Adalet Yürüyüşü ile ilgili katıldığımız güzergâha ait izlenimlerimizi önceki yazıda belirtmiştim. Bu kez Maltepe Meydanı’nda gerçekleştirilen Adalet Mitingi ile ilgili izlenimlerimizi paylaşmak istiyorum.

9 Temmuz 2017 Pazar günü sabah saat 11.00 civarında CHP Beylikdüzü ilçesinin organizasyonunda Beylikdüzü Marina’ya hareket ettik. ( Bu arada belirtmeden geçmeyeyim; Ben ve arkadaşlarım hiç birimiz herhangi bir partiye üye değiliz.) Polis arama noktasından geçtik, isim ve telefon numaralarımızın kaydedildiği bir listeye imza attık. Gemide bizi simit ve su yığını karşıladı. Kahvaltı etmeyenler simitlerini alıp geminin içine dağıldılar. Saat 13,30 civarında gemiler hareket etti. 

Güle oynaya geçen yaklaşık 3 saatlik bir deniz yolculuğunun ardından Maltepe’ ye indik. Ortalık mahşer yeri gibiydi. Kalabalık nedeniyle yürümekte oldukça zorlandık. Binbir zorlukla saat 18.00’ civarında alana ulaşabildik. Normalde 10-15 dakikada yürünebilen mesafeyi bir saati aşkın bir sürede yürüyebilmiştik. Alanın çevresi Türk bayrakları ve “adalet” yazan döviz ve pankartlarla bezenmişti. Tıpkı Adalet Yürüyüşü’nde oldu gibi yine kolilerle su ikramında bulunuldu. (Seyhan Belediyesi adına büyük bir su aracından, gün boyunca “Seyhan’dan selam var” diyerek vatandaşlara su dağıtıldı.)
Alana girmeye çalışırken ters yöne ilerleyen çok sayıda vatandaşa rastladık. Nereye gittiklerini sormamız üzerine “Alana giremedik dışarıda bekleyeceğiz” yanıtını verdiler. Yakıcı sıcak altında duvar diplerinde, küçük ağaçların altlarında serinlemeye çalışan vatandaşlara rastladık. Çok sayıda katılımcı da deniz kenarında ya da bulabildikleri çimenlere oturmuş vaziyette CHP liderini beklemekteydiler.
Bunaltıcı sıcak ve yakıcı güneşin altında binbir zorlukla polis noktasına varabildik. Uzun bir bekleyişin ardından alana girebildik. Girebildik diyorum ama ancak birkaç metre ilerleyebildik. Zira alan tıklım tıklım doluydu. Adım atacak yer kalmamıştı. Alana girdiğimizde Zülfü Livaneli şarkı söylüyordu. Dalgalanan binlerce bayrak, Maltepe Meydanı’nı adeta kızıl bir deryaya çevirmişti. Adalet Yürüyüş’ünde açılan o meşhur 1111 metre büyüklüğündeki bayrağın yanında başka bir dev bayrak daha açıldı. Maltepe Meydanı muhteşem bir görüntüye ev sahipliği yapmaktaydı. Bu arada unutmadan söyleyeyim; miting alanına üzerinde “İlgili Makama, Adaletin tecelli ve tesis edeceğine inanmak için OHAL’in bitirilmesini, KHK sürecinin sonlandırılmasını, haksız ve hukuksuz yargı kararlarının derhal gözden geçirilmesini ve sağlık sorunları yaşayan tutukluların durumlarının iyileştirilmesini toplum vicdanı adına talep ediyoruz” yazılı dev bir dilekçe konulmuş. Dilekçenin yanında hukukun evrensel ilkelerini simgeleyen Themis heykeli de resmedilmiş. Ne yazık ki biz aşırı kalabalık nedeniyle bu tarihe geçen dilekçeyi görme şansına sahip olamadık.  
Kavurucu sıcak altında bekleyiş, Kemal Kılıçdaroğlu’nun alana girmesiyle coşku dolu bir deryaya dönüştü. Vatandaşlar “hak, hukuk, adalet” sloganı ile meydanı inletmeye başladılar. CHP lideri konuşmasına başladı. Bir süre sonra biz sıcaktan ve kalabalıktan bunaldık ve daha fazla dayanamayarak meydanın dışına çıktık; kendimizi çayırların üzerine bıraktık.
Kemal Kılıçdaroğlu bir saati aşkın bir konuşma yaptı. Bu konuşmada 10 maddelik bir manifesto açıkladı. Tabii, iktidar bu manifestonun ne kadarını duydu, ya da ne kadar umurunda oldu bilemeyiz. Ama 25 gün süren Adalet Yürüyüşü ve Adalet Mitingi’nin Türkiye için özellikle de uygulanmakta olan “Adalet sistemi” için bir kırılma noktası olacağını, demokratik eylemlerin devam edeceğini umuyoruz.  
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının bitiminde gemilere binmek üzere Maltepe Limanı’na doğru yürüyüşe geçtik. Gelirken olduğu gibi aynı şekilde kalabalığın içinde zar zor yürüyerek limana ulaştık. Gemiler bizi bekliyordu. Coşku içerisinde güle oynaya evlerimize geri döndük; Bu ülkeye adaletin gelmesi için karınca misali su taşımanın mutluluğu içinde…
**
Adalet Mitingi ile sonuçlanan Adalet Yürüyüşü’nün, halkın üzerine serpilmiş olan ölü toprağını kaldırdığını, artık Türk milletinin  “ Biz yaptık oldu” zihniyetine daha fazla müsamaha göstermeyeceğini ümit etmek istiyoruz. CHP yönetiminde son 10 yılda Atatürk’e ve devrimlerine çok da sahip çıkılmadığını düşünenlerdenim. Bu düşüncemde en büyük pay, MHP’ nin oyununa gelerek Ekmeleddin’i, Cumhurbaşkanı adayı olarak göstermeleridir. Tabii parti içindeki Atatürkçü kadronun bir şekilde tasfiye edildiğini, onların yerine CHP ruhuyla hiç bağdaşmayan kişilerin getirildiğini hatırlatmama gerek yok sanırım.

Her şeye rağmen 9 Temmuz 2017 tarihi Türkiye’de adalet adına, özgürlükler adına, bağımsızlık adına gerçekleşmiş bir milattır. Mitinge kaç kişi katıldı tartışmalarını bir yana bırakıp yarattığı etki üzerinde odaklanmak gerekmektedir. Bu arada Sayın İstanbul Valisi’ nin “175 bin kişi katıldı” açıklamasına ise sadece gülüp geçiyoruz.

Gerek Ankara-İstanbul arasındaki yürüyüşe katılanlar, gerek İstanbul Maçka Parkı’nda Adalet Nöbeti tutanlar ve Maltepe Mitingine katılanlar sıradan, hiçbir çıkar beklemeyen vatandaşlardır. Kamu yetkililerinin emriyle, ya da bir takım tehditlerle katılmak zorunda bırakılmamış; gidişattan memnun olmayan gönüllülerdir. Ben kendi adıma “Adalet” diye kim ortaya çıkarsa, yanında yürümekten çekinmem. CHP ise, elinde hiçbir devlet olanağı olmadan sadece kendi imkânlarıyla organizasyonlarda yer almış, partili- partisiz ayrımı yapmadan vatandaşları taşımış; su ve yiyecek ihtiyaçlarını imkânlar ölçüsünde karşılamaya çalışmıştır.  Bu konuda emeği geçen herkese teşekkürü bir borç biliyoruz.
Sonuç olarak; hiç kimse bu hareketi “kaç kişi katıldı?” gibi zavallı sorularla basite indirgemeye çalışmasın. Zira bu hareket gereken etki ve tepkiyi yaratmıştır. En azından biz böyle düşünüyoruz. Gelecek günler yanılıp yanılmadığımızı gösterecektir.

Tülay Hergünlü
10 Temmuz 2017