Niğde büyük bir dönüşüm içinde… Eski binalar, taş evler, ahırlar, kelerler yıkılıp yerlerine ha bire toplu konutlar, lüks binalar dikiliyor. Mahallelerdeki dibekler, binek taşları, nadide sütunlar, sütun başlıkları, bezemeli mimari parçalar, yerlerinden sökülüp çoktan bağlarda bahçelerde dekor oldu. Anlatılanlara göre yıkılan tarihî konaklardan alınan nadide kesme taşlar, kapılar, tavan bezemeleri Ürgüp Göreme gibi turistik bölgelere çoktan satıldı.
Niğde’nin her yerinde muazzam bir betonlaşma göze çarpıyor. Yollar, bulvarlar açılıp yeni mahalleler kurulurken, binaların altına açılan mağaza ve dükkânlarda envâi çeşit mal satılıyor ama ne gariptir ki, bir tane bile kitapçı dükkanı açılmıyor. Yeni binalar; lüks mobilya ve süslü perdeler ile tefriş edilip, sağa sola bin bir çeşit Çin malı heykel, biblo, beygir kafası gibi zoraki dekorasyon objesi konurken, evin bir köşesine kütüphane yaptırmak akıllara gelmiyor, artık gazete okuyan da pek kalmadığından - okuyan da internetten okuyup geçiyor- salon kuytularındaki gazeteliklerin de bir fonksiyonu kalmadı.
Bir zamanlar Meydan Larousse ansiklopedi takımı evlere prestij katar, hane halkının okuyup yazmakta olduğuna delalet ederdi. Seksen ve doksanlarda gazetelerin kupon karşılığı verdiği ansiklopediler salonları, büfeleri süsler oldu. O ansiklopediler umumiyetle sayfaları açılmadan yıllarca durdukları yerde durdular, ara sıra tozları alınmak veya sayfa aralarına kurutulmuş çiçek, çil para vs konmak için yerlerinden oynatıldı. İnternet yaygınlaşıp her eve bilgisayar, laptop, vs girmeye başlayınca ansiklopediler hepten gözden düştü. “Evde yer kaplıyor” düşüncesiyle kapı önlerine kondu, kapıcılar da onlara hurda muamelesi yapıp kiloyla sahaflara sattı. Oradan da geri dönüşüme gönderildi. Hatta bir dönem evlerden, ofislerden o kadar çok ansiklopedi tasfiye edildi ki kütüphaneler bile ansiklopedi bağışı kabul etmemeye başladı. Digital çağa daha fazla direnemeyen ansiklopediler böylece tarihe gömüldüler. Ne de olsa bilgi bir tık uzaktaydı. Bazısının doğruluğu tartışılır olsa da…
Hayatımız her alanda hızla değişirken ve ilerlerken kitap kültürü açısından maalesef geriye gidiyor. Kuran’ı- Kerim’in ilk emri olan "oku" sanki "okuma" der gibi anlaşılıyor. Okumadan, anlamadan ve tefekkür etmeden yaşayıp giden büyük bir kitle var.
Şehrimizin aydınlar kenti olduğu zamanları çok özlüyor, Niğde'nin kültürel olarak daha ileri gideceği günlerin hayali ile yaşıyorum. Çocukluk hatıralarımın ve güzelim şehrimin gözümün önünde yavaş yavaş eridiğini görüyorum. Örneğin; Sungurbey İş Merkezi olarak adlandırılan ne idüğü belirsiz kazulet binanın olduğu yerde bulunan İl Halk Kütüphanesini düşündükçe eski okumalarım, ödevlerim, etüdlerim ve nişan-düğün törenleri ile balolar aklıma geliyor... O binanın yıkılmasıyla kent hafızasının önemli bir unsuru da eriyip gitti...
göreve başladığım ilk günlerde, Bor caddesinde hizmet vermekte olan büyük kitabevinin de kapanmış, bir tanesinin de tamamen kırtasiyeye dönmüş olduğunu üzülerek gördüm. Nice lokanta, tatlıcı, kafe, çiğ köfteci, kunduracı, dövme ve piercingci, rekor sayıda kuruyemişçi, tütüncü, telefoncu, berber ve hatta yoga-meditasyon dükkânı arasında eli yüzü düzgün bir kitapçının olmaması ne kadar hazin…Sokak aralarında hizmet veren bir iki sahaf da 1 liradan tezgâha koyduğu beyaz dizi, pembe dizi tarzı kitaplarla kirasını çıkarmaya çalışıyor.
İlimizde korunamadığı gerekçesiyle muhtelif kütüphanelerde ve müzede bulunan İslâmi ve ilmî yazma eserlerin tamamı Konya'ya gönderildi. Şehrimize ait bellek hükmündeki bu nadide eserler keşke burada muhafaza edilebilseydi. Ne yazık ki bize ait bu ve benzeri değerler bir bir elimizden çıkıp gidiyor. Hayat dijitalleşiyor kitaplar dijitalleşiyor, insanlar dijitalleşiyor.
PDF kitaplar, e-kitaplar hiçbir zaman gerçek kitabın yerini tutamaz, okuyucu fiziki olarak kitabı açıp okumalı, ara sıra kağıt ve mürekkep kokusunu almalıdır. Gerçek kitapseverler asla neşredilmiş kitaptan vazgeçmezler.
Unutmayalım, herşey eninde sonunda aslına rücu eder. Niğde uzak ve yakın geçmişte aydınlar kentiydi. İnanıyorum ki gelecekte kitapla barışacak, elimizden giden el yazmaları geri gelecek, modern kütüphaneler, kitabevleri açılacak, yazarlar şairler okuyucularıyla imza günlerinde buluşacak. Niğdemiz yine aydınlar kenti olacaktır. Gayret bizden, tevfik (yardım) Yüce Allah'tandır.