Selim GÖKEL - Yazdı

Niğde… Paleolitik Çağ  yani Kaba Taş Çağı, Neolitik Çağ yani Cilalı Taş Devri,  Helen dönemi, Kimmerler, Medler, Asurlar,  Pers, Frikya, Makedonya, Krallıklar, Hititler, Roma, Bizans, Selçuklu, Beylikler,  Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi…

Sanki insanlık var olduğundan beri var olan bir şehir. Niğde.

Niğde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tanıtım paylaşımlarında 600 bin yıllık tarihten bahsedilir. Kesintisiz şekilde  10 bin yıllık yerleşim merkezidir.

Niğde Valiliği’nin logosu turizm içerir, Niğde Belediyesi’nin logosu turizm içerir. Niğde İl Özel İdaresinin logosu turizm içerir.

Niğde’nin zengin eserleri olan bir müzesi vardı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından son depremde hasar gördü  gerekçesi ile yeni bir müze yapılana kadar kapatıldı.

Zamandizin – Kronolojik olarak  sıralayalım.

Niğde’de müzecilik faaliyetleri II. Dünya Savaşı sırasında, Akmedrese’nin İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin deposu olarak kullanılmasıyla başladı. 1957 yılında Akmedrese Niğde Müzesi olarak ziyarete açılmıştı.

1977 yılında yeni binasına taşınan Niğde Müzesi iki ay öncesine kadar ziyarete açıktı. Niğde Müzesinde Paleolitik  Çağdan günümüze kadar eşsiz eserler sergileniyordu.

Niğde Turizm alanında 2010 yılında tanıtım atağına geçti. “Medeniyetler Şehri Niğde” projesi hazırlandı. Turizm Fuarlarına katılındı, bir çok ilde reklamlar verildi, toplantılar yapıldı… Farkı fark etmeniz açısından bir not verelim.  “Medeniyetler Şehri Niğde” çalışmalarından 12 yıl sonra Diyarbakır Sanayi Odası başvurdu ve “Medeniyetler Şehri Diyarbakır” şeklinde Diyarbakır patentlenerek tescillendi.

Ardından 2020 yılında “Marka Kent Niğde” ve “Niğde Seni Çağırıyor” projeleri. Büyük şehirlerde toplantılar, arama çalışmaları  vs…   Bu çalışmalar yapılırken, bir fark notu daha düşelim. Kültür ve Turizm Bakanlığı 17 şehrimizi “Şehir ve Kültür Turizmi Geliştirilecek Marka Kentler” olarak ilan etti.  Bu şehirler arasında Niğde yoktu. Olması için bir çaba da yoktu, çünkü bundan Niğde’nin ne siyasileri, ne yerel yöneticilerinin haberi de yoktu.   

Müzelerin şehre, topluma, ülkeye, ekonomik, kültür, tarih ve sanat açılarından faydalarını sıralamak da yazıyı uzatır.

2024 Yatırım Programında Niğde Müzesi yeni binası inşaatı için bir ödenek ayrılmamış. (Burada inceleyin)

Yani önümüzdeki yıllarda “Niğde Müze Binası İnşaatı Başladı” manşeti atamayacağız. Bu konu ile ilgilenenlerinde olduğunu düşünmüyorum. Aynen Niğde Polis Okulu gibi Niğde Müzesi de “müzelik” olacak. Polis okulu halâ belirsiz, siyasi irade suskun!.

Şimdi Niğde Belediyesi seçimleri var, adayların turizm konusunda da projeleri, sözleri olacak. Nevşehir’i örnek verecekler, ağdalı sözlerle şunu-bunu “yapacağız” diyecekler.

Niğde Belediyesi’nin Tarihi Bedesteni düzenleyip Kent Müzesi yapma çalışmaları var.

Niğde Belediyesi’nin Ak Medrese de düzenleme yaparak Sesli Müze çalışmaları var.

Bir yandan yeni müze kurma çabaları. Bir yanda kapanan güzelim müze… Tam bir klasik Niğde siyaseti.

Niğdelilerin  hafızası zaten zayıf.

Müzeler toplumsal hafızayı canlı tutar.

Elçiye Zeval Olmaz - 2 Torpiller - Atamalar vs. Elçiye Zeval Olmaz - 2 Torpiller - Atamalar vs.

Yeni müze binası için bazı önerilerim olacak.  Ancak içinde ihale yok, beton yok, müteahhit yok, ilgi çeker mi bilmem?

Niğde Öğretmen Evi Müze olsun. Tarihi görüntüsü, iki katlı olması, bahçesi, ki bolca olan tarihi taşlar için uygun. Okul öğrencilerinin toplanması, müze kafe alanı olması avantaj. Zaten öğretmen evi olarak yetersiz, Bor Öğretmenevi gibi ihale! ile yeni öğretmenevi yapılsın.

Eski Endüstri Meslek Lisesi, şimdiki Milli Eğitim Binası olsun. Eski İnönü Okulu olsun…

Ak Medrese olsun,

Dumlupınar Okulu olsun,

Şehit Osman Efe Lisesi olsun,

Kale altındaki bir çok tarihi bina var, birleştirilir oluşturulur.

İstense bulunur, istense yapılır.

Yeter ki istensin…

Editör: Selim GÖKEL