Ülkemizde ise 14 Mart 1827'de, II. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet'in önerisiyle ilk cerrah hanenin, Şehzadebaşı’ndaki Tulumbacıbaşı Konağı'nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye'de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edildiğinden okulun kuruluş günü olan 14 Mart, "Tıp Bayramı" olarak 1919 yılında ilk defa İstanbul işgal altındayken işgali protesto etmek amacıyla tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran'ın önderliğinde, dönemin tıp okulu öğrencileri ve onlara destek veren doktorları tarafından “kutlanmasıyla” başlayan gir gün olarak ülkemiz takviminde yerini almıştır
1976'dan beri sadece 14 Mart günü değil, 14 Mart'ı içine alan hafta boyunca “kutlama” yapılmakta ve bu hafta Tıp Haftası olarak sağlık işkolundaki sorunların ve çözüm yollarının tartışılmasına daha yoğun olarak aracılık etmesi anlamında önemlidir. Yoksa son on yıllardır içeriğinin boşaltılarak sağlık iş kolunda yaşanan yakıcı sorunlara değinmeden “doktor bayramı” veya “çiçek-böcek-yemek-kokteyl kutlamalarıyla” geçiştirilmesi başta sağlık emekçileri olmak üzere tüm duyarlı insanlara üzüntü vermektedir.
Niğde Sağlık Hakkı Meclisinin bir üyesi olarak içerisinde bulunduğum Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Niğde Temsilciliği Başkanı Yılmaz Yıldız ve Kayseri SES Şube Yöneticisi Cuma Çelik’ten oluşan bir heyetle İl Sağlık Müdürü ve yerel basın-yayın organlarını ziyaret ederek 14 Mart Tıp Bayramının sağlık iş kolunda yaşanan sorunların çözüm yollarıyla birlikte tartışıldığı, diyalog kültürünün yerleşmesinde kapı aralayan bir misyonla tüm sağlık emekçileri ve örgütlü oldukları sendika, meslek odası, birlik ve benzeri kuruluşların yöneticileriyle Sağlık Bakanlığının her düzeydeki bürokratlarıyla yan yana gelerek görüş alışverişinde bulunmalarına zemin sunmasının daha anlamı olacağını belirttik.
Muhataplarımız da görüşme, diyalog kültürünün önemini kabul ederek bu yönde çalışmalar yapacaklarını belirtmeleri 14 Mart Tıp Bayramını gelecek yıllarda gerçekten “bayram” tadında kutlanmasına yardımcı olacağı kanaatlerini bende uyandırdı.
Evet, bugün 14 Mart. Emekçilerin, ezilenlerin ve elbette tüm dünya işçilerinin “başöğretmeni” Karl Marks’ında ölüm günü.14 Mart 1883 günü Londra da, öğleden sonra üçe çeyrek kala, o güne kadar gelmiş geçmiş tüm düşünürlerden daha çok dünyayı etkileyecek ve şekillendirecek olan düşünür hayata gözlerini yumdu
2008 “küresel mali kriziyle” İsak Aloton gibi iş adamlarının ve kapitalist ideologların “yeniden” okumaya başladıkları eserleriyle ve düşünce sistemiyle tazeliğini yitirmeden günümüze taşıyan Karl Marks sevenlerinin ve takipçilerinin bilincinde, hasımlarının da hala korkulu rüyası olarak yaşamaya devam ediyor.
Sibirya madenlerinden Kaliforniya’daki portakal bahçelerine değin, dünyanın her yanındaki milyonlarca devrimci tarafından ululanmış, sevilmiş ve öğretmen olarak kabul edilmiş biri olarak ölmüş olması adının yüzyıllar boyunca yaşayacak, yapıtları da güncelliğini koruyarak kuşaklar boyu okunmasına ve emekçi insanlığın kölelikten kurtuluşuna ışık tutmaya devam edecektir.
Bu gün 14 Mart. Kim hangi anlamıyla yaşamak isterse istesin günler bahara evriliyor ve gelecek güzel günleri müjdeliyor. Sevgiyle kalın, Pi gününden bayramına, ölüm yıldönümünden toprağın uyanışına sakın 14 Mart’ı unutmayın.