Türkiye’de üç işi…
Canı çeken herkes yapabilir.
Müteahhitlik.
Siyasetçilik.
Gazetecilik.
*
Biri yapar.
Biri izin verir.
Biri pohpohlar.
Netice kaçınılmazdır…
*
Yoldan geçen tekstilciyi çevirip, safra kesesi ameliyatına sokamazsın. Veya, bi kuyumcuyu kolundan tutup, savcılık makamına oturtamazsın. Turizmci, jeofizik bilmez. Tavernacı, statik hesabından anlamaz. Ama… Hepsi müteahhit olabiliyor bu ülkede. Kafasına göre.
*
Türkiye’de 115 bin doktor…
310 bin müteahhit var!
Avrupa ülkelerinin toplamından fazla.
*
Meclis onlarla dolu.
Hani, başbakanımız arabasında bayılmış, balyozla camı kırıp çıkarmışlardı ve o balyozu bi mebus satın alıp, demokrasi kahramanı gibi poz vermişti ya… Müteahhitti mesela o arkadaş.
*
(Meclis albümünde “vücut geliştirme federasyonu yönetim kurulu üyesi, musiki cemiyeti başkanı” filan yazıyordu ama, Bingöl depreminde yıkılan devlet okulunu o yapmıştı! Kalın kaslardan, ince sazlara kadar her türlü mahareti yazıyordu, müteahhit olduğu yazmıyordu.)
*
Bu memleketin “Çevre” Bakanı “inşaat” mühendisi kardeşim…
Var mı dünyada bizden başka “inşaat” mühendisi “Orman” Bakanı?
*
(Yıkılan Erciş’in Belediye Başkanı…
Ki, Van Gölü Çevresi Belediyeler
Birliği Başkanı’dır. Mobilyacı.)
*
“Ekonomist olmana gerek yok” diyen en ünlü müteahhitimiz Ali Ağaoğlu’nun baba mesleği, fırıncılıktı… Harbi harbi itiraf ediyor en azından
“70’li yıllarda kumları denizden, demirleri hurdadan çektik” diyor.
*
“Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur” palavrası da, burdan çıkmıştır zaten… Hiçbir bilimsel kritere dayanmadığı için, ana rahmi’ne dayandırılır. Siyasetçi torpiliyle arazi kapatıp, basın sitesi kuran… Müteahhitleri yalayıp, avanta ev kapanları yazmaya kalksak, gökdelen olur!
*
Ahali desen… Nerde bi temel kazısı varsa, etrafına bakın, kepçenin çamurlu toprak çıkarmasını adeta büyülenmiş gibi seyreden kalabalık vardır. Nasıl yapıldığını öğrensin, ki, stajdır bi nevi… Sonra gidecek, kendine gecekondu dikecek.
*
Türkiye’de üç işi…
Canı çeken herkes yapabilir.
İlave et, inşaatsever ahaliyi.
Mahşerin dört atlısı…
Müteahhitlik.
Siyasetçilik.
Gazetecilik.
*
Biri yapar.
Biri izin verir.
Biri pohpohlar.
Netice kaçınılmazdır…
*
Yoldan geçen tekstilciyi çevirip, safra kesesi ameliyatına sokamazsın. Veya, bi kuyumcuyu kolundan tutup, savcılık makamına oturtamazsın. Turizmci, jeofizik bilmez. Tavernacı, statik hesabından anlamaz. Ama… Hepsi müteahhit olabiliyor bu ülkede. Kafasına göre.
*
Türkiye’de 115 bin doktor…
310 bin müteahhit var!
Avrupa ülkelerinin toplamından fazla.
*
Meclis onlarla dolu.
Hani, başbakanımız arabasında bayılmış, balyozla camı kırıp çıkarmışlardı ve o balyozu bi mebus satın alıp, demokrasi kahramanı gibi poz vermişti ya… Müteahhitti mesela o arkadaş.
*
(Meclis albümünde “vücut geliştirme federasyonu yönetim kurulu üyesi, musiki cemiyeti başkanı” filan yazıyordu ama, Bingöl depreminde yıkılan devlet okulunu o yapmıştı! Kalın kaslardan, ince sazlara kadar her türlü mahareti yazıyordu, müteahhit olduğu yazmıyordu.)
*
Bu memleketin “Çevre” Bakanı “inşaat” mühendisi kardeşim…
Var mı dünyada bizden başka “inşaat” mühendisi “Orman” Bakanı?
*
(Yıkılan Erciş’in Belediye Başkanı…
Ki, Van Gölü Çevresi Belediyeler
Birliği Başkanı’dır. Mobilyacı.)
*
“Ekonomist olmana gerek yok” diyen en ünlü müteahhitimiz Ali Ağaoğlu’nun baba mesleği, fırıncılıktı… Harbi harbi itiraf ediyor en azından
“70’li yıllarda kumları denizden, demirleri hurdadan çektik” diyor.
*
“Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur” palavrası da, burdan çıkmıştır zaten… Hiçbir bilimsel kritere dayanmadığı için, ana rahmi’ne dayandırılır. Siyasetçi torpiliyle arazi kapatıp, basın sitesi kuran… Müteahhitleri yalayıp, avanta ev kapanları yazmaya kalksak, gökdelen olur!
*
Ahali desen… Nerde bi temel kazısı varsa, etrafına bakın, kepçenin çamurlu toprak çıkarmasını adeta büyülenmiş gibi seyreden kalabalık vardır. Nasıl yapıldığını öğrensin, ki, stajdır bi nevi… Sonra gidecek, kendine gecekondu dikecek.
*
Türkiye’de üç işi…
Canı çeken herkes yapabilir.
İlave et, inşaatsever ahaliyi.
Mahşerin dört atlısı…