Kazananı olmayan bir seçim sonucu ortaya çıktı denilebilir!. PKK uzantısı oluşum bile Doğu-Güneydoğu büyük blokajına ve milletvekili sayısını otuza dayandırmasına karşın istediği sonuca ulaşamadı..
Ak Parti de öyle..!
Tayyip Erdoğan “sandık” ta ezdi geçti ama seçimi kazandığını söyleyemiyor!..
Eğer kucağında bir “anayasa” meselesi olmasaydı bu sonuç kaymaklı tel kadayıfıydı ama..
Şimdi ne yapacak?.. Kimin kapısını çalacak?.. Hele hele BDP’nin himmetine(!) muhtaç kalırsa yandı gülüm keten helva!..
Olur olur, miting meydanlarındaki küfür kafir bir kenarda kalır ve ilginç ittifaklar
ortaya çıkabilir “yeni anayasa” konusunda...
Bu siyasi tablodan sonra şöyle bir soralım, Türkiye’de siyasetin söz hakkı bütün bu cepheleşme tablosu içinde kime aittir dersiniz?.. Yani meselesine en çok sahip olan cephe hangisi sorusunun cevabı bu siyasi tabloda var mıdır?.. Vardır.. Mesela İstanbul’a bakalım.. Cumhuriyetçilerin Tuncay Özkan’a oy vermediği seçim bölgesinde PKK adayı rahatça Meclis’e gidiyor.. Uzun söze gerek var mı?!.
Bu seçimin iki yüzü vardı..
Sandık sonucu.. Bu sonuca Başbakan Erdoğan kolayca ulaştı.. Yani, aziz vatandaşlarımızın önemsediği sağlık harcamaları, kadınlara verilen harçlıklar, valiler kanalıyla dağıtılan kargolar ve de “Biz gidersek din elden gider ona göre!!” propagandası sandığı öbek öbek Tayyip’e taşıdı..
Gelgelelim, Anayasa meselesine..
Erdoğan’ın Anayasa’nın değişmez maddelerine kadar uzanma niyeti, onun bu yolunu kesme gayretlerini ayaklandırmıştı..
İşte Tayyip bu noktada (Başkanlık meselesi de) seçimi kaybetti!.. Tek umudu referandum..
Elbette bir de önemli “MHP’nin Meclis dışı bırakılma projesi” vardı Tayyip’in ve bu uğurda “Ben olsaydım Apo’yu asar işi bitirirdim” diyecek kadar milliyetçi oylara çiçek attı.. Tutmadı..! MHP’nin TBMM’ye girmesi Sevr organizatörlerinin de suratlarının asılmasına sebep oldu tabii..
Gelelim “Dişçi Kemal” Bey’e..!
Üstat, iktidarı garantiye almış, meydanlarda “Tayyip’in dişini” nasıl sökeceğini anlatıyordu!..
Yazıyı yazdığım sırada Y-CHP % 24’lerdeydi.. Yüzde otuzu aşmaktan bahseden Y-CHP bu durumda lastiği patlatmıştır..!
Bu seçimin Y-CHP’ye faydası, bir takım Soros cemaati de TBMM’ye iltihak etmesidir.. Böylece TBMM içinde Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı ittifak genişleyecektir..
Peki bu durumda Kılıçdaroğlu’nun miting cevvaliyetine ne demeli?!.
Hikaye şu..
Horoz yanına tavuğunu alıp pazara çıkmış.. Yumurta tezgahının önünden geçerken Horoz, tavuğuna takılmış..
“- Bak senin yumurtalar orta boy 25 kuruş.. Ama komşu kümesin tavuğunun hem yumurtaları daha büyük hem de 30 kuruş!..”
Tavuk, inceden sinirlenmiş ama cevabı da vermiş..
“-Ne yapalım, beş kuruş için popomu mu yırtayım!.”
Müthiş bir siyasi cevap!.. Şimdi insan bu seçim sonuçlarına bakınca miting meydanlarını, TV reklamlarını harcanan onca parayı kavgayı gürültüyü hatırlıyor..
İktidarda dokuz yıldır hüküm süren bir parti ve bunca şikayet var..
İşçisi, emeklisi, doktoru, öğrencisi, çiftçisi memuru şikayet etmeyen yok..
Bunların sahibi kim olacak?.. Muhalefet.. Oldu mu?.. Sonuçlara bak söyle.. Olmuş mu?!.
Madem bir ipi doğrultamayacaktınız da meydanlardaki o tantana ne için di..
Tavuk ne diyor?.. “Beş kuruş için popomu yırtmam!.” diyor..
Demek ki poponun ölçüsünü bileceksin boyunun ölçüsüne göre konuşacaksın..
Poponu yırtarken de Atatürk’ü bile CHP’den tavsiye edip bir halt ettiğini zannetmeyeceksin..
Türkiye’de bundan sonrası acı pirinçtir..
Tek sigorta da önünü kesemedikleri MHP’nin varlığı..