Adaylıkta çeşitlilik her zaman iyidir. Her yeni aday seçime farlı bir bakış ve yeni fikirleri de beraberinde getirir. Her bir aday, aday olduğu üniversiteye yapacaklarını anlatır, anlatılan fikirlerin gerçekleşme oranı yüksekse oy isteyeceği kesimi ikna eder ve seçilir. Ancak öyle midir diye bir araştırdım.
Sayın profesör Ahmet Gökbel bey bundan önce Sivas Cumhuriyet ve Kırşehir Ahi Evran üniversitelerinde aday olmuş ancak seçilememiştir. Adı geçen üniversitelerde hizmet etmiş olmasına karşın bu iki üniversiteden sonra neden üçüncü kez bu sefer belki de hiç ayak basmadığı yeni bir Üniversiteye aday olmak nereden çıktı diye sormak sanırım hakkımızdır sanırım.
Son 15 yılını Niğde Üniversitesinin büyümesi ve tanıtılmasına emek harcamış ve her bakımdan beklemedik kadar ileri düzeye taşımış hocaların bulunduğu bir üniversiteden bahsediyoruz sayın hocam.
Böyle bir üniversiteye gelecek, ‘’Bakın arkadaşlar ben aday olduğum iki üniversite de kıymetimi bilmediler. Ama siz benim kıymetimi bilin. Rektörlük ciddi bir iştir ve siz bu işi beceremiyorsunuz. Bu işler böyle yapılmaz. Ben daha iyisini yapacağım, ben her kesimin rektörü olacağım. Benim ağabeylerim-dayılarım var. Beni destekleyecekler gibi söylemler ne kadar tutacak göreceğiz. Siz böyle söylemlerde bulunmuyor olabilirsiniz. Ancak Niğde ve Üniversite çevresinin algılaması böyle.
Artık Niğde’mizi yöneteceklere Niğdelilerin karar vermesi umuduyla...
