Niğde’de Okul Müdürü İbrahim Yiğit sosyal etkinlikler adına önemli çalışmalar da bulunan eğitimcilerde. Yeni bir dergi çıkarmışlar. İkinci sayıya eren dergiler bana ulaştığında ilgi ile dergiyi inceledim. Okul dergiciliği alanında bir fark yaratmak ve fark edilmek anlayışlıyla yayın hayatına başladığını açıklanan dergi Her öğretim yılı iki sayı olarak çıkması planlanıyor. Derginin ilk sayısı, okuyuculara, edebiyattan tarihe, müzikten sinemaya, şiirden, denemeye kadar geniş bir yelpazede gezinti olanağı sunuyor. Niğde Cumhuriyet Anadolu Lisesi “Çığır” adı ile yayınladığı bu Kültür Edebiyat Dergisi baskısı da güzel de yapılmış. Okul Müdürü İbrahim Yiğit Okulunu öğrencisini ve mesleğini seven bir yönetici olarak farklı projelerle dikkat çekici çalışmalarda bulunuyor. Çığır’da okul adına sahibi o. Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Karaca, Yazı İşleri Müdürü Fatih Atabek, Yazı İnceleme kurulu Raşit Tokgöz, Ömer Akcam, Mehmet Taşkın, İsa Cücük, Ali Dost, Yazı seçme kurulu Afra Yılmaz, Aygün Aydın, Merve Tuncer, Adem Songur’dan oluşuyor. Okul Müdürü İbrahim Yiğit “Düşünmek” başlığı ile yazdığı yazıda dikkat çekici saptamaları var. Yazı uzun bir anlatı oradan alıntılar yaptım.-“ Yerli yersiz davranışlar sergilemek suretiyle kargaşaya neden olan ya da problem çıkaran insanların “düşüncesiz” olarak nitelendirmiş olmaları, “akıl tutulması yaşıyor” diye tanımlanmaları aslında düşünce sahibi insanlara duyulan özlemi ifade etmektedir. İslam dünyasında Eflatun olarak bilinen Yunanlı filozof Platon; İnsan tabiatı icabı sosyal bir varlıktır. Akıl karışıklığı, bir toplumun içine düşebileceği en ciddi hastalıktır ve bu topluma hakim ortak bir gayenin olmayışından doğar” demek suretiyle düşüncenin insan ve toplum için önemine dikkat çekmiştir. Bilişim çağı denilen günümüz şartlarında bir çok düşünce, çok geniş kitlelere kısa sürede ulaşmaya başarmakta, hatta taraftar bulmaktadır. Kaynağı belli olmayan, zaman zaman art niyetli insanlar tarafından belli amaçlarlı ya da mihrakları meşrulaştırma aracı olarak planlanan bu çalışmalar ancak sağlıklı düşünme becerisine sahip insanlar tarafından kavranabilir. Bilgi kirliliği denilen bu kafa karışıklıklarının aşılmasında, genç nesillerin kazanacakları sağlıklı düşünme becerisinde etkili olacaktır. Bilmeliyiz ki; sahip olduğumuz düşünceler hayat ile aramızdaki en güçlü bağımızdır” ve İbrahim Yiğit uzun yazısının sonunu şöyle bağlıyor-“ Akıl ve bilim çağının, akla ve hür düşünceye dayalı atılımlarının dışında kalmak bir milletin toptan imhası anlamını taşıyacağınızdan her vesile ile düşünce ile aramıza koyduğumuz engelleri kaldırmalıyız.” Diyor . Yazıyı ilgi ile okudum.
Övülecek güzellikte bir çalışma ama yinede bazı gördükleri not aldım onlara da değinmek istiyorum. Dergi bir edebiyat dergisi düşüncesi ile hazırlandığı için Niğde’ye ayrılan konu başlıkları sınırlı kalmış ama bununda aşılacağını düşünüyorum. Niğde bölge edebiyatında çok sayıda değerli yazar, düşün insanı ve eser var. Özellikle “Küçük Paşa” gibi bir ilk köy romanını yazanda Niğdeli Tepeyran, Niğde özellinde tanıtım yoğunlaşması ve okul öğrencilerinin de bu yönde çalışmalarda bulunmaları dergiyi daha da zenginleştirecektir. Dağı, taşı, söylencesi, ağıtı, sazı, sözü, yazılanı, baskı için bir kenarda unutulanı ile Niğde’de daha çok gündeme gelmesi gereken konu var. Bu bağlamda okul dergilerinde yaklaşımın yerel daha ağırlıklı olmasının yararı var. Ömer Akçam Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak çok güzel bir Türk Dergiciliği Tarihi yazmış ama Niğde’de Halkevinin yayını olarak ilk çıkan Akpınar dergisini de keşke yazısının sonunda Niğde dergiciliğinden bir parantez açarak söz etse daha güzel olurdu diye düşünüyorum. Benzer örnekler gibi Niğde’de yetişen değerli romancı hikâyeci yazarları ve eserleri de bu gibi yayınlarda daha çok işlemekte yarar var. Üretim güzel çaba güzel birazda yerel edebiyata da bakmalı. Çünkü 100 türkümüz var iken düğünlerimizde Malatya Malatya diye oynayıp Ağrı dağında kuş olmayı düşünen bir yerel kimliğimiz var oysa yöresel zenginliğimizi o Malatya ve Ağrı gibi türkülerin yanına katmak bizlerin işi tıpkı edebiyatta ki başarılı isimlere yerel edebiyatçıları da öne çıkarmak gibi. Dedim ya iş emek güzel ama biraz daha yerele bakmalı. Sazı, sözü, hikayesi, romanı ile yöremizde onlarca yazar var ve çoğunun kitabının adını bilen dahi yok.