27. si kutlanan vergi haftası etkinlikleri kentte bir bayram havasında geçerken, devlet – vatandaş işbirliğinin yansımaları noktasında güzel görüntülerin ortaya çıkmasına yol açıyordu. Birçok resmi bayramı gölgede bırakacak; müteşebbis, esnaf ve vatandaş kalabalığının Niğde Belediye meydanına bile sığmaması, ilimizin daha büyük bir kent meydanına ne kadar ihtiyaç duyduğunun, bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyordu.
Verginin genellik, eşitlik ve yasallık ilkelerine itiraz eden Niğdeli hemşerilerimiz, fazla verginin göz çıkarmayacağını ve kendilerinin vatandaşlık hazzına ulaşabilmeleri için yapacakları harcamalarda KDV oranının sadece Niğde’ye mahsus % 51 e çıkarma istekleri meydanda duygulu anların yaşanmasına yol açıyordu. Niğde’nin il plaka numarasından daha düşük bir KDV oranını ödeme zorunluluğunun Niğde’yi küçük düşüreceğini savunan; gerek ticaret gerekse de esnaf ve sanatkarlar odası erbabı vatandaş, tam 51000 imzalı dilekçeyle milletvekillerini göreve çağırıyorlardı.
Defter tutma, arşivleme, belge düzenleme gibi mükelleflerin beyanında elektronik ortamda tutma noktasında getirilen mecburiyetlerin Facebook ve Twitter üzerinden yapılarak daha eğlenceli hale getirilmesi gerektiğini savunan bir grup muhasebeciler odası üyesi, sosyal medya kapsamında “sosyal mükellef” projeleriyle, tüm ülkeye örnek olacak ciddi bir çalışmanın altına imza atıyorlardı.
Ek düzen muhasebe standartlarına uyulması ve beyannamelerin doğru zamanda verilmesi konuları ise Niğde ila Bor arasında ciddi bir krize yol açıyordu. Niğdeli mükelleflerin ek düzen muhasebe standartlarına uymadıklarını belirten bir kısım Bor’lu mükellef ise, bu yüzden yeni kurulacak Tıp fakültesinin Niğde’ye 55 cm daha yakın yapılacağını ve Bor’un mağdur olacağını iddia ediyorlardı.
Buna karşılık bir kısım vergi mükellefi Niğdeli vatandaş ise; beyannamelerini doğru zamanda vermeyen Borlu vatandaşın sorumsuzluğunun yeni havaalanını kötü etkileyeceğinden, havaalanının Kırbağlarına yapılması gerektiğinin altını özellikle çiziyordu.
‘Ak akçe kara gün içindir’ ‘sakla samanı gelir zamanı’ şiarından yola çıkarak paralarını hatıra olarak tutup kıymetli evraklarıyla baş başa kalmak isteyen mükelleflerine, bu aşktan vaz geçmelerini tavsiye eden Niğde Defterdarlığının ‘Para ve Aşk’ konulu paneli ise büyük ilgi görüyordu. Panelde para dağıtılacağını zanneden para aşıklarının salonu hınca hınç doldurmaları izdihama yol açarken, kalabalıkta ezilenlerin olması, saadetin parayla olmayacağı fikriyatı üzerinde, hazurinu düşündürüyordu.
Verginin tahakkuk ve tahsilinde doğru beyanın önemine değinen bazı maliye erbabı; pinokyo kılığında uzayan burunlarla dolaşıp doğru beyanda bulunmayan mükellefleri uzayan burunlarından tespit edeceklerinin simgesel çalışmasını yapıp halkı bu konuda bilinçlendiriyorlardı. Akabinde Niğde ye turistik gezi için gelmiş olan Karadenizli vatandaşlara, mükellef olmadıkları halde burunlarının uzunluğundan dolayı vergi cezası kesiliyordu.
Evet; vergi geneldi, eşitlik ve yasallık ilkesine dayanıyordu.
Vergi verme kendi rızamıza bağlı olmasa da yaşadığımız ülkeye borçtu.
Allah devletimize milletimize zeval vermesin diyorsak, vergi devletin kalkanı ve iş gören eliydi.
Kendi adıma düşen ise; mizahi bir dille de olsa verginin önemine küçük bir nebze de olsa değinebilmekti.
Vatandaş ve mükellefe düşen ise;
Doğru beyanda bulunup, hak olunan vergiyi ödemekti…