımızla ilgili açtığı dava çabuk sonuçlandı. Partiye geri döndü. Biz bunda bir şaibe görüyoruz. Mutlaka bunun arkasında saray var...»
Kendi arkadaşlarına savaş açmış, sürekli dostlarında kusur ve şaibe arayan bir insan ülkücü olabilir mi?
Devlet Bahçeli için ne dediler?
¤ MHP'li eski Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz: “Devlet Bahçeli birçok konuda millete yalan söyledi” (En Son Haber, 05 Ocak.2007)
¤ Arslan BULUT’un "Verdik oyu MHP'ye, gitti AKP'ye!" ifadesi binlerce kişinin ağzında ! Bu sebeple MHP eriyor, küçülüyor ve dağılıyor…
¤ Namık Kemal Zeybek : “Devlet Bahçeli MHP'li Değildir!”
¤ Oral ÇALIŞLAR : Erdoğan'ın elini kolaylaştıran siyasetçinin Devlet Bahçeli olduğunu söylemek mümkün. (Radikal Gazetesi, 18 Ağustos 2015)
¤ Sedat Memili : Devlet Bahçeli MİT Ajanı’dır (Adana Medya, 09 Kasım 2015)
¤ Arslan TEKİN : MHP böyle gitmez! (Yeniçağ Gazetesi, 10 Kasım 2015)
¤ Adnan İSLAMOĞULLARI : “Adanmış bir çâresizliğin lideri; Devlet BAHÇELİ” (Yeniçağ Gazetesi, 12 Kasım 2015)
¤ Alpay Altay : Devlet Bey istifa için ne bekliyor? (Yeniçağ Gazetesi, 12 Kasım 2015)
¤ MHP eski milletvekili Hasan H. Türkoğlu : Osmaniyeliler de “Bıraksın” diyor (Yeniçağ Gazetesi, 12 Kasım 2015)
¤ Genel Başkan adaylarından Dr. Selim Kaptanoğlu noter belgesi ile kendisini savunurken Bahçeli için ”Tatlı gün ülkücüsü” dedi. (Sözcü, 17 Kasım 2015)
¤ Ahmet TAKAN : Her sıkıştığı dönemde AKP’ye ve R. Erdoğan’a can kurtarma ipi atan Doktor Devlet Bahçeli görevini yine üstün başarı ile yerine getirdi. (Yeniçağ Gazetesi, 03 Kasım 2015)
¤ Arslan BULUT : CHP ve MHP'ye yüklenen yazılım! (Yeniçağ Gazetesi, 13 Kasım 2015)
¤ Alpaslan Türkeş'in Devlet Bahçeli'nin MİT ajanı olduğu yönünde yazısını hatırlatan Yaşar Okuyan, “Bahçeli'nin özel görevli biri olduğunu” söyledi. (Karşı Gazete, 02 Temmuz 2015)
¤ Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli’nin milletvekilleriyle ve seçmenleriyle karşılıklı görüşme ve danışma yapmadan yakından tanımadıkları Ekmeleddin İhsanoğlu' nu cumhurbaşkanı adayı olarak göstermelerine (15,5 milyon gitmeyenden seçmenden) 5 milyon seçmen sandık başına gitmeyerek cevap verdi.
Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli’nin bu adaylarıyla elde ettikleri sonuç emperyalist güçlerin bir beklentisiydi!
Devlet Bahçeli ismini dahi telafuz edemediği bir kişinin cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesinde hangi millî dayanakları esas aldı?
¤ MHP ve CHP genel başkanlarının bu yanlış ve millete dayanmayan kararlarıyla tabanlarında bölünmelere, ayrılmalara, parçalanmalara sebep olduklarını hâlâ göremediniz mi?
¤ MHP’den çarpıcı İhsanoğlu açıklaması : Onu tanıtan de savunan da AKP’dir. (Ulusal Kanal, 18 Hazıran 2014)
Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli’nin bu icraatlarından sonra istifa edeceklerini hiç düşünmeyin! Onlar partilerinin ilkelerini ya da ülkülerini değil, kendi kişisel çıkarlarını düşündükleri için birilerine şirin görünmek istiyorlar! Nasıl olsa kendilerinden hesap soran yok!
Devlet Bahçeli Cumhurbaşkanlığı çatı adayını belirlerken hiç partisine sordu mu? Ekmettin İhsanoğlu Abdullah Gül’ün adamı, yani AKP’li idi.
İngiliz Uluslararası Kraliyet Enstitüsü Chatham House tarafından 2010 ödülüne layık görülen Abdullah Gül’ü Devlet Bahçeli Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturttu.
T.BM.M. Başkanlığını AKP’ye altın tepsiyle sunan da Devlet Bahçeli idi.
Ramiz Ongun 39 yıl önce yani 1977 yılında Alparslan Türkeş’e Devlet Bahçeli MİT ajanı, diyor.
Alparslan Türkeş «onu biliyorum, onu gönderirsek bilmediğimiz bir adam gelir bu sebeple onu burada tutuyoruz», cevabını veriyor.
Cuma namazına niçin gelmediniz diye soran teşkilatın imamını kovuyor… cuma namazlarında Devlet Bahçeli’yi gören de yok !
Ayrıca çelişkilerle dolu yüzlerce sözü, yorumu var… Bunları farkedenler ise sinelerine çekiyor şimdilik.
Paris’e geldiği zaman aynı tavırları sergileyince bir ülkücünün tepesi attı. Ve Devlet Bahçeli’nin üzerine yürüdü.
Ülkücünün elinden kaçarak zor kurtuldu... Burada “MHP’yi bitiren ve AKP’yi iktidar yapan adam, AKP’nin gizli değil açık destekçisi“ diye anılıyor.
Son seçimde yani Devlet Bahçeli’nin MHP’yi ufaladığı seçim öncesinde kendisi korkusundan bu sebeplerle Paris’e gelemedi? Pekiyi kimi gönderdi? : Koray Aydın’ı....
Koray Aydın neler konuştu Paris’te, ya da neleri konuşamadı, bunu da siz araştırın!
Yani Kemal Kılıçdaroğlu gitmez ve Atatürkçü CHP’liler CHP’ye sahip çıkmazlarsa CHP denilen bir parti kalmayacak!
Devlet Bahçeli de MHP’nin başından gitmezse ülkücü hareket veya MHP denilen bir parti kalmayacak.
Böylece AKP’yi üstün morallerle tekrar tekrar iktidara taşımanın onuru taşınacak(?!)
Sözün özü : Her şey sizin elinizde…
Bu iki kişi CHP ve MHP’nin başında kadığı sürece AKP iktidarda varlığını uzun zaman sürdürecek!
AKP Milletvekili Mehmet Metiner’in Devlet Bahçeli’yi yedirmeyiz sözü dahi sizin için bir anlam taşımıyor mu?
«Almanlar yetiştirdikleri 36 patates türünü tanıttılar»
Biz de olumlu, güzel, iç açıcı bir şeyler üretemediğimiz için; içimizdeki teröristleri, kendi ellerimizle ürettiğimiz terörü, zirvelere taşıdığımız problemleri, dünyaya tanıtıyoruz!
Uyanalım!