Niğde'nin Doğal Güzellikleri

Abone Ol
 Niğde’nin Altunhisar, Çiftlik, Çamardı Ulukışla ilçelerimizde Bolkarlar’ın eteğinde çok çeşitli bitki türleri bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; Sarızambak, gelincik, kardelen, yabani buğday, yabani nohut, yayla çiçeği, Adaçayı, ada soğanı, alıç, ardıç, atkuyruğu, ayrık otu, baldıran, ballıbaba, kekik, beş parmak otu, civanperçemi, eşek hıyarı, hintkeneviri, hüsnüyusuf, ısırgan otu, kantaron, karakafes otu, karnıyarık otu, keklik gözü, kenger, kısacık Mahmut, koyun otu, köpek dili, sığırdili, ısırgan otu, itüzümü, kurtpençesi, kuzukulağı, madımak, mürver, nane, ölmez çiçek, öksürük otu, sütleğen, yarpuz, yoğurt otu, zambak, papatya, sümbül, devedikeni, sığırkuyruğu, yaban gülü, kır menekşesi, keven bölgede bahsi geçen şifalı otların yanı sıra keşfedilmeyi bekleyen daha birçok bitki türü bulunmaktadır.
Niğde’nin Dağları'nda yaşam, ilkbaharda karların erimesiyle başlar, ısınan havayla birlikte renk cümbüşüne döner. Bin bir renkte çiçekler sarar dağ yamaçlarını. Otlar yeşerir, derin vadiler, dereler, yaylaklar, Pınarbaşıları buzul göllerinin kenarları zümrüt gibi, tabiat harikası bir görünüme bürünür.
1.Çiftlik, Demirkazık ve Bolkar Dağlarında Bulunan Bitki Türleri
FOTO: Niğde Dağlarında Bahar gülleri,    Devedikeni
a. Endemik Bitki Türleri
I. Ballıbabagiller
                 Bolkar Gülü ,                         Ballıbabagiller
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Osman Ketenoğlu ile araştırma görevlisi Mehmet Çiçek, Ulukışla’daki çalışmaları sırasında halk arasında “Ballıbabagiller” olarak da bilinen, genellikle tek ya da dört yöne bakan çiçekli bir bitki türünü keşfettiler. Ketenoğlu ekibinin keşfettikleri bu endemik bitki türü Niğde’nin Ulukışla ilçesi yakınlarında, taşlık yamaçlarda yetişmektedir. Yarı çalımsı bir görünüşe ve ‘S’ harfi şeklinde sarıçiçek açan bir bitkidir. Bu bitki uçucu yağ içerdiğinden ve farmakolojik özellikler taşıdığından eczacılıkta kullanılacağı ifade edilmektedir.
Niğde bölgesinde halk arasında Bolkar Gülü olarak bilinen ve daha çok dağ eteklerinde görülen bu bitki türleri endemik bitki türlerinin en önemlilerinden biridir.
III. Kardelen (Galanthus Nivalis)
         FOTO: Kar altında kardelen çiçekleri, Peygamber Çiçeği (Centaurea Cyanus)
 Bölgemizde, görülen Kardelen Çiçekleri nesli tükenmek üzere olan bitki türleri içerisinde olduğundan koruma altına alınmıştır.
Ankara Gölbaşı, Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesi yakınlarında yayılım gösteren bu güzel kokulu ve estetik bitki, aynı zamanda Ulukışla bölgesinde de sıkça görülmektedir.
Toros Lalesi; Toros lalesi olarak bilinen bu çiçek Toros dağları eteklerinde görülür.
                     FOTO: Toros Lalesi,                Artedia Squamata (Kürdan Çiçeği)
VI. Kürdan Çiçeği (Artedia Squamata)
Tepeler, yamaçlar, çalılık ve tarla kenarlarında görülen bu çiçek türü genel olarak Gürcistan, Batı ve Orta İran, Kuzey Irak, Kıbrıs, Batı Suriye ve Suriye’nin çöl bölgesinde görülürken, Türkiye’de Orta ve Doğu Anadolu bölgesinde görülür.
2. Endemik Hayvan Türleri
Bölgemizde çeşitli endemik hayvan türlerine rastlanmaktadır.
Toros Kurbağası (Rana Holtzi); Türkiye’ de Yayılışı
Toros Kurbağası Toroslar’da, Bolkar dağında 2500 m yükseklikteki Karagöl de, diğeri de bu göl’ün güney batısında, bitişik kap şeklindeki, Çinigöl de yaşamaktadır.
Bu kurbağa bütün dünyada “Rana Holtzi “ya da Toros Kurbağası olarak anılıyor. Yıllar önce ormancıların Karagöl’e Sazan balığı atması üzerine, bu kurbağalara zarar vermişlerdir.
Toros Kurbağası 1984’de Uluslararası BERN sözleşmesi ile koruma altına alınmıştır. Maden köyünde, Maden–Der adıyla Kurbağaları Koruma Derneği kurulmuştur. Derneğin amacı Toros Kurbağalarının korunmasını sağlamaktır Yasadışı yöntemlerle sazan balıklarını avlamak üzere Karagöl’e gelenler kullandıkları dinamitle birçok kurbağanın ölümüne sebep olmuşlardır. Bazen de yasa dışı yollardan bu kurbağaları toplayıp gizlice yurt dışına kaçırıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca sazan balıklarının Toros Kurbağalarının yumurtalarını besin olarak tüketmesi, onların azalmasına yol açmıştır.
         FOTO: Rana Holtzi (Toros Kurbağası),  Yedi Uyur (Dryomys Laniger)
Toros Kurbağalarının boyu 6-7,5 santimetredir. Arka bacakları daha kısa olan Toros Kurbağasının düz ve yumuşak bir derisi var. Bu kurbağaların sırtındaki renkler çok değişken olabiliyor. Ama genellikle sırtındaki sarı, yeşil, pembe, gri zemin üzerinde koyu lekeler bulunuyor. Karın kısımları ise pembemsi, bazen grimsi sarı, bazıları  gri -beyaz olabiliyor.
Toros Kurbağaları sürekli, kalabalık sürüler halinde gölün çevresindeki çayırlıklarda yaşıyorlar.[1] Mayıs ayı sonundan itibaren Ekim ayına kadar Toros kurbağası, üreme biyolojisini tamamlamak zorundadır. Bir başka deyişle en fazla dört aylık bir zaman içinde Toros Kurbağası çiftleşip yumurta bırakmak ve sezon sonuna kadar da iribaş denilen yavruların kuyruklarını kaybederek küçük kurbağa haline gelmeleri gerekmektedir.
Böylece çok sayıda kurbağadan oluşan yumakta bırakılacak yumurtaların erkekler tarafından döllenmesi sağlanmış olmaktadır.
Davranış ve Beslenmesi;
Toros Kurbağası Avlanmak üzere çayırlık alanda su kenarından 30–40 m. uzaklaşabilir. Sıkıştırıldığında ova kurbağası kadar hızlı ve kuvvetli olmayan zıplamalarla suya ulaşmaya çalışır. Ayrıca çayırlıktaki kaynak sularının kenarındaki yastık şeklindeki çayır köklerinin alt ve aralarında gizlenir. Karada ve su içinde oldukça yavaş hareket eder.
Toros Kurbağası yaşadığı Karagöl’ün yüksekliği nedeniyle kısa sürede aktiftir. Bu devrede gölün etrafındaki çayırlık ve bitkili kısımlarındaki böcekleri yiyerek beslenirler. Çayırlık alanda böcek bulabilmek için sudan zaman zaman 30–40 metre uzağa gidebilmektedirler.
 Bombus Arısı; Bombus, renkli tüyleri olan, türdeşlerine göre oldukça iri yapılı ve genelde toprak altında yaşayan bir yaban arısı türüdür.
Bombuslar'ın uzun dilli türleri, çiçek borusu uzun olan çiçeklerden de çiçek tozu ve bal özü alabilir. Bu, diğer arılar için oldukça zor hatta imkânsız bir işlemdir. Hatta bazı türler, bal özüne ulaşabilmek için önce çiçeğin dış kısmını ısırır ve açtıkları delikten dillerini içeri sokarak kolayca beslenir.
Bombuslar'ın göğüs bölgesinde tutunma ve yürümeyi sağlayan üç çift bacakları vardır. Bu bacaklardan birinci çift, antenlere bulaşan çiçek tozlarını ve diğer tozları temizlemek için özel temizlik gereçleri ile donatılmıştır. Bu sayede koku alma organı olan antenler sürekli temiz tutulur. Bombuslar'ın diğer bacaklarında çiçek tozu taşımak için sepetçikler ve çiçek tozlarını doldurmaya, gerektiğinde sıkıştırmaya yarayan fırçalar bulunur.
Bombuslar vücut ağırlıklarının yarısı kadar yükü rahatlıkla taşır. Bu arılar zar şeklindeki iki çift kanatları sayesinde uçar.
Birinci çift kanadın arka kenarında, ikinci çift kanadın ise ön kenarında bir seri kanca bulunur. Bunlar uçuş sırasında birbirine kenetlenir, böylece ön ve arka kanatlar birlikte ve daha güçlü hareket edebilir.
Bunun dışında uçuş için ısı üretimi de zorunludur. Aktif olarak uçan bir Bombus'ta gövde bölgesinin sıcaklığı 35-40C olur. Bunun için Bombuslar uçuşa geçmeden önce belli bir süre ısınır[2].
c. Toros Akrebi (Euscorpius Mingrelicus)
FOTO: Toros Akrebi (Euscorpius Mingrelicus),Sarı Benekli Semender (Salamandra
Daha çok çam ormanlarında taş ve dökülmüş iğne yaprakların altlarında; uygun yerlerde yol boylarındaki taşların altında, orman sınırı üzerinde yüksek dağ çayırlığı bölgesinde taşların altında; bazen de metruk binalarda rastlanır.
Bahar sonunda 20-30 kadar canlı yavru doğururlar. Nispeten küçük böceklerle beslenirler. Bu endemik akrep türü Ulukışla-Maden Köyü, Meydan Yaylası ve civarında görülmektedir[3].
Yedi Uyur (Dryomys Laniger); YünlüKaya Uyuru olarak bilinen endemik bir kemirgen türdür. Dünyada sadece Toros dağlarında ve Tunceli çevresinde görülür. Yaşam alanları yüksek dağların kayalık bölümleridir. Sayıları çok azalmıştır. Kış uykusuna yatarlar ve tohum bitki sürgünü ve eklem bacaklılarla beslenirler. Akreplerin baş düşmanlarıdır.  Bu kemirgen türü Ulukışla-Maden Köyü Meydan Yaylasında görülmektedir.
 Sarı Benekli Semender (Salamandra Bolkar)
Vücudun zemin rengi genel olarak siyah. Bu zeminin üzerinde şekli ve büyüklükleri değişen sarı, portakal sarısı ve çok az da olsa kırmızı benekler bulunur. Ana besinleri solucanlar, örümcekler, sümüklüböcekler ve böcekler (kın kanatlılar) oluşturur.
Çiftleşme genellikle sonbaharda, yavrulamalarıysa Nisan-Mayıs aylarında olur. Geceleyin aktiflik gösterirler. Çok yağmurlu ve bulutlu havalarda gündüzleri de aktiflik gösterebilirler. Bir dişi 20-40 kadar larvayı suya bırakabilir. Boyları 25 cm’ye kadar çıkabilir.
Tepe ve dağlık bölgelerde, nemli orman ya da ağaçlıklarda, taş kovuklarının içinde, bitki artıklarının altında bulunurlar. Yaşadıkları alanda mutlaka küçük akarsu ya da akarsu kaynağı bulunmalı. 300-2200 metre yükseklikler arasında yaşarlar. Bu endemik hayvan türü Ulukışla-Maden Köyünde görülmekte ve köylüler tarafından “Yağmur Böcüğü” olarak adlandırılmaktadır.
 Bolkar Kar Faresi (Microtus Nivalis Spitzenbergerae)
Kar fareleri yazın çok kısa geçtiği bölgelerde yaşar. Üstü gri, hafif kahverengi ile sarımsı, önü açık grimsi beyaz renktedir. Tüylü kuyruk noktaları ağırlıklı beyazımsı renklidir, fırça tipi kuyruk beyazımsı, gri ya da siyah olabilir. Nispeten büyük olan bu fare türünün vücut uzunluğu ortalama 8-14 cm, kuyruk uzunluğu 1,8-2,0 cm, kulak uzunluğu 1,5-1,7 cm, uzun saçlı kürk son derece yoğun ve yumuşaktır.
Kar fareleri iyi kazıcı, tırmanıcı ve yüzücüdür. İnsanlardan çok korkmazlar. Birbirleri arasında gıcırdayarak iletişim kuran bu fare türü çoğunlukla bitkisel kökenli beslenir. Besleme yelpazesi sayısız dağ otları, tohumlar, kökler ve tomurcuklardır. Seyrek bitki örtüsü ile karakterize, karlı ve kayalık yerlerde yaşarlar.
Dünya Doğayı Koruma Birliğine göre Ermenistan, Avusturya, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Gürcistan, Yunanistan, İsrail, İtalya, Makedonya, Sırbistan, Polonya, Romanya, Slovakya, bir Slovenya, İspanya, İsviçre, Suriye, Türkiye ve Ukrayna’da bulunduğu bildirilen bu fare cinsi, Türkiye’de Bolkar dağlarında görülmektedir. Bu yüzden de Bolkar Kar Faresi olarak adlandırılmaktadır. Bolkar Kar Faresi, Dünya Doğayı Koruma Birliği tarafından tehdide açık hayvan türlerinden biri olarak kırmızı listeye alınmıştır. Hayvanların doğal yaşam alanlarının tahrip edilmesi nedeniyle tehlikede olduğu düşünülmesine rağmen risk nedenleri tam olarak bilinmemektedir[4].     İdris Yavuz


[1] TÜBİTAK Bilim Çocuk Dergisi Eylül: 2001 Sayı: 45 Sayfa: 34–35
[2] Aslan M. B. "Doğu Akdeniz Bölgesinde Bombus Arı Türleri Üzerine Faunistik ve Taksonomik Çalışmalar", Ç. Ü. Fen Bil. Ens. Bitki Koruma Ana Bilim Dalı Yük. Lisans Tezi, Adana, 1997.
[3] Birula, 1898, 1917; Kinzelbach, 1975; Kovarik, 1998; Fet et al., 2000, 2003; Karataş, 2000
[4] AMORİ G. 1996. Chionomys nivalis. 2006 IUCN Red List of Threatened Species. Downloaded on 09 July 2007.