Emniyet tedbirlerinde yakalama, arama, el koyma savcılık tarafından yürütüldüğü, mahkemede serbest bırakıldığı kanaati, halk arasında yanlış anlaşılmalara neden olmaktadır.
Burada vatandaşın desteğini ve güvenini sağlamadan, herhangi bir konuda olumlu sonuç almak mümkün değil. Onların desteğini istemek için de önce onun güvenini kazanmak lazım. Devlet olarak olayları açığa çıkarmada yada acil sonuçlara varmak noktasında, vatandaşın tereddütsüz bir şekilde bu kurumlara güvenip destek vermesi gerekiyor. Bu olmasa, hiçbir şeyin çözümü de olmaz. Vatandaş şunu iyi bilmeli ki, eğer yapılan bir soruşturmada, sağlıklı sonuç alınamıyorsa, bunda soruşturmayı yapanlar kadar, bu işe yardımcı olmayanın da vicdanı sorumluluğu vardır. Herkes bunu böyle bilmeli.
Tanığın, konuyu ihbar edenin kimliğini gizli kalması olayı, yine yasaların öngördüğü ölçüde olacaktır. Bu konuda, 5371 sayılı caza muhakemeleri yasamızın sağladığı yeni imkanlar var. Ama yasal imkanların dışında elbette ki, gizlilik mümkün değildir. Bunu hangi hallerde gizli tutabileceği, hangi hallerde gizli tutmayacağı, yasal yönden zanlının serbest bırakılması ile beraat etme konusu, öncelikle birbirinden ayrılması lazım.
Çağdaş hukuk düzenlemelerinde tutuklama çok istisnai bir yöntem olarak uygulanmaktadır. Çünkü tutuklama kişi hürriyetinin kısıtlanması, tedbir mahiyetin de dir ve ağır bir tedbir. Henüz bir yargılama yapmadan, bir kişiyi ceza evine koymak, hürriyetinden mahrum etmek, o kişi için uygulanmış ağır bir tedbirdir.
Çağdaş hukuk düzenleri, bu tedbiri daha iyi bir yerde yargılama ve mahkûmiyet sonunda bir caza olarak uygulamayı düşünüyor. Düzenlemede bu şekilde yapmıştır. Bizim hukukumuzda, tutuklama biraz daha istisnai bir hale getirilmiştir. Elbette kimlerin tutuklanacağına, yasalar çerçevesinde savcılar karar veriyor. Getirilen kişilerin salıverilmesi demek, daha sonra bu kişililerin ceza almayacağı, ceza evine girmeyeceği anlamına gelmemeli.
Yasalarımızda, bazı suçları tutuklamadan önce başka tedbirleri, yada salıverilerek tutuksuz tahkikatın devamını emreden hükümler vardır.
Adalet sistemimizdeki köklü değişiklikler nedeniyle, yeni kanunların uygulanması sırasında elbette ki ufak tefek yorum farklılıkları olacaktır. Ancak unutmayın ki, bundan önce Türkiye de, her konuda yaklaşık 80 yıllık bir yasa olmasına rağmen, halen hukuki olarak üzerinde tartıştığımız konular vardır.
Türkiye’nin her yerinde organize suç örgütlerinin varlığı sıkça kullanılıyor. Ve bir takım oluşumların olduğu halk arasında da kabul görüyor. Çünkü doğuda terörle ilgili organize suç örgütleri ne kadar tehlikeli ise ülkemizde de menfaate yönelik suç örgütlerini, en az o kadar tehlikeli olduğu muhakkaktır.