Madenler çıkartılmalıdır, işletilmelidir. Hem de ülkenin ekonomik sıkıntı çektiği dönemde daha elzem hale geliyor. Temennim maden cevherinin çıkartılması tam ve yarı mamul olarak iç ve dış piyasaya sunulması. Lakin ülkemizde öyle olmuyor, maden cevherleri hiç işlenmeden katma değer katılmadan dünya piyasalarına sunuluyor.
Asıl önemlisi de çevre ve insan sağlına dikkat edilmeli. Ülkemizdeki en büyük sorun da bu. Madenler tam bir çevre katliamına dönüşüyor, olaya sadece ekonomi gözüyle bakılıyor. Ülkenin kaynaklarının çarçur edilmesi, gelecek yüz yıllara aktarmamız gereken doğayı katletmek, ileride madencilik kaynaklı girdilerden daha büyük paralar harcayarak çözmeye çalışacağımız çevre ve sağlık sorunları ile karşı karşıya kalacağız. Sadece bizler mi, gelecekte çocuklarımız bunları yaşayacak.
Mevcut hükümet döneminde maden ocakları hayli çoğaldı. Dağ bayır gezen biri olarak bir ormanda dolaşırken karşınıza ya bir bakır madeni, ya alçı madeni, yada Hes’ler çıkıyor karşınıza ki, olmayacak güzellikteki yerlerden.
Niğde’de maden ocakları çoğaldı. Bunları ÇED raporlarında yenilerken, genişletirken, eklerken görebiliyoruz. Birde Niğde’nin karşısındaki öğütülen dağdan… Niğde’nin bu maden ocaklarından ne kadar geliri oluyor merak ediyoruz? Dağı taşı yağmalanan bir Niğde gözlemliyorum. Kirlenen hava ve çevreye, olumsuz sağlık koşullarına değer mi? Niğde’nin havasını düzenli olarak gözlemliyorum. Niğde’nin hava kirliliği ülke ortalamasının çok üzerinde, AB ortalamasının ise çok çok üzerinde. Bunu da ayrı tablolarla yazarız.
Bu madencilik konusunu araştırırken fark ettim ki… Niğde’de döner dükkanı açacağınıza gidin maden ocağı ruhsatı alın işletin!
Aklıma Niğde’de çıkan kaliteli kalsite rağmen Aksaray OSB’de açılan Mikronize Kalsit Fabrikası geldi.
“Marka Kent” Niğde çalıştayı yapıldı… Niğde’nin madenlerini! göremedim… Oysa Niğde’nin madenciliği marka oluyor.
Bu yazıya sebep olan son Ulukışla Tepeköy’deki ADT – Atık Depolama Tesisi kurulması ve ardından sitemizde de yayınlanan köylünün feryadıydı. Tepeköylülerin burunlarının dibinde kimyasal atık depolama tesisi kuruluyor. Köylü doğal olarak tarım alanları ve su altı kaynakları konusunda kaygılanıyor.
Ulukışla’daki maden kaynaklı kimyasal atık tartışması ilk defa yaşanmıyor. Ülkemizde hukukun olduğu, bundan kaynaklı bir parça demokrasinin olduğu dönemlerde Gümüştaş Madencilik AŞ. nin ilk cevher çıkarma ve atık depolama yaptığı 2009 – 2010 yıllarında yaşandı. Köylüler ilerde meydana gelebilecek olumsuzlukları gördüler ve eylem yaptılar. Köylülerden hapis yatanlar oldu.
Bugün gelinen noktada Köy Muhtarı’nın iddiası ve fotoğraflara göre durum vahim… Muhtar T.C.! Tevfik Sonat maden şirketini fotoğraf ve videolar ile çok kötü sobeledi!. (Burada Tıklayın)
Tesis için nihai ÇED raporu yayınlandı. Tam 3 bin 672 sayfa, halka sunulması lazım, anlatılması lazım, tartışılması lazım, kanun bunu istiyor. Şirket tarafından hazırlatılan binlerce sayfalık ÇED raporunu kim anlar, kim anlatabilir?
Bir ara Niğde’deki dernekleri yazmıştım tüzüklerinde ki sözde çevre bölümünü yazmıştım. Bu derneklerin vakıfların bir çoğu kermesçiydi, söğüşçüydü. Bir gurubu da sözde çevreciydi. Bu güne kadar Çevre konusunda Niğde Çevre Eğitim ve Kültür Derneği’nin yetersiz-yalnız açıklamaları hariç hiçbir dernekten ses çıkmıyor. Oysa bir çok derneğin tüzüğünde çevre konusu işleniyor… Çevre sevicileri… Sevsinler…
Aydın kenti Ulukışla’dan da ses çıkmıyor. Başkan Ali Uğurlu’nun belediye personelini! arkasına alarak yaptığı açıklamalar ve olaya bakış açısı tam bir Akp belediyesi çerçevesinde, şaşırmadım. Muhtarın ise başkanın bu açıklamasına cevabı ise manidar ve araştırılması gerekli bir konu. Oysa; “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan hanımefendi önderliğinde” diye başlayan hatipler, hitaplar, haberler ile dağa taşa, çocuğa kuşa, başkana, memura “Sıfır Atık” kelimesini ezberletmişlerdi.
Bu ne lahana, bu ne perhiz…
Araçta sigara içmeye ceza yazılması ama zehir saçan termik santralların filtre takma sürelerinin iki yıl daha ötelenmesi gibi…
Gümüştaş Madencilik AŞ. tarafından yapılması planlanan cevher işleme ve Atık Depolama Tesisi için firmanın hazırlattığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının sitesinde yer alan 3 bin 762 sayfalık Çevre Etki Değerlendirme – ÇED raporu yayınlandı. Bundan önce de Ekim ayında İnceleme Değerlendirme Komisyonu toplantısı duyurusu vardı…
Kim duydu, kimin haberi var?
Olması mı lazım?
***
Tartışma konusu bu tesis hakkında bazı notlar vereyim…
Bolkarlar Yeraltı Madenleri işletmeciliği için ilk kayıt M.Ö. 738 yılı olmak üzere çok eski tarihlere dayanıyor. Bölgede Hiyeroglif yazısı ile tarihteki ilk maden ruhsatı kabul edilen kitabe de bulundu. Bölge geçmişte Muti Dağı olarak biliniyor. Buradaki bakır, çinko, altın, gümüş, pirit v.b madenler Osmanlı ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde de işletildi. Bölge maden sorumluluğu önce MTA ya, ardından batırılan Etibank’a ve 1998 yılında da N.Şişman isimli birine devrediliyor. N. Şişman’da 2007 yılında Gümüştaş Madencilik AŞ. ye devrediyor. Açık kaynaklardan N. Şişman’ın kimliğini ve statüsünü bulamadık, merak da ediyoruz. (Bilgisi sahibi olan varsa aşağıya yorum yazsın)
Gümüştaş Madencilik 1980 yılında Gümüşhane Maden Sahasını işletmek üzere kuruldu. Firma, Gümüşhane ilindeki faaliyetlerin yanında 2007 yılında yine ülkenin önemli maden sahalarından olan Niğde ili Bolkardağ Altın-Gümüş madenini devir alarak faaliyet alanını genişletti. Esen Madencilik AŞ. ile birlikte Madencilik Kanunda Belirlenen III. ve IV. Maddelerdeki madenleri cevher hazırlama, zenginleştirme ve atık depolama işi yapıyor. Şirket bu bölüme giren madenlerden ise Altın, Gümüş, Çinko, Kurşun, Bakır cevheri hazırlama, zenginleştirme ve bunlardan oluşan atıkları depolama yapıyor.
Gümüştaş Madencilik ve Tic. A.Ş. tarafından; Niğde ili, Ulukışla ilçesi, Tepeköy köyü mevkiin de planlanan “Tepeköy Kompleks Cevher Hazırlama, Cevher Zenginleştirme Tesisi ve Atık Depolama Tesisi’ işi. Tesis 21.08.2011 tarihinde alınan ÇED Olumlu kararına binaen 21.08 2012 tarihinde faaliyete geçmiş, 2014 yılında cevher zenginleştirme ve Atık Depolama tesisi genişletilmiş. Şimdi ise Bolkardağ yer altı madenlerinden gelen kompleks (Au-Altın, Ag-Gümüş, Pb-Kurşun, Zn-Çinko) cevherin sülfür oranının fazla olması nedeniyle yeni bir zenginleştirme tesisine ihtiyaç doğmuş. (Buna Ulukışla Belediye Başkanı; … demir, çinko, kurşun gibi madenleri işleyecek fabrika kurulacak” diyor)
Başkan Ali Uğurlu’ya göre fabrika, ama gerçekte maden çıkarma ve zenginleştirme tesisinin inşaatı sırasında 76 kişi, tesis kurulduktan sonra da 103 kişi 24/3 vardiya şeklinde çalışacakmış.
Kurulacak Atık Depolama Tesisinin Tepeköy’deki en yakın eve uzaklığı ise 310 metre, yani köyün içinde. Ulukışla’ya ise 10 kilometre uzaklıkta. Tesis Tepeköy yoluna da denk geldiği için yol güzergahının da değiştirilmesi gerekiyor.
Tesisin Kurulucağı yer ÇED Yönetmeliğine göre Duyarlı Yöreler içinde bulunuyor. Bölge Korunan Alanlar arasında ve tamamı da Yeraltı Suyu İşletme Sahası içinde yer alıyor.