Sözcü gazetesinin, TSK'ya kumpas kuranlarla ilgili iddianameye dayanarak, "TSK'nın komuta kademesinde FETÖ'cü paşalar var" manşetiyle çıktığı gün, Tayyip Erdoğan, ani olarak Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ı da yanına alarak Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı ziyaret etmişti!
Konuyu 4 Mayıs 2016'da "Özel Kuvvetler ve FETÖ'cü paşalar!" başlığı altında incelemiş ve "FETÖ'cü paşalar mı var, yoksa Rusya uçağını düşürecek kadar, Türkiye yerine küresel güçlerin çıkarları doğrultusunda hareket eden başka yapılanmalar mı var bu konu tartışmalı!" yorumunu yapmıştım.
Yani Türkiye'yi teslim alma girişiminden bir ay 11 gün önce!
***
15 Temmuz'dan bir hafta önce 8 Temmuz 2016'da "Erdoğan'a ABD şantajı!" başlığı altında "Bir oyun dönüyor ama nasıl sonuçlanacağı belli değil!" diyerek 25 Mart 2016'da sorduğum, "ABD tarafından Türkiye'nin Cumhurbaşkanı'na yapılan şantaj, Türkiye'ye yönelik bir saldırıdır. Terör olayları da aynı şantaj kapsamındadır. Bu saldırıya dayanak teşkil edecek ne yapılmıştır ki Amerikalılar, PYD örneğinde olduğu gibi teröre bu kadar açıktan destek veriyor ve Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor?" sorusunu tekrarladım!
15 Temmuz'dan bir gün önce de "Makedonya projesi gündemde!" başlığı altında "Hava Harp Okulu öğrencileri, 'Tatbiki Eğitim Kampı'na katılmak üzere Yalova'ya gitti. Bu yıl karşılama töreninin düzenlendiği alana, 'güvenlik gerekçesiyle' siviller alınmadı, şehir içindeki tören yürüyüşü de yapılmadı. Bu durum, ülkenin bütünü için yeterince ciddi bir uyarı değil midir?" diye sorarak Fransa'nın Türkiye'deki temsilciliklerinde 14 Temmuz kutlamalarını iptal ettiğini, buna karşılık Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un, "Allah muhafaza, bu nihayetinde bir ihbar, bir istihbarattır, neye istinaden bunu yaptıklarını bilmiyoruz ama her türlü yoğun tedbir alınıyor" dediğini bilginize sundum!
Ve "Açıkça görülüyor ki Türkiye'ye karşı bir Makedonya projesi uygulanıyor! Makedonya modeli ile Türkiye'nin içişlerine müdahil olmak ve devleti dağıtmak istiyorlar. Allah muhafaza ya..." diye de uyardım.
***
Uyardım da ne oldu? Devleti yönetenlerin umurunda bile olmadı. Darbeciler, Türkiye'yi darmadağın edeceklerdi. Tehdit geçmiş de değildir. Faturasını milletçe ödüyoruz. Daha da ödeyeceğiz...
Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk, "Allah, aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır" ayetini sık sık hatırlatırdı.. İşte Türkiye'nin savaş uçaklarını kullanan FETÖ'cüler, Meclis'e, Polis Özel Harekât Merkezi'ne, Emniyet binalarına havadan bomba yağdırmadı mı? Bu yağanlar neydi? Halkın üzerine ateş açmadılar mı? Bu ateş neyin nesiydi?
***
Bütün bunlara rağmen hâlâ uyanmayanlar var. Darbeden 42 gün önce, "TSK'nın komuta kademesinde FETÖ'cü paşalar var" başlığını atan ve herkesi uyaran Sözcü gazetesi bile susturulmak isteniyor.
Operasyonlarda, Anayasa'da da yer alan "kanun önünde eşitlik" ilkesi çiğneniyor.
Bir bankayı kuranlara yetki veren devlet görevlileri, o bankada işlem yapan vatandaşı cezalandırıyor!
Fiili durum bu!
Önce kendilerinin, "CIA hesabına çalışan bir yapıya izin vermek" suçundan yargılanması gerekmiyor mu?
Bu arada yer yer bazı ülkücüleri ve bazı solcuları, hiçbir delil göstermeden FETÖ'cü diye tasfiye ediyorlar!
Yine uyarıyorum! Bu gidiş, iyi gidiş değil!
----------
İZİN: Değerli okurlar, 15 Temmuz öncesi "bir oyun döndüğünü" hissettiğimi, 15 Temmuz'dan sonra da aynı gündemle meşgul olarak mevsimi İstanbul'da geçirdiğimi belirterek izninizi isteyecektim ama konu "hayati" olunca devam ettim. Biraz dinlendikten sonra burada buluşmak dileğiyle...