AKP Hükümeti ve açılım destekçileri şöyle diyorlar: “PKK’lılar sınır dışına çekilecekler.” Cehenneme kadar yolları var, ancak şimdilik sınır dışına gitmelerinde de bir mahsur yok diyoruz.
AKP Hükümeti ve açılım destekçileri şöyle diyorlar: “Barış gelecek.” Barış ancak ülkeler arasında olur ancak terör sona erecek ise adına ne derseniz deyin gelsin diyoruz.
AKP Hükümeti ve açılım destekçileri şöyle diyorlar: “Analar Ağlamayacak.” Biz de analar tabii ağlamasın ancak PKK Türk Milletinin de anasını ağlatmasın diyoruz.
Sonra biz soruyoruz: “Almadan vermek Allah’a mahsustur. Öcalan ve PKK terörü durdurmak, sınır ötesine çekilmek, 1984’den 1999’a ve 2003’den 2013’e kadar sürdürdüğü terörü sona erdirmek için ne istediler ve siz ne verdiniz?”
Biz bu soruyu sorunca, AKP Hükümeti ve açılım destekçileri şöyle bir söyleme başlıyorlar: “Siz barış istemiyor musunuz? Neden barışın önüne geçiyorsunuz? Siz fitne mi çıkarmak istiyorsunuz?” Açılımın mimarlarından olan Cengiz Çandar bile Taraf gazetesinde Neşe Düzel’e verdiği mülakatta şöyle diyor 11 Mart 2013’te; “Kısacası kamuoyunda ‘Öcalan bu sefer işbirliğine çok yatkın ve PKK’yı dışarıya çıkaracak’ izlenimi yaratıldı. Bunun ne karşılığında olduğunu ise bilmiyorduk biz. Bu soruyu soranlara ‘savaşın devamını istiyor’ suçlaması yapıldı. Bu soruyu ortaya atarsan fitne sokuyordun ve Başbakan bu soruya cevap vermek zorunda kalacağı için sinirlenebilirdi.”
Hürriyet’ten Metehan Demir açıklıyor: “Hassas karakolların civarında PKK grupları dolaşıyor. Birlikler alarma geçtiler” diyor. Biz soruyoruz: “Ankara’ya birkaç gün önce ikinci intihar bombacısı girdi. Sınırdan içeri PKK’lılar girmeye devam ediyor” bu ne biçim atekes bu ne biçim barış? Açılım destekçileri cevap veriyor: “Siz galiba bu bombaların patlamasını istiyorsunuz?” Doğrusu bu soruyu bana değil, bombaları Türkiye’ye ve Ankara’ya sokanlara soracaksınız.
Evet, tekrar edelim. Öcalan nasıl bir pazarlık sonucunda terörü durdurmayı, sınır dışına çekilmeye, anaları ağlatmamayı kabul etti? Bunlar karşılığında Öcalan’a hangi sözler verildi. Çok basit bir soru bu. İsterseniz soruları artıralım.
1) Öcalan serbest kalacak mı? Erdoğan 3 Mart 2013’te “Devlete karşı işlenen suçlar affedilebilir” dedi. Öcalan devlete karşı işlenen suçtan mahkum olmadı mı? Cengiz Çandar ve Yeni Şafak’ta Abdülkadir Selvi Öcalan’ın çıkacağını açıkça söylemedi mi?
2) PKK yöneticileri serbest kalacak mı? Cengiz Çandar, “Öcalan ve Kandil kadrosu BDP’nin yönetimini üstelenecek” diyor, yalan mı söylüyor?
3) Türk Milleti’nin adı Anayasadan çıkacak mı? 11 Haziran seçimlerinden önce Anayasa Mahkemesi üyelerinin yeminlerinden AKP “Türk Milleti” ve “Türk evlatlarını” çıkarmadı mı? Ancak MHP’nin tepkisi üzerine konulmadı mı? Şimdi Öcalan ile anlaşırken ne yapacak AKP?
4) Adı federasyon olmasa da valilerin seçimle gelmesi kabul edilerek, Güneydoğu Anadolu illeri fiili federal yapıya kavuşmayacak mı?
5) Kürtçe ikinci resmi dil olmayacak mı? AKP 4. Olağan Kongresinde “Kamu hizmetlerine Kürtçe erişim hakkı” başka ne anlama geliyor?
Bu soruları artırabiliriz. Öcalan pazarlık yapmadan önce kendi özgürlüğü olmak üzere bir çok şeyi koparmadan anlaşma yapmaz. Yapsa Kandil’i ikna edemez. Şimdi bile ikna edeceği şüpheli.
Peki, siz Öcalan’a ne sözü verdiniz?
Bu milletin bunu bilmeye hakkı var.
AKP Hükümeti ve açılım destekçileri şöyle diyorlar: “Barış gelecek.” Barış ancak ülkeler arasında olur ancak terör sona erecek ise adına ne derseniz deyin gelsin diyoruz.
AKP Hükümeti ve açılım destekçileri şöyle diyorlar: “Analar Ağlamayacak.” Biz de analar tabii ağlamasın ancak PKK Türk Milletinin de anasını ağlatmasın diyoruz.
Sonra biz soruyoruz: “Almadan vermek Allah’a mahsustur. Öcalan ve PKK terörü durdurmak, sınır ötesine çekilmek, 1984’den 1999’a ve 2003’den 2013’e kadar sürdürdüğü terörü sona erdirmek için ne istediler ve siz ne verdiniz?”
Biz bu soruyu sorunca, AKP Hükümeti ve açılım destekçileri şöyle bir söyleme başlıyorlar: “Siz barış istemiyor musunuz? Neden barışın önüne geçiyorsunuz? Siz fitne mi çıkarmak istiyorsunuz?” Açılımın mimarlarından olan Cengiz Çandar bile Taraf gazetesinde Neşe Düzel’e verdiği mülakatta şöyle diyor 11 Mart 2013’te; “Kısacası kamuoyunda ‘Öcalan bu sefer işbirliğine çok yatkın ve PKK’yı dışarıya çıkaracak’ izlenimi yaratıldı. Bunun ne karşılığında olduğunu ise bilmiyorduk biz. Bu soruyu soranlara ‘savaşın devamını istiyor’ suçlaması yapıldı. Bu soruyu ortaya atarsan fitne sokuyordun ve Başbakan bu soruya cevap vermek zorunda kalacağı için sinirlenebilirdi.”
Hürriyet’ten Metehan Demir açıklıyor: “Hassas karakolların civarında PKK grupları dolaşıyor. Birlikler alarma geçtiler” diyor. Biz soruyoruz: “Ankara’ya birkaç gün önce ikinci intihar bombacısı girdi. Sınırdan içeri PKK’lılar girmeye devam ediyor” bu ne biçim atekes bu ne biçim barış? Açılım destekçileri cevap veriyor: “Siz galiba bu bombaların patlamasını istiyorsunuz?” Doğrusu bu soruyu bana değil, bombaları Türkiye’ye ve Ankara’ya sokanlara soracaksınız.
Evet, tekrar edelim. Öcalan nasıl bir pazarlık sonucunda terörü durdurmayı, sınır dışına çekilmeye, anaları ağlatmamayı kabul etti? Bunlar karşılığında Öcalan’a hangi sözler verildi. Çok basit bir soru bu. İsterseniz soruları artıralım.
1) Öcalan serbest kalacak mı? Erdoğan 3 Mart 2013’te “Devlete karşı işlenen suçlar affedilebilir” dedi. Öcalan devlete karşı işlenen suçtan mahkum olmadı mı? Cengiz Çandar ve Yeni Şafak’ta Abdülkadir Selvi Öcalan’ın çıkacağını açıkça söylemedi mi?
2) PKK yöneticileri serbest kalacak mı? Cengiz Çandar, “Öcalan ve Kandil kadrosu BDP’nin yönetimini üstelenecek” diyor, yalan mı söylüyor?
3) Türk Milleti’nin adı Anayasadan çıkacak mı? 11 Haziran seçimlerinden önce Anayasa Mahkemesi üyelerinin yeminlerinden AKP “Türk Milleti” ve “Türk evlatlarını” çıkarmadı mı? Ancak MHP’nin tepkisi üzerine konulmadı mı? Şimdi Öcalan ile anlaşırken ne yapacak AKP?
4) Adı federasyon olmasa da valilerin seçimle gelmesi kabul edilerek, Güneydoğu Anadolu illeri fiili federal yapıya kavuşmayacak mı?
5) Kürtçe ikinci resmi dil olmayacak mı? AKP 4. Olağan Kongresinde “Kamu hizmetlerine Kürtçe erişim hakkı” başka ne anlama geliyor?
Bu soruları artırabiliriz. Öcalan pazarlık yapmadan önce kendi özgürlüğü olmak üzere bir çok şeyi koparmadan anlaşma yapmaz. Yapsa Kandil’i ikna edemez. Şimdi bile ikna edeceği şüpheli.
Peki, siz Öcalan’a ne sözü verdiniz?
Bu milletin bunu bilmeye hakkı var.