Haberi dinlerken yüreğim burkuldu, öfkem ve nefretim tavan yaptı. 13’ünde bir çocuk. İlköğretim 7.sınıf öğrencisi. Yoksulluğun dayattığı yoksunluklardan olsa gerek ailesi Ahmet’i “çaycı” olarak işe veriyor.13’ünde Ahmet işçileşiyor. Elbette tüm işçiler gibi değersizleştirilerek, güvencesiz ve esnek çalışmaya maruz bırakılarak göz göre, göre bir iş cinayetine kurban ediliyor.
İş cinayetlerinde öldürülen tüm işçiler gibi 13’ündeki Ahmet’im de sorumsuzluğun, vurdumduymazlığın, aşırı kâr hırsının, güvencesizliğin, güvensizliğin, görgüsüzlüğün, tedbirsizliğin, eğitimsizliğin, öngörüsüzlüğün sonucu olarak meydana gelen iş cinayetlerinde göz göre, göre yaşamını yitiriyor.
Hükümet, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, emekten yana işçi örgütleri 13’ün de ki işçi Ahmetler ölürken seyirci. Artık birer katliama dönüşen iş cinayetlerinde, işçilerin çadırlarda, servis araçlarında, işyerinde yanarak, düşerek, elektriğe kapılarak, göçük altında kalarak, barajlarda boğularak, Ahmet örneğinde olduğu gibi preslerde ezilerek öldürülmesine hâlâ seyirci kalıyor!
Aslında “seyirci” değiller, iş cinayetlerine kapı açan vahşi ekonomik politikaların bizatihi uygulayıcısı ve katliamların ortağı durumundalar. Yani iş cinayetlerine ortaktırlar. Rekabet, ucuz emek, daha fazla kâr dürtüsü ve bu amaçla gerçekleştirilen özelleştirmeler, taşeronlaştırmalar, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin piyasalaştırılması, kamusal denetimin ve yaptırımın yetersizliği ve etkisizleştirilmesi, sendikasızlaştırma, örgütsüz eştirme politikaları, kayıt dışı, sigortasız ve fazla çalıştırma sonucunda iş cinayetlerine açıkça davetiye çıkartarak iş cinayetlerinin 1. Dereceden sorumlusu olmaktadırlar.
Adana’da iki hafta önce, başının pres makinesine sıkışması sonucu hayatını kaybeden ilköğretim öğrencisi 13 yaşındaki Ahmet Yıldız’ın ölümüyle ilgili yapılan soruşturma sonucunda Ahmet’imin ölümüne sebep olan “patron ”una istene, istene 6 yıl ceza istendi.
Çaycı olarak işe alınan ancak pres makinesinin başında çalıştırılan 13 yaşındaki Ahmet Yıldız’ın ölümü üzerine savcı fabrikanın sahibi Ali Koç hakkında “taksirle ölüme neden olma” suçundan altı yıla kadar hapis cezası istedi. Olayın vahameti patron Ali Koç’un Ahmet Yıldız’ın ölüm nedeni için verdiği yalan ifade de ölün nedeni için “otomobil çarptı ’da” öldü yalanı arkasına sığınacak denli bayağılaşması halidir.
İşçi Ahmet’i adım, adım Koç Plastikteki ölümüne yaklaştıran süreç şöyle gelişmiş. İlkokul 7’nci sınıf öğrencisi olan Ahmet Yıldız, ailesinden habersiz aldığı cep telefonunun parasını ödemek için okuldan arta kalan zamanlarda plastik fabrikasında çay servisi ve temizlik yaparak çalışmaya başladığını ilk elde öğreniyoruz. 100 lira haftalık alan Ahmet Yıldız, bir süre sonra “esnek” çalışma koşullarından kaynaklı olarak pres makinesinin olduğu bölüme kaydırıldı.
İş cinayetinin gerçekleştiği 14 Mart günü Ahmet Yıldız numuneleri almak isterken başı pres makinesine sıkıştı. Yaralanan çocuk işçi Ahmet’im, patronu Ali Koç tarafından Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Ali Koç görevlilere, “Plakasını alamadığımız bir otomobil çarpıp kaçtı” dedi. Çocuk işçi Ahmet’im tüm müdahalelerle rağmen kurtarılamazken durumdan şüphelenen sağlık emekçileri “Trafik kazası olması imkânsız” diyerek polise bilgi verip iş cinayetini açığa çıkartmış oldular.
Polis sorgulamasında patron Ali Koç, “Makineden çıkan numuneleri alırken kafası sıkıştı. Yaralanınca hastaneye getirdik” itirafında bulunarak iş cinayetini üstlenmek zorunda kaldı. Fakat verdiği ifadede kusurlu olmadığını ileri sürerek, “Ben iyi niyetimin kurbanı oldum. Çocuğu işyerimde çalıştırmak istemedim. Gerek babası, gerekse kendisi, paraya ihtiyacı olduğunu ve mutlaka çalışması gerektiğini söyleyerek acındırdı. Ben de kıramadım. Temizlik işlerine yardımcı olması için kabul ettim. Sadece öğleden sonra geliyordu. Ayrıca kendisine gerekli uyarılarda da bulundum” beyanıyla patron Ali Koç kendisini aklamaya çalıştı.
Adana Cumhuriyet savcılığının 13’ün de işçileştirilen ve iş cinayetine kurban edilen Ahmet Yıldız’ın ölümüne neden olanlara ve seyirci kalanlara istediği ceza 2 ila 6 yıl arası hapis cezası. Adalet sistemimizin meşhur dehlizleri içerisinde kaybolmaya ve zaman aşımına uğratılmaya namzet bir dosya olan Ahmet Yıldız dosyasını olaya duyarlı tüm emek örgütleri ve üyeleri yakından takip ederek unutmamaya ve unutturmamaya çalışmalıdır.
Yaşanan ve önümüzdeki süreçte yaşanacak olan iş cinayetlerinin önlemenin yegâne yolunun işçilerin ve emekçilerinin birliği temelinde örgütlenmekten ve hep birlikte kapitalist sisteme karşı mücadele etmekten geçtiği biz emekçilerin birincil düsturu olmalıdır.
