ULUKIŞLA’NIN “KUVVACI” MÜFTÜSÜ MEHMET BAHAEDDİN EFENDİ
(01/07/1879 – 11/07/1960)
Türk tarihini gerçek anlamda öğrenebilmek, anlayabilmek ve yorumlayabilmek sorumluluk ister. Bu sorumluluk; Türk Milleti’nin şehitlerine, gazilerine, kahramanlarına, kültürüne ve inançlarınadır…
Ne yazık ki bu sorumluluğu taşımayan kişilerin tarihi yazması, bizleri birçok örnek alınması ve unutulmaması gereken şahsiyetleri öğrenmekten mahrum bıraktırmıştır! İşte bu değerli şahsiyetlerden biri İstiklal Madalyalı:
Ulukışla Müftüsü Mehmet Bahaeddin Efendi. “İstiklalsiz din olmaz.” diyerek ülkemizde ilk defa Ulukışla İlçesi’nde oluşturulan Kuvay-ı Milliye teşkilatı içinde görev aldı. İşgalin bir ‘Haçlı’ saldırısı olduğunu söyleyerek yedi düvele karşı milli mücadeleye başladı. Devlet işgale baş eğmeyi emrederken, hükmü kalmamış padişahın hükümsüz fetvasını hükümsüz sayıp kafa tutan müftü Kuvay-ı Milliye’ye destek veriyor diye şikâyet edildi. Şeyhülislam Haydarizade’ye “İstifa etmiyorum, ben Ulukışla halkının müftüsüyüm, halkımın, Kuvay-ı Milliye’nin yanındayım.” diye yazılı tepki gösterdi.
Halkı Mustafa Kemal Paşa’ya, Ankara Hükümeti’ne, Kuvay-ı Milliye’ye destek olunması için fetva verdi. Milli Mücadele süresinde kumar oynanmasını, içki içilmemesini, kavga edilmemesini, hırsızlık yapılmamasını, belirlenen saatlerde sokağa çıkılmamasını, yetim, kimsesiz ve sahipsiz kişilere, asker yakınlarına, Şehit ailelerine kötülük yapılmasını yasakladı.
Kuvay-ı Milliye’ye destek veren gazetelere abone oldu ve bu gazetelerin ilçede okunmasını sağladı. Camiide halka sürekli konferans verdi ve halkın bu konferanslara katılması emretti. İşgal Kuvvetlerinin İlçeye gelmesini isteyen padişah taraftarı Kaymakamı tutuklattırarak ilçeden uzaklaştırılmasını sağladı. Cephelerde yer alan askerlerin ailelerinin tüm ihtiyaçlarını karşılattırdı. Kuvay-ı Milliye’nin tüm çalışmalarını, faaliyetlerini, gelir ve giderlerini kayıt altına aldırdı. Hiçbir şaibeye, haksızlığa ve usulsüzlüğe meydan vermeden cephedeki askerlere dağıtılan sigara kâğıdını dahi tutanaklara geçirttirdi. El konulan her şeye Kuvay-ı Milliye için alındığına dair belge verdirtti. Her görev için ayrı ayrı komisyonlar kurdu. Kendisine bağlı istihbarat Teşkilatı kurdu ve bu teşkilata Posta Telgraf heyeti ile Emniyet heyetini bağladı. Maliye kasasına el koydu buradan elde ettiği paraları oluşturduğu Maliye şubesine aktardı ve tüm gelirleri burada topladı. Mustafa Kemal Paşa’ya Amasya’da iken para yardımı yaptı. Mustafa Kemal Paşa’ya bölge ile ilgili her türlü bilgi akışını sağladı.
Sivas Kongresi devam ederken Ulukışla’ya gelen Mustafa Kemal Paşa ile bizzat tanıştı. Adana, Antep, Maraş ve Urfa’nın işgal edilmesi üzerine ilçeden tepki gösterilmesini sağladı, bu konuda protesto telgrafları çekti, buralarda şehit olanlar için ayrı ayrı mevlit okuttu. Düşman keşif birliklerini yanıltmak ve korkutmak amacıyla Ulukışla çevresindeki dağlara soba borularını yerleştirerek topçu bataryaları görünümü verdirtti. İlçede Emniyet heyetine bağlı olarak silahlı devriye ve nöbetçileri oluşturdu. Bölgedeki Milli Mücadele’nin başarılı olabilmesi için Ulukışla ve çevresindeki halkın sevdiği ve saydığı önemli şahsiyetlerin ismini Mustafa Kemal Paşa’ya bildirerek bunların bir şekilde Kuvayı Milliye yanlısı olmasını sağladı. Ulukışla İlçesi’ni teslim almak üzere gelen Fransız Binbaşısı Leroux’u ilçeden şu sözleri ile kovdu. “Biz asayişi kendimiz temin ederiz. Eğer devletimiz bundan aciz ise halkımız güvendiği ve içinden çıkaracağı kimselere bu vazifeyi verir, yaptırır. Dini düşüncesi, bayrağı bizden gayrı olan bir milletin idaresi altında yaşayamayız. Dâhiliye Nazırı sizlere işgal ettiğiniz İstanbul’da sizlere kâfi miktarda misafirperverlik gösteriyor. Sizinle dört senedir harp ediyoruz. Birçok cephelerde talihinizi denediniz. Birbirimizi iyi tanıyoruz. Fuzuli yere kan dökmeyelim. Sizi Ulukışla’da alıkoyamayız. Şu yaşıma başıma bakma… Namaz seccadesini de yanıma alır, dağa en önde ben çıkarım. Buranın taşı ve toprağı da sizi barındırmaz. Evlerinizde karılarınız, çocuklarınız, sizleri bekleyen ana-babalarınız var zannederim. Burası Arabistan değil, Türkiye’dir. Bu topraklarda ancak Türk’ün kemiği sızlamadan yatar.”
Milli Mücadele’nin kazanılmasından sonra müftülüğe devam eden Bahaeddin Efendi, her vaazında ‘Anadolu Müslüman Türk’ün son vatanıdır, bu vatanı koruyun ve kıymetini bilin.’ diye telkinlerde bulunmuştur.
Siyasetten uzak durdu. Halka Türk Milliyetçiliği’ni öğütledi. Her dini bayramlarda olduğu gibi milli bayramlarda da halkla birlikte bayram kutlamalarına katılır, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi minnet ve şükranla yâd ederdi. Onlar için özel günlerde mevlitler okur ve dualar ederdi. Milli Mücadele kullandığı Türk Bayrağını ve Kur’an-ı Kerim-i müftülük odasında itinayla sakladı. İnkılâp ilköğretim okulunun yapılması için çaba gösterdi, halka okula yardım yapmaları için telkinlerde bulundu.
Müftü Efendi, ‘Balkanlarda milliyetçilik hareketinin doğması kiliselerin eseridir. Bizim medrese ise Türkçülüğü, Türkçülük hareketini Arap kültürüyle bastırma, boğma ve yok etme gafleti içinde olmuştur. Çağa, değişen zamana ayak uydurmama, gözleri kapamanın bedelini kendisini ve Türk maneviyatını perişan ederek, geciktirerek ödemiştir. Benim Kayseri medresesinde gördüğüm sekiz yılın dört yılı heba olduğuna inanıyorum, boş şeyler öğretildi.’ demiştir.
Şimdi soruyorum; neden Müftü Efendi’den, Tarih kitaplarımızda ve ilgili kurumların yayınlarında bahsedilmez. Gençliğimizin bu kahraman Türk Milliyetçisi Müftüyü öğrenmek ve örnek alması hakkı değil mi? Bir Müftü’nün Türklük üzerine yaptığı hizmetler hoşunuza mı gitmedi?
İstiklal Savaşında Atatürk ile birlikte hareket eden, Vatan’ın düşman işgalinden kurtarılması için her türlü fedakârlıkta bulunan, Türklük Bilincinin gelişmesi için vaazlar veren, Padişahın emirlerini ve Şeyhülislam’ın fetvasını önemsemeyip düşmana ve işbirlikçilere karşı mücadelede bulunan Ulukışla Müftüsü Mehmet Bahaeddin Efendi’yi rahmet ve saygı ile anıyoruz…
Bizleri araştırmaları ile bilgilendiren Sayın “Agah Sunay Türker” beye teşekkür ederiz. Sayın Agah Sunay Türker’in yapmış olduğu araştırma yazısının tam metnine, ek bilgilere ve fotoğraflara aşağıdaki link adresinden ulaşabilirsiniz:
http://www.scribd.com/doc/28914074/Kuvay%C4%B1-Milliye-ve-Uluk%C4%B1%C5%9Fla