Sağlıksız, GDO’lu gıdalara doğru daha hızlı gidişi değil,
Hayvancılık sektörüne katkısını değil,
Nakliye, çevre sanayi sektörüne katkısını değil,
KİT’lerin devleti değil, hükümetin KİT’leri sömürdüğünü değil,
25 bin üyesi olan Bor Pancar Kooperatifinin, sendikanın akıbetini ve suskunluğunu değil,
Şeker’in nasıl bir stratejik ürün olduğunu değil,
Bir çok ülkede stratejik ürün olduğu gerekçesi ile korunduğunu değil,
Bilinçli olarak kötü yönetilmelerine rağmen kârlı fabrikalar olduğunu değil,
SEKA’nın ET-BALIK’ın satılıp, kağıdın ve etin ithal edildiğini değil,
“Yerli ve Milli” laflarının "Cumhur"a havuç olduğunu değil,
Özelleşmesinin ardından 5 yıl içinde kapanacağını değil,
İlerde söylenecek “Özelleştirmenin kötü taraflarını anlatmadılar, kandırılmışız” sözlerini değil,
Cumhuriyetin kazanımlarının bir bir iç edildiğini değil,
Araçların camlarındaki filmin bile bundan çok tartışıldığını değil,
En çetrefilli, tartışmalı konuların OHAL’li döneme bilinçli olarak getirildiğini değil,
"Ülkenin ve Niğde’nin Fabrikalara, üretime ihtiyacı var” dan, fabrikaların kapanması dönenime geldiğini değil,
Hani Niğde için bir şey yapmıyorlardı… Bakın Fabrikaları kapatıyorlar! değil.
Fabrikanın kuruluş aşamasındaki çabalara, emeklere, hibelere, sevinçlere, gururlara… Alın terine değil,
Bir ilçede 5 fabrikadan, bugün hiç fabrikaya dönüşmesine değil,
Tek korktuğum…
İleride çocuklarımın - çocuklarınızın “Bu fabrikalar satılırken siz ne yaptınız, seyrettiniz mi?” sorusundan korkuyorum.
Hayır çocuğum öyle değil…
Sana onlarca örnek sayabilirim ama şunları bil yeter.
Bak… 2017 yılı Mayıs ayında, Yeşilgölcük beldesinde böbreğini satılığa çıkaran çiftçilerin haberini yaptık. Haberin ardından İl Emn. Md. Siber Suçlar’ın bilgi notu ile OHAL’li Bor Jandarma Komutanlığı site sahibi olarak Annenin ve benim ifademi aldı. Kesmedi sanık olarak Niğde Jandarma Alay Komutanlığında ifademiz alındı. Soru; “Haberi yapmakta ki amacınız nedir? “ Gazetecilerin tepesindeki “Halkı kin ve nefrete teşvik etmek” maddesi önümüzdeydi. Çiftçi sorunlarını yazdığımız için az kalsın tutuklanıyorduk. Yanlışın farkına varıldı da ertesi gün “sanık”lıktan, “bilgi veren”e dönüştü de kurtulduk. Bak çocuğum nasıl bir ülkede yaşatıldığımızı unutmayın. İnsanları, bulunduğunuz, yaşadığınız zamanla değil, onlara yaşatılan devirle, dayatılan şartlarla ve yönetim! ile yargılayın, sorgulayın.
Yine bir şey daha bilin…
Yıl 2012 AKP Hükümeti Bor Şeker Fabrikasının özelleşeceği planlamamasını ve takvimini yapmıştı.
Sizde iyi tanırdınız… Rahmetli Turan Uçan abiniz vardı. Onunla birlikte Niğde’nin ve Bor’un her konudaki sorununa kafa yorduğumuz gibi, Bor Şeker Fabrikasının özelleştirilmesine de kafa yormuştuk. 2018 yılında özelleşme işleminin başlayacağını biliyorduk. (o zaman haberini de yapmıştık) Üstelik, önümüzde 5 yıl gibi bir zaman vardı. Ben, o zaman ve hala zirvede olan Torku - Konya- Çumra Şeker Fabrikasının biyografisini, oluşum aşamalarını, kimlerin neler yaptıkları ile ilgili araştırma yapmıştım ve Rahmetli Turan Uçan abiniz ile her zaman olduğu gibi Bor Üstünpark’ta geceleri değerlendirmiştik. Araştırmam o dönemin Çumra Şeker Fabrikası’nın başarı grafiğini tırmandıran binlerce işçi ve yatırım ile ülkenin üretimine katkıda bulunan o dönemin Pancar Kooperatifi Başkanı, Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı, Bir dönem belediye başkanı ve milletvekili olan Recep Konuk’un mimarlığında olduğunu öğrendim.
Torku ile birlikte onlarca markaya katkısı ile Konya’da - Karaman’da efsane olmuş, Recep Konuk’un engin bilgilerine, tecrübelerine, yönlendirmelerine ihtiyaç vardı. Bor’a davet edilmesi gerektiğini, bir konferans veya toplantı ardından, Bor sivil toplum, siyasi ve resmi kuruluşlarını harekete geçirip Bor Şeker Fabrikasının özelleşmesi halinde Bor halkının talip olmasını düşündük. Bu konuyu Bor Belediye Başkanı Sayın Sıtkı Erat ve bazı sivil toplum kuruluş yöneticileri ile paylaşmıştık. Başkan Erat ve bazı stk temsilcileri, Bor ile ilgili her olumlu konuda olduğu gibi, her türlü desteği vereceklerini belirtmişlerdi.
İşin, Bor Şeker Fabrikası ayağından bilgi almak, fabrikanın son durumu, teknik konuları öğrenmek için o dönemin Fabrika Müdürü ile görüşmek için randevu istedik. İki ayrı kere girişimde bulunmamıza rağmen randevu vermedi. Bari Sendika Başkanı ile görüşelim onunla da bu konuyu paylaşalım dedik. Üstün Park’ta randevulaştık o dönemin sendika başkanı da tam iki kere bizi ekti, randevuya gelmedi. Şimdi olduğu gibi o zaman da deliydik… vebalıydık!
Şevkimiz ve direncimiz kırıldı… Sonrasında rahmetli Turan Abinin hastalık süreci başladı ve gerçekleşmedi.
Ola ki gerçekleşse idi… 5 Yıl gibi bir zamanda bu konuda epey yol alınır ve bugün gözünü para bürümüş hükümete çok hazırlıklı bir dosya ve destek ile gidilir, çatır çatır pazarlık edilerek alınırdı.
Düşündük, çabaladık ama olmadı çocuğum… Nörelim.
Bana hesap sormayın… Bu ilçenin, ilin yöneticileri var… Siyasetçileri var. Üstelik tecrübeliler de…
Hesabı, soruyu doğru kişilere sorun.
Alpaslan Kavaklıoğlu amcan var… Hem de Borlu… Sen hiç görmesen de Erdoğan Özegen amcan var… Mahmut Peşin Başkanın var, Mustafa Altunbaş başkanın var… Atanmış olmalarının dayanılmaz hafifliğini omuzlarında taşısalar da, bir nevi atanmış! Ankara’nın desteğini almış görünüyorlar… Hepsi imanlı, ihlaslı, çalışkanlar. Çalışmak zorundalar.
Hesabı da, soruyu da onlara sor.
Babanın ve dolayısı ile sizin ödediğiniz bedeli de sor!
Vasiyetimdir.
Not: Fotoğraflar Bor Pancar Ekicileri Koop. sitesinden alınmıştır.