Samistal Travel ve aynı zamanda Samistal Logdge Cappadocia işletme sahibi Cevdet Eroğlu sitemize açıklamalarda bulundu.
İlimizin tanınmış turizmcilerinden Cevdet Eroğlu Niğde Turizmi ve Markalaşma konusunda yaptığı açıklamada;
Yıllardır söyler dururuz bu kent turizmdeki hak ettiği payı alması için topyekün bir seferberlik şart diye. Büyük beklentiler dahilinde Kültür ve Turizm Müdürleri gelir yerelde kemikleşen sisteme ayak uyduramazlar ve ortalama iki yıl geçemeden görevden alınıevir bu kentin makus kaderide böyleymiş der geçeriz.
Her kafadan ayrı bir ses çıkar bazen veriler aldatıcı olur ve inanç turizmine vurgu yapılır halbuki inanç turizmi ülkemizde izne tabidir ve izinsiz yabancıların kafasına göre ayin yapması mevzuata aykırıdır.
Biri çıkar bu yıl Niğde’yi 350 bin turist ziyaret etti der ne istatistik bilirler nede master eylem planlarıyla bu turistlerin kentte konaklamasını sağlayacak ve o turisti bölgede tutup katmadeğer yaratacak bir proje geliştirip neden ilgili Bakanlığa sunmazlar?
Niğde turizmde pazardan pay almak istiyorsa bu iki projeyi gerçekleştirmesi durumunda kent otomatik olarak turist alacaktır.
1-Sungurbey cami orijininde Çifte minaresi olan ulu cami planında Anadolu Selçuklu yapısı olup Sivas ve Erzurum’daki çifte minareli yapıtlara benzer bir özelliğe sahiptir ve Türkiye’de sayılı camilerimizden biridir. Anıtsal taç kapısında ise 12 hayvanlı Türk takviminde yer bulan hayvanların kabartmalı panolarının benzeri yoktur.
Başlatılan Restorasyonu 10 yıla yaklaşmaktadır. Restorasyonu uzun süren bu camiimizi turizme kazandırmak için restorasyon projesinde de var olan yıkık olan diğer minaresini orjinaline göre acilen restore edip Türk turizminin envanterine ivedilikle sokmak gerekmektedir.
2- Yanlış strateji ve pazarlamayla Yeşilburç kitle turizminin hızlanmasıyla birlikte önemini yitirecektir. Sadece kısa yürüyüş parkurları bu şirin köyümüzü iddialı duruma sokmamakla birlikte ayrıca mevcut eski yapıların yıkılmasının önüne geçip anıtlar kurulu bünyesinden acilen çıkartılmalıdır. Anıtlar kurulu bir çivi bile çakmasına bile müsade etmediği bu tescilli binalarımızı ne kendileri yapıyor nede vatandaşın yapmasına izin veriyor. İşte tamda burda bu eski yapıları ne kurtarabilyoruz nede turizme kazandırabiliyoruz. Sadece devletin belli kurumları bu köyde kafasına göre gelişi güzel projeyle farkında olmadan bu doğal parkı ileriki yıllarda eko turizmin ruhuna uymasının önüne geçilmiş oluyor.
Türkiye’de adlarına sonradan hikaye yazılan bir çok il kendi şehrini pazarlamak için ulusal ve uluslararası festivaller yapmaktadır. Bunlar için de çok ciddi para harcıyorlar. Yine bu şehirler kent kültür ve turizminin belleklerini ve arşivlerini de tamamlamışlardır. İşte tamda burda Yeşilburç köyünün önemi ve pazar gücü ortaya çıkıyor.
Yeşilburç köyü bir mübadil köyüdür ve Krifçeeden günümüze kadar uzanan 200 yıllık bir kültürüde halen canlı şekilde yaşamaktadır. “ Helva festivali” eğer güzel bir stratejiyle bu festivale ulusal ve uluslararası bir boyut kazandırılırsa ülke turizminde iddia ediyorum yaşayan kültürüyle çok önemli bir festival olarak turizm Bakanlığı envanterine girer.
Ne dernekler kuruldu, valilik bünyesinde ne toplantılar yapıldı Niğde turizminin gelişmesi adına ama gel gelelim nedense bu stratejik hamleler bir türlü yapılmadı, halbuki profesyonel bir destek alınmış olsaydı bugün Niğde’de otellerin doluluk oranını konuşuyor olurduk.
Uzun lafın kısası bu şehirde yeni fikirlere yeni düşüncelere, yeni ekiplere ve de acilen köhnemiş kendi içinde sadece kendilerine yönelik bir sistem oluşturmuş bu yapılan yerine ufku geniş, vizyonist bilime inanan, insanların artık Niğde Turizmi adına pozisyon ve yetki alması gerektiğini önemle vurgulamak istiyorum.