Sorumlu ve suçlusunuz!

Abone Ol

Sorumlu ve suçlusunuz!

1) Tayyip Erdoğan  fenomenini yaratan halk değildir.

2) Tayyip Erdoğan ilk kez 1991 seçimlerinde halkın karşısına çıkmış ve tercih oylarında kendi partilisi Mustafa Baş’a  yenilmiştir..Halkın  karşısına ikinci çıkışı ise İstanbul Belediye seçimlerinde olmuş ve Dalan-Kesici-Livaneli rekabetinden yararlanarak yüzde 27 ile İstanbul’a başkan seçilmiştir.

3) Tayyip Erdoğan’ı halkın gözünde kahraman yapan operasyon ise 28 Şubatçı generaller  tarafından yapılmıştır.

4) Dönemin generalleri Tayyip Erdoğan’ı şiir okuduğu için hapse gönderirken aslında Erdoğan’a mağduriyet bahşettiler ve onun imajına yani liderlik projesine ilk harcı koymuş oldular.

5) Bugün anlaşılmıştır ki dönemin bazı generallerinin şiir okuma suçuyla Erdoğan’ı hapse göndermeleri CIA’nin yeni bir lider yaratma projesidir.

6) Aksi olsaydı yani 28 Şubat’ın generalleri Tayyip Erdoğan’ı gerçekten tasfiyeyi hedefleseydi onu şiir okumaktan değil, İstanbul Belediyesinde yolsuzluk yapmaktan mahkûm ettirirdi ki böyle bir mahkûmiyet yüz kızartıcı  suç olması sebebiyle Erdoğan’ı siyaseten o gün tamamen yok edecekti.

7) Tayyip Erdoğan’ın Ergenekon ve darbeler soruşturması bağlamında 28 Şubat dönemini hiç görmemesi ve o dönemin sorumlularının üstüne  zerre gitmemesi bu tezimizin kanıtıdır.

8) Sistematik bir biçimde liderliğe hazırlanan ve   mağduriyet imajı bahşedilen Tayyip Erdoğan’ın gelişinin hızlanmasını ateşleyen olay ise dönemin Başbakan’ı Ecevit’in Irak’a ABD’nin müdahale etmesine sıcak bakmamasıdır. ABD Ecevit’in  menfi tutumu gördüğü an Kemal Derviş’e erken seçim lafını ettirmiştir.

9) Seçime bir buçuk yıl varken alınan seçim kararı Tayyip Erdoğan’ın iktidara gelmesine katkı sağlamıştır.

10) Eğer o dönem yani 2002’nin sonunda erken seçim olmasaydı ve seçim zamanında yapılsaydı Ecevit hükümetince başlatılan İstanbul Belediyesi ile ilgili yolsuzluk  operasyonunda yargının Erdoğan için mahkûmiyet kararını vermesi güçlü ihtimaldi ki bu davaların dosyaları dokunulmazlık sebebi ile hâlâ kapanmamıştır.

11)Tayyip Erdoğan’ı erken seçim kararından sonra iktidara taşıyan ikinci olay CHP ve o günkü lideri Deniz Baykal’ın tarihi hatasıdır. Baykal seçilme hakkı olmayan ve mebus seçilemeyen Tayyip Erdoğan’a akıl almaz bir biçimde yasa ve kuralların dışına çıkarak el vermiş ve ona iktidarla Başbakanlığı altın tepside sunmuştur..Bu yanlışa ya da suça dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de  iştirak etmiştir.

12) Baykal’ın CHP’si bunu yapmayıp yasa ve kuralların uygulanmasında ısrarlı olsaydı o gün  Başbakanlık koltuğunda oturan Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan kanlı bıçaklı olacak ve AKP o   süreçte ortasından ikiye bölünecekti...Baykal Tayyip Bey’in önünü açarak AKP’nin bölünmesini  engelledi ve Tayyiban  yani  baskıcı rejimin  kurumsallaşmasına  zemin hazırladı...Kuşkusuz Deniz Bey o kararı,  “Tayyip Erdoğan iktidara gelir  yıpranır ve  balonu da patlar”  diye aldı, ancak öyle olmadı. Bu arada Deniz Bey’in aldığı o kararda dış dinamiklerin etkisinin olup olmadığı ise hâlâ sırdır.

13) Sonuç olarak görülmektedir ki Tayyip Erdoğan fenomeni ya da heyülasını yaratan halk değil, dış dinamikler, generaller ve güya AKP’yi devirmek isteyen partilerin liderleridir..



Uzan-Ağar-Mumcu ve Baykal’dan sona sıra onda!
Tayyip Erdoğan Cem Uzan’ı ailesiyle beraber niye tasfiye etti biliyor musunuz?
AKP’nin 2003 Haziran’ında yaptırdığı ankette yüzde 18 çıktığı için!
Aynı şey Ağar-Mumcu ikilisi için de geçerlidir.
2007 seçimleri öncesinde Tayyip Erdoğan baktı ki bu iki isim  ittifakla seçime giderse yüzde 20’yi bulacaklar ve AKP tahtından inecek, hemen başka şeyleri devreye soktu.
Önce Mehmet Ağar’a ziyarete gidildi.
Akabinde Erkan Mumcu’ya bir şeyler söylendi  ve iki isim bu birlikteliğin olmaması için tabanlarına rağmen kollarını sıvadı ve güç birliğini  sabote
ettiler!
Sonuç mu?
AKP yüzde 47 ile iktidar olurken Ağar ve Mumcu siyasetten çekildi.
İlginçtir bu işin kokusu bugüne kadar çıkmadı, neden acaba?
Gelelim Deniz Baykal’a..
CHP’yi İslamla barıştırır ve mütedeyyin kesimlerle kaynaştırırken birden o malum kaset servis edildi.
Sonuç: Baykal da geri çekilmek zorunda kaldı.
Ve bugün...
Benzer çabalar Kemal Kılıçdaroğlu için sergileniyor.
Aylarca aradılar, taradılar ama zere bir defo bulamadılar.
Buna rağmen referadum sürecinde utanmadan yalanlara dayalı kitaplar bile yazdırdılar!
Baktılar ki oradan da sonuç alamıyorlar bel altı dalışa karar kıldılar.
Önce boy ve soy dediler!
Etkili olamayınca PKK’lılık gibi absürt çamurları attılar.
O da bayağı ve komik bulununca kapan kurdular ve yanına gazeteci kılıklı birini gönderdiler.
Amaçları Kemal Bey’i AKP’li birine  komplo kuran bir görüntüye sokmaktı ama o da tutmadı!
Hiç kuşkunuz olmasın seçime 90 gün var ve göreceksiniz buna benzer daha çok pusu kurulacak!
Sorarım size muhalefete bunların yapıldığı bir ülkede gerçek bir demokrasiden söz edilebilir mi?
CHP’liler AKP’ye yukarıdaki isimleri hatırlatıp Kemal Kılıçdaroğlu’nu sana kurban ettirmeyeceğiz demeli!
Nasıl mı?
Sokağa çıkıp demokratik bir metotla   feveran ederek!