Çevremdekiler; “Hoca başkan işi Allaha havale ettin. Sende kolayına kaçıyorsun.” Benzeri eleştiriler aldım. Eleştiri sahiplerine işin kolayına kaçmadığımı, işten atmaların işyeri kapatmaların sınıfsal ekonomi politiğini gayet iyi bildiğimi lakin bu kış kıyamet günlerinde işinden ekmeğinden olma haberini cep telefonuna gelen SMS’le öğrenmenin insan bünyesinde yarattığı tahribat karşısında ilk elde “Allah dayanma gücü versin işsizlik zor zanaat” dememin kolaya kaçmak değil işinden atılanla empati kurmam sonucu olduğunu söyledim.
Evet, Manisa’nın Soma İlçesi’nde 301 madencinin hayatını kaybettiği Eynez bölgesindeki ocak ile Atabacası ocağından toplam 2 bin 831 işçi işten çıkarıldı. Hem de SMS’le! Eee. Bu düzen böyle işe alırken dişine varana kadar kontrol eder, yüz yüze mülakat yapar 8 karakter puntolarla hazırlanmış sayfalarca sözleşme imzalatır, işten çıkarırken iki satırlık bir SMS’le iş akdinizin sonlandırdığını bildirir. Mesajı okuduğunuzda “biri benle dalga mı geçiyor “ diye düşünür herhalde insan.
Bu yılın 13 Mayıs’ında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye bağlı Eynez bölgesindeki maden ocağındaki katliamda 301 işçi hayatını kaybetmişti. Bu göz göre göre işlenen iş cinayetinin ardından şirkete ait üç maden işletmesi kapatılmış, maden işçilerinin örgütlü tepkisi vaat ve bir miktar ayni nakdi yardımlarla sönümletildikten sonra bazı ocaklar tekrar açılarak üretime geçilmişti. Hükümet maden ocaklarına yönelik yeni bir düzenleme getirerek 35 saat çalışma ve iki kat asgari ücret gibi iyileştirme adımları atmak zorunda kalması işverenleri hoşnutsuz kılmış, kuralsız ve sınırsız sömürü koşullarının ellerinden alınmasına yönelik tepkilerini bir dizi toplantı ve etkinlikle ifade ederek “bu koşullarda maden ocağı işletemeyiz” yollu aba altından sopa gösterircesine deklarasyon yayınlamışlardı.
Maden işçisine dayatılan açlıkla ölüm arasında tercih yapmalarıdır.. Kırk satır mı? Kırk katır mı? Tercih senin denmektedir. Maden ocakları başta olmak üzere birçok iş kolunda işyeri kapatmalardan dolayı toplu işten atmaların yaşanacağını ekonomik verileri doğru okuyanların bilgisi dâhilindeydi. Ancak maden ocakları talep daralmasından veya arz fazlasından bir kriz yaşamıyor. Kömür üretimi olabildiğine kötü şartlarda harıl harıl devam ediyor. Maden işçisine açlığı gösterip, ölümüne çalışma koşullarına rıza göstermesi dayatılıyor.
13 Mayıs 2014 de Soma da yüzümüze düşen karaya bu gün işten atılan madencilerle birlikte bir kara daha düşüyor. Duyarlı tüm yüreklerde ağır yara var şimdi, emeğin-emekçinin onuruna saygı duyan, insan olmayı bilen bütün herkes gibi…
Babalarını, evlatlarını, kardeşlerini, akrabalarını, arkadaşlarını kaybetmiş olan acılı bütün madenci, madenci yakını işten atılmalarla bir kez daha toprak altına gömülmüştür. Maden ağızlarının önünde on binler olup biriken, yeraltından gelecek her “yaşam” belirtisi ve umutları için dua eden, kendilerine “kader, fıtrat” diye sunulan her “ölüm”le öfke ve isyan duygusu biraz daha kabaran Soma’lılar başta olmak üzere tüm emekçi yığınlar 2831 kardeşinin SMS’le işine son verilmesini içselleştirip kendi işsiz, ekmeksiz kalmış gibi tepki vermedikçe, bu sınırsız ve sorumsuz sömürü düzeni temsilcilerine Yatağandaki işçi kardeşleri gibi işyerlerini işgal ederek, alanlara çıkıp isyan etmedikçe açlıkla ölüm ikileminden kurtulamayacaktır.
Katliam haberini duyar duymaz harekete geçen, Soma’ya koşan, sokağa çıkan, katliamı lanetleme, katillerden ve sorumlulardan hesap sorma ve madenci yakınlarıyla dayanışma eylemleri örgütleyen bütün emek örgütlerinin bu gün acil görevi 2831 kardeşini işten atanlara yönelik birleşik militan bir eylem örgütlemesidir. 301 kardeşi katledildiğinde “Genel grev genel direniş” kararı alan yapılar 2831 kardeşi SMS’le işten atılmasına da genel grev genel direnişle yanıt verilmelidir.