Bana ülkemizin en güzel şehri hangi şehirdir diye sorsanız hiç düşünmeden Niğde derim. Peki Niğde’nin en güzel yeri neresidir derseniz tabi ki Çamardı derim. Tabi herkes için kendi memleketi en güzeldir.
Çamardı da benim memleketimdir. Ve benim için önemli ve özeldir.
Eşsiz doğası ve havasıyla her göreni cezbeden Çamardı ne yazık ki son yıllarda giderek artan betonlaşma ve bunun neticesinde eşsiz güzelliklerin yok olması felaketiyle karşı karşıyadır.
Kendine özgü florasıyla ve yer şekilleriyle bir cenneti andıran memleketimiz yavaş yavaş tüketilmektedir.
Çukurova bölgesinin sıcağından kaçan ve yaylacı diye tabir ettiğimiz kitlelerin ilçemize gösterdikleri teveccüh ve yerleşme arzuları neticesinde tarım alanları ev haline dönüştürülmüş ve güzelim elma bahçeleri arasında beton yığınları göze çarpmaya başlamıştır.
Kısa vadede güzelmiş gibi görünen bu durum uzun vadede sıkıntılara yol açacak ve insanımız elinde ki kısıtlı tarım alanlarını sattıktan sonra geçinmek için yerini yurdunu terk etmek zorunda kalacaktır. Zaten şu an itibariyle bile Çamardı çok büyük göç vermektedir ve nüfusu yıldan yıla azalmaktadır.
1990 yılında 21432 kişi olan Çamardı toplam nüfusu 2009 da 16279 kişi olmuştur.
Kaynak :( http://www.yerelnet.org.tr/ilceler/ilce_nufus.php?ilceid=198902)
Çamardı ve köylerinin yayla evi olarak meskûn edilebilecek o kadar alanı varken bu yeşil hattın böylece feda edilmesini anlamak ve anlamlandırmak zordur.
Üzerinde yeşilliğin olmadığı o kadar çok alan vardır ki buraları değerlendirmek yerine toprağı kısırlaştırıp yeşil alanları katlettirmenin mantığını çözebilmek mümkün değildir.
İlçemiz gerçekten yoksulluğun ve garipliğin sillesini yemiş ve maddi olarak geride kalmış bir yerdir.
Yapılan bu yeşil kıyımı aslında memleketimizin bu fakir halinden istifade ederek bir nevi fırsatçılık yapmaktır. Yoksa hiçbir hemşehrimiz bağını bahçesini hiç tanımadığı bilmediği insanlara satmak istemez.
Son yıllarda iyice artan bu yapılaşmalar böyle devam ederse yakın bir zamanda Çamardı kayanın dibinde kupkuru bir ilçeye dönecek ve mevsimlik gelip giden bu yaylacıların eline bakacak bir hale gelecektir.
Çamardılı için çözüm bağını bahçesini satıp dışarılarda mevsimlik olarak çalışıp gelmek olmamalıdır. Çamardı’nın insanı memleketini terk etmeden uygun yatırımlarla ve önlemlerle geçimini sağlayabilmelidir.
Çamardı için bu iç turizmden daha önemli olan daha kazançlı turizm alanları vardır. Dünyada dağcılığın ve kongre turizminin merkezi olabilecek bir potansiyele sahiptir. İsviçre’nin Davos'u varsa Türkiye’nin de Demirkazık dağı vardır.
Ayrıca profesyonel anlamda meyvecilik yapılması ve bunun sanayisinin kurulması Çamardı açısından ekonomik bir canlanma getirebilir.
Çamardı dağları MTA’nın verilerine göre; (http://www.mta.gov.tr/v1.0/turkiye_maden/maden_potansiyel_2010/Nigde_Madenler.pdf)
Halen işlenmemiş maden yataklarıyla çok önemli rezervlere sahiptir. Bu değerlendirilmesi gereken bir unsurdur.
Ayrıca tertemiz su kaynaklarıyla ülkemizde ve dünyada her gün önemi artan su ihtiyacını karşılayacak tesisleri kurabilir ve buradan maddi kazanç sağlayabilir.
Çamardı insanı tüm Türkiye’ye yayılmış ve dondurmacılık üzerine ülke çapında söz sahibi olmuştur. Her gittiğimiz yerde bir Çamardılı dondurmacıyla karşılaşmak mümkündür.
Bu noktada büyük firmalarla rekabet edebilmek için bu dondurmacılar büyük şirketler kurularak bir araya getirilebilir ve ülke çapında dağıtım ağları kurularak en büyük marka haline gelebilir.
Ayrıca Çamardı binlerce küçükbaş hayvanı doyurabilecek dağlarıyla hayvancılık için eşi bulunmaz bir yerdir. İnsanların hormonlu gıdalardan kaçıp natürel olanı talep ettiği piyasada Çamardı organik sebzecilik yaparak tüm ülkeye mallarını satabilir.
İnancım tamdır ki Çamardı talihini ters çevirebilir ve önemli atılımlar yapabilir. Onda bu potansiyel onda bu enerji vardır.
Yeter ki kollektif bir şuurla hareket edilebilsin yeter ki iyi niyetle yola çıkılsın.
Mehmet Baş
Defterk.com Yazarı