2002 seçim zaferlerinin hemen ardından, 27.02.2003 tarihinde 4811 Sayılı Vergi Barışı Kanunu ile iş dünyasına;
“Gel barışalım. Ödemediğin vergiler için matrahını arttır, geçmişte vermediğin beyannameleri ver, faturasız alıp- sattığın stoklarını yani, kayıtlarında olmayan ancak deponda yığılı duran mallarını, demirbaşlarını miktar ve değer bazında beyan et. Kasandaki kıymetli maden ve ziynet eşyasını da yeniden değerle. Buna karşılık biz de senin tüm cezalarını, gecikme zamlarını silelim, kaçırdığın vergileri görmezden gelelim. Geçmiş kayıtlarını incelemeyelim, ilerisi için yepyeni bir beyaz sayfa açalım.”
Dediler…
Aradan beş yıl geçti. Baktılar ki hazır paraya dağ dayanmıyor. Kimsenin çok fazla barışmaya niyeti de olmamış, kolları sıvadılar ve yeni bir zeytin dalı uzattılar.
29.03.2009 Yerel seçimlerinin hemen öncesinde, 5811 Sayılı Bazı Varlıkların Millî Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun’u çıkarttılar. Tarih: 22.11.2008.
Bu kanun ile iş dünyasına ikinci bir barış çağrısında bulundular. Bu sefer; “ Türkiye ve yurtdışında kaçırdığın, ay pardon sahip olduğun para, döviz, altın, menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarını getir ya da transfer et; bunları bana beyan et, yüzde 2 vergisini öde, kurtul. Sen de rahatla bende rahatlayayım.”
Dediler…
Yetmemiş olacak ki 2011 Genel seçimlerine dört ay kala, 13.02.2011 tarihinde, “İşte sana borçlarını ödemen için üçüncü bir fırsat. Bu kez SGK borçlarını da dâhil ediyorum" dediler ve 6111 Sayılı, Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’u çıkarttılar. Adı çok uzun olduğu için vatandaş bu kanuna “Torba Yasa” adını verdi.
Bu kanun ile 30.11.2010 tarihine kadar olan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile 31.12.2010 tarihine kadar bilumum vergi alacaklarımı ve de belediye, harç, trafik v.b. alacaklarımı yeniden yapılandırıyorum. Faiz, gecikme cezası ve bilumum cezaları da siliyorum. Bu kadar ballı böreğin üzerine 36 ay boyunca 18 taksitte de ödeme kreması ilave ediyorum. Bu sana kaçıncı kıyağım? Eh sende e..k değilsin ya! Artık borçlarının tamamını ödersin herhalde,
Dediler…
Gel gelelim yine istenilen sonuca ulaşılamadı. Alışmış kudurmuştan beterdir misali, millet bu aflara alıştı. Ödemiyor…
Geldi 2014 yılı. İki seçim var. Yerel ve Cumhur seçimi. Yine beklentiye girildi. Yerel seçim öncesi iktidardan “Tık” yok ama beklenti devam ediyor. Sırada Cumhur seçimleri var ve Başbakan Cumhur olmaya kararlı. Eh Cumhur’u da halk seçecek. Ne yapsın?
Önceki gün çıktı ekranlara ve bangır bangır bağırarak 30.04.2014 tarihi itibariyle yeni bir vergi, SGK, trafik ve de bilumum borçlara af getirdiğini açıkladı.
Bu Af, dönemlerinde çıkarttıkları dördüncü af olacak.
Sizce artık Türkiye’de vergi ve SGK borçları ödenir mi?
Nasılsa af çıkar, niye ödesin, enayi mi?
Asgari ücretli bordro mahkûmunun ücretinden her ay şakır şakır kesilen vergi ve SGK primleri, kodamanlardan niye alınamaz diye düşünmek yok!
Ödeyenler enayi… Onlar düşünsün.
Yiğidi öldür, hakkını yeme. Başbakanın hakkını da yememek lazım. Sigara cezalarına af yok. Hatalı sollama, kemer takmama, kırmızı ışıkta geçme gibi pek çok trafik cezasını affediyor, Bir tek sigara cezasını affetmiyor…
Sonuçta trafik kazası bu; “ölmüştür, geçmiştir”, yapılacak bir şey yok.
Enayiler ayağa kalkmadıkça bu çalma, çırpma, hortumlama, ödememe çarkı daha çoook döner. Döndürenler 700 bin TL. lik saatlerini, ayakkabı kutularındaki dolarlarını, yataklarının üzerindeki trilyonlarını, çikolata kutularındaki rüşvetlerini beyan etmeyenler ve onları koruyanlardır çünkü!..
Tülay Hergünlü
İstanbul, 05.06.2014